ELİF AKGÜL
Mısır Çarşısı davasında hakkındaki dördüncü beraat kararı Yargıtay’ca bozulan sosyolog yazar Pınar Selek’in yargılandığı davada avukat Bahri Bayram Belen, İçişleri Bakanlığı’nın dosyaya gönderdiği bir evrakta gerçek dışı beyanda bulunarak Fransa’daki üniversitenin etkinliğini “PKK etkinliği” gibi gösterildiğini söyledi.
Sosyolog Pınar Selek’in dört beraat kararına rağmen 26 yıldır yargılandığı, Yargıtay’dan beş kez bozulan ‘Mısır Çarşısı’ davasının üçüncü duruşması, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Uluslararası hukukçular ve akademisyenler takip etti
Aralarında Fransız barosundan çok sayıda avukatın, Fransa ve İsviçre Başkonsolosluklarından yetkililerin, Paris Belediye Başkan Yardımcısı Jean-Luc Romero Michel, Strasburg Belediye Başkan Yardımcıları Rafael Remy-Lelue ile Abdelkarim Ramdane ve Nantes Eski Baro Başkanı Pierre-Ann Laugery, Strasburg Üniversitesi Eş Başkanı Mathiue Schneider ile Lyon Üniversitesi Rektörü Natalie Dompnier’in olduğu çok sayıda uluslararası gözlemci, ayrıca aralarında Türkan Elçi ve Oya Ersoy gibi isimlerin olduğu Türkiye’den siyasetçi ve hak örgütü temsilcileri de duruşmayı izledi.
Duruşmada ilk olarak söz alan davanın sanıklarından Abdülmecit Öztürk’ün avukatı müvekkili hakkındaki beraat kararının temyiz edilmediğini hatırlatarak yakalama kararının kaldırılmasını talep etti.
“Pınar’la ilgili yargıya hep müdahaleler oldu”
Ardından söz alan Selek’in avukatı Belen, mahkemeye gönderilen 3 Haziran 2024 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü yazısını hatırlattı. Belen, söz konusu yazıda Selek’in “2024 yılı Nisan ayında Fransa/Nice kentinde PKK/KCK terör örgütleri mensuplarınca düzenlenen etkinliğe katıldığı bildirilmiştir” ifadesinin olduğunu, Selek’in Fransa’daki adresinin yazılarak “hakkında yakalama emrine istinaden arandığı tespit edilmiştir” ifadelerinin kullanıldığına işaret etti.
Avukat Belen, söz konusu adresin Selek’in Fransa’da çalıştığı üniversitede kayıtlı adresi olmasına rağmen belgede “sanki gizli bir adresmiş gibi yansıtıldığını” kaydetti. Söz konusu etkinliğin ise Üniversite Côte d’Azur, Üniversite Paris Cité, CNRS ve Kalkınma ve Araştırma Enstitüsü’ne bağlı Göçler ve Toplum Araştırma Birimi (URSMIS) ekibi olarak göç konusuna ilişkin bir dizi etkinlikten biri olduğunu, sosyolog olan Selek’in de bilim insanı olarak bu etkinte yer aldığını ifade eden Belen, düzenleyici kurumların etkinliğin ve Selek’in konumuna ilişkin açıklamasını mahkemeye sundu.
“Ayıplı bir belge”
“Delilleri doğrudan inceleyen, patlamanın bir bomba olmadığına ilişkin emniyet uzmanlarının ifadelerini dinleyen, aynı yöndeki Adli Tıp Kurumu raporlarını değerlendiren tahkikat mahkemesi dört defa beraat kararı verdi” diyen avukat Belen, “Ama Pınar’la ilgili dışarıdan hep yargıya müdahaleleri oldu ve bu beraat kararları hep döndü” diyerek şöyle devam etti:
“Bu nedenle bu belge masum bir belge değil. Bu yazı çarpıtılmış bir belgeyi yollayarak mahkemeyi etkilemeye çalışmaktadır. Bu yazının, Selek ile ilgili iade talebinde bulunacaksanız “bakın terör örgütüyle ilişkisi var” diyerek mahkemenizi etkilemeye yönelik bir belge olduğunu düşünüyoruz. Pınar Selek ile ilgili yeni bir sahte belge yaratma çabasında basiretsizlik kadar, Fransız akademyasını da açıkça suçlayan ayıp bir belgedir. Bu belgeyi düzenleyenlerle ilgili suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz.”
Belen’in ardından avukat Alp Selek Fransız avukatların söz alacağını söyledi. Mahkeme Başkanı ise “Daha önce kendilerini dinledik. Artık gerçek usulü uygulayacağım. Bu nedenle sadece dosyada vekaleti olan avukatları dinleyeceğim” dedi.
Bunun üzerine savcı görüşünü sunarak, “dosyadaki mevcut delillerin durumu ve olası mahkumiyette alacakları cezaları göz önünde bulundurarak” Selek hakkındaki Kırmızı Bülten’in gereğinin yerine getirilmesini ve Öztürk hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesini talep etti.
Dava 8 ay sonraya bırakıldı
Ara vermeksizin kararını açıklayan mahkeme heyeti, Belen’in suç duyurusu talebini “dosya kapsamında mahkemece yapılacak bir işlem bulunmamasından dolayı” reddine, Öztürk’ün avukatının yakalama emrinin kaldırılması yönündeki talebinin reddine, Selek ve Öztürk hakkındaki tutuklama kararının devamına karar verdi.
Yargıtay Ceza Kurulu’nun daha yüksek bir ceza talebiyle bozulan karar durumunda sanığın ifadesinin alınması yönündeki kararı uyarınca önceki duruşmalarda istinabe talebini reddeden mahkeme, Selek’in ifadesinin alınması için Fransa’daki adli makamlarla yapılan yazışmanın akıbetinin sorulması için Adalet Bakanlığı’na müzekkere yazılmasına karar verdi.
Mahkeme davayı sekiz ay sonraya 7 Şubat 2025 saat 14.00’e bıraktı.
Dava hakkında
Temmuz 1998’de gerçekleşen, 7 kişinin öldüğü Mısır Çarşısı patlaması nedeniyle yargılanan Pınar Selek 25 yıldır yeniden görülen davadan dört kez beraat etti. Mahkeme kararları her seferinde Yargıtay’dan döndü.
Hazırlanan tüm bilirkişi raporları patlamanın bomba kaynaklı değil, gaz kaçağı kaynaklı olduğunu ortaya koydu. Selek’le birlikte Mısır Çarşısı’na bomba yerleştirdiklerine dair ifade veren diğer sanık duruşmalarda ifadesinin işkence altında alındığını ve Selek’i tanımadığını beyan etti.
En son 2014 yılında sonuçlanan ve beşinci kez görülen davada Selek hakkında verilen beraat kararı, 2022’de Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca bozuldu. Genel Kurul’un Selek’in ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması gerektiğine dair kararının ardından, dava altıncı kez yeniden görülmeye başlandı.
Salak davada, “Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak”, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme”, “Yasa dışı silahlı örgüt üyesi olma” suçlamalarıyla yargılanıyor.