Gazeteci ve yazar Hasan Cemal’in 19 Temmuz 2016’da yaptığı “Demokratlığın tek kriteri, sadece askeri darbe girişimine karşı çıkmak değil, derinleşmekte olan Erdoğan darbesine de hayır demektir!” ve T24 yazarı Murat Belge'nin 15 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan “Hilafet” başlıklı yazısını alıntılayarak “Hilafet geri gelecekse herhalde Halife de Tayyip Erdoğan olacak” şeklinde yaptığı paylaşımları gerekçe gösterilerek "cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü.İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada Cemal, avukatı Fikret İlkiz ile hazır bulundu. Savunmasına, "Bir suç işlemedim ki, ne söylediysem, ne yazdıysam tümü ifade özgürlüğü içindeyer alıyor. Hiçbirinde hakaret de yok, hakaret kastı da yok. Bu noktayı vurgularken de içim fena halde sıkılıyor, daralıyorum” diyerek başlayan Cemal, “Hakaret davalarıyla ifade özgürlüğü boğuluyor” dedi.Cemal savunmasına şöyle devam etti: “Cumhuriyet gazetesinde genel yayın yönetmeni iken, baş yazarım Nadir Nadi'ninseksen yaşına merdiven dayadığı günlerdeki bir başyazısında, hiç unutmadım, şöyle yakınmıştı: ‘Bu adam bu dünyaya boşuna mı gelmiş diyecekler?..’ Ben de bugünlerde Nadir Bey'in hissiyatını yaşıyorum. Ben de seksen yaşına merdiven dayadım, 78 yaşındayım ve ne yazık ki hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. 54 yıldır gazetecilik yap, yaz çiz ve değişen bir şey olmasın, için sevinçle dolu olarak hiç yaşama...Çok hazin, acıklı... Sayın Yargıçlar,son sözüme gelince:Hakaret davalarıyla bu ülkede ifade özgürlüğü boğuluyor.”Ardından söz alan Av. Fikret İlkiz, “Ben de kendisinin TCK 299 davalarından sıkıldım. Bu aşamada bir diyeceğim yok” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının sunduğu katılma talebi içeren dilekçe hakkında da beyanda bulunan Av. İlkiz, “Mağduriyet ve katılma talebine katılmıyorum” dedi.Mahkeme, suçtan zarar görme ihtimali doğrultusunda dosyada mağdur olarak yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılan, avukatı Ahmet Özel'in ise katılan vekili olarak duruşmalara kabulüne karar verdi.Kısa bir aranın ardından devam eden duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, “Her ne kadar sanık hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın beyanlarının yorum ve eleştiri niteliğinde olduğu, kişinin haysiyet, şeref ve onurunu rencide edecek nitelikte olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşılmakla beraatine karar verilmesi mütalaa olunur” dedi.Kararını açıklayan mahkeme, suçun unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek Cemal'in beraatine hükmetti.*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.
İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada Cemal, avukatı Fikret İlkiz ile hazır bulundu. Savunmasına, "Bir suç işlemedim ki, ne söylediysem, ne yazdıysam tümü ifade özgürlüğü içinde yer alıyor. Hiçbirinde hakaret de yok, hakaret kastı da yok. Bu noktayı vurgularken de içim fena halde sıkılıyor, daralıyorum” diyerek başlayan Cemal, “Hakaret davalarıyla ifade özgürlüğü boğuluyor” dedi.
Cemal savunmasına şöyle devam etti: “Cumhuriyet gazetesinde genel yayın yönetmeni iken, baş yazarım Nadir Nadi'nin seksen yaşına merdiven dayadığı günlerdeki bir başyazısında, hiç unutmadım, şöyle yakınmıştı: ‘Bu adam bu dünyaya boşuna mı gelmiş diyecekler?..’ Ben de bugünlerde Nadir Bey'in hissiyatını yaşıyorum. Ben de seksen yaşına merdiven dayadım, 78 yaşındayım ve ne yazık ki hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. 54 yıldır gazetecilik yap, yaz çiz ve değişen bir şey olmasın, için sevinçle dolu olarak hiç yaşama...Çok hazin, acıklı... Sayın Yargıçlar, son sözüme gelince: Hakaret davalarıyla bu ülkede ifade özgürlüğü boğuluyor.”
Ardından söz alan Av. Fikret İlkiz, “Ben de kendisinin TCK 299 davalarından sıkıldım. Bu aşamada bir diyeceğim yok” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının sunduğu katılma talebi içeren dilekçe hakkında da beyanda bulunan Av. İlkiz, “Mağduriyet ve katılma talebine katılmıyorum” dedi.
Mahkeme, suçtan zarar görme ihtimali doğrultusunda dosyada mağdur olarak yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılan, avukatı Ahmet Özel'in ise katılan vekili olarak duruşmalara kabulüne karar verdi.
Kısa bir aranın ardından devam eden duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, “Her ne kadar sanık hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın beyanlarının yorum ve eleştiri niteliğinde olduğu, kişinin haysiyet, şeref ve onurunu rencide edecek nitelikte olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşılmakla beraatine karar verilmesi mütalaa olunur” dedi.
Kararını açıklayan mahkeme, suçun unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek Cemal'in beraatine hükmetti.
*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir. 