Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Eş Direktörü Avukat Veysel Ok, 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin etkilediği bölgelerde hizmetlerinde sorunlar yaşanan GSM operatörleri ile sosyal medya erişimi kısıtlayan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkilileri hakkında “görevi kötüye kullanma”, “haberleşmenin engellenmesi”, “bilinçli taksirle öldürme” ve “bilinçli taksirle yaralama” yönünden suç duyurusunda bulundu. 10 Şubat'ta suç duyurusunda bulunan Ok, “İnsanların sosyal medya mesajlarıyla hayata tutunmaya çalıştığı bir zamanda bu ihmalkarlık, bu sorumsuzluk kabul edilemez” dedi.6 Şubat Pazartesi sabahı Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 ve 7,5 büyüklüğündeki iki depremin etkilediği bölgelerde koordinasyon eksikliği ve zorlu hava koşulları ile eksik şekilde yürütülen arama-kurtarma çalışmaları telefonların ve internetin çekmemesi ile daha da zorlaşıyor. Bölgeye intikal eden birçok gazeteci, telefon hatlarından sorunlar yaşandığını, işlerini yapmakta zorlandıklarını ve dahası insanların yardıma ulaşmalarının dahi sekteye uğradığını bildiriyor. Afet bölgesinde çalışmalarını sürdüren Haluk Levent de çekmeyen telefonların işlerini baltaladığını belirterek defalarca isyan etmişti.Yaşanan tüm bu zorluklar, BTK’nın Twitter ve TikTok başta olmak üzere çeşitli sosyal medya mecralarına yönelik bant daraltma uygulaması ile daha da kötüleşmişti. Bant daraltmasının Twitter’ın aralarında muhalif gazeteci ve siyasetçilerin hesabının kapatılması talebini kabul etmemesi üzerine gerçekleştirildiği iddia edilmişti. Aralarında gazetecilerin, milletvekillerinin, arama kurtarma gönüllülerinin ve yakınları enkaz altında olan birçok kişi sosyal medyaya erişimin kısıtlanmasına tepki göstermişti.
Avukat Ok, depremin üzerinden dört gün geçmesine rağmen hizmetlerini iyileştirmeyen GSM operatörleri hakkında “haberleşmenin engellenmesi (TCK m. 124)”, “bilinçli taksirle öldürme (TCK m.85/2)” ve “taksirle yaralama (TCK m. 86)” yönünden suç duyurusunda bulundu.Aynı dilekçede bant daraltma uygulaması yapan BTK yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunuldu. Enkaz altındaki vatandaşların dahi sosyal medyadan yardım talep ettiği bir ortamda yapılan bant daraltma uygulamasının hiçbir kanuni ve vicdani dayanağı olmadığı belirtilen suç duyurusunda BTK yetkilileri hakkında da “haberleşmenin engellenmesi (TCK m. 124)”, “bilinçli taksirle öldürme (TCK m.85/2)”, “taksirle yaralama (TCK m. 86)” ve “görevi kötüye kullanma (TCK m. 257)” yönünden suç duyurusunda bulunuldu.
Ok: Bu ihmalkarlık kabul edilemez
Türkiye Barolar Birliğinin ve Çağdaş Hukukçular Derneğinin birçok insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren müteahhitler ve idari yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Ok, GSM operatörlerinin de sorumluluğu olduğunu belirterek bu suç duyurusunun gerekli hale geldiğini belirtti. Ok, şu değerlendirmede bulundu: “İnsanların hayata sosyal medya mesajlarıyla tutunmaya çalıştığı bir zamanda bu ihmalkarlık kabul edilemez. Türkiye’nin dört bir yanında yurttaşlar depremzedelere yardım etmek için seferber olmuşken, dünyanın en pahalı iletişim ve internet hizmetlerini sunan GSM operatörleri halen afet bölgesindeki hizmetlerini iyileştirmiş durumda değil. Gazeteciler işini yapamıyor ve daha da vahimi arama-kurtarma çalışmaları aksıyor.”GSM operatörlerinin ortak açıklamasını da hatırlatan Ok, “GSM operatörleri halen çözüm olarak vatandaşlara ‘Telefonlarınızı daha az kullanın’ diyor. Aynı operatörler, yakın zamanda reklamları yapılan ‘drone baz istasyonları’ ile ilgili sayfaları ise web sitelerinden birer birer kaldırdı. Kendilerine ulaşmaya çalıştığımızda ise ‘Yetkililer kriz toplantısında’ deniyor. Belli ki bir sebepten GSM operatörleri vatandaşların haberleşmesini kolaylaştırmak için çabalamak yerine hesap vermekten kaçıyorlar. Her şeyden önce yaşama hakkına saygılı adli makamların GSM operatörlerine sorumluluklarını hatırlatacaklarını umuyoruz” ifadelerini kullandı.Uygulanan bant daraltmasının doğrudan insanların canına kastetmek olduğunu belirten Ok, BTK’nın kapısına kadar giden milletvekillerine dahi açıklama yapmadığını, bu uygulamanın herhangi bir vicdani ve kanuni dayanağı olmadığını belirtti: “Bir devletin vatandaşlarını yaşatmak görevi vardır. Bu bağlamda her kamu kurumunun kendi üzerine düşen sorumlulukları vardır. BTK yetkilileri insanların hayata tutunmasına imkan veren sosyal medyaya erişimi keserek yetkilerini kötüye kullanmışlardır. Bu, dünyanın her yerinde suçtur.”
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.