İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi (BHRC), Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş başkanı Selahattin Demirtaş ile Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) eş direktörü Veysel Ok’un yargılandığı davalar hakkında görüşlerini sunan bir rapor yayınladı.BHRC kıdemli üyesi Pete Weatherby’nin Haziran ayında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında takip ettiği duruşmalardaki gözlemlerine dayanarak yazdığı raporda, Ok’un yargılanmasının “devletin avukatların mesleklerini icra etmesinin önüne geçtiği ve avukatların meşru fikirlerini ifade etmelerini kriminalize ettiği” belirtildi. Raporda avukat Veysel Ok’un 25 Aralık 2015 tarihinde Özgür Düşünce gazetesine verdiği bir demeç gerekçesiyle TCK 301. maddeden yargılanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğünü koruma altına alan 10. maddesini ihlal ettiğinin altı çizildi. Ok’un sözlerinin genel bir eleştiri sunduğunu söyleyen raporda, belirli bir mahkemeye ya da savcıya yönelik ağır bir hakaret olmadığı sürece yargının bağımsız olmadığına yönelik eleştirilerin kamu nezdinde yargı organlarını aşağılamak unsurlarını oluşturmadığının altı çizildi. Selahattin Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde 18-19 Haziran tarihlerinde görülen duruşmasına katılan Weatherby, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesine yönelik ihlal kararının altını çizdi ve Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi boyutu ile ilgili görüş bildirdi. BHRC’nin raporunda özellikle bağımsız, tarafsız ve yetkin bir mahkeme tarafından yargılanma ile ifade özgürlüğü hakkı ve keyfi şekilde uzayan tutukluluk hakkında eleştiriler dile getirildi.Rapor, Türkiye hükümetini devletin yasama ve yargı organları üzerindeki baskıyı azaltarak yargının bağımsızlığını güçlendirmeye çağırarak avukatların herhangi bir siyasi etki ya da tehdit altında kalmadan mesleklerini icra edebilecekleri bir ortamın yaratılmasını talep ediyor. Raporun tam metni için tıklayınız.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.
İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi (BHRC), Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş başkanı Selahattin Demirtaş ile Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) eş direktörü Veysel Ok’un yargılandığı davalar hakkında görüşlerini sunan bir rapor yayınladı.
BHRC kıdemli üyesi Pete Weatherby’nin Haziran ayında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında takip ettiği duruşmalardaki gözlemlerine dayanarak yazdığı raporda, Ok’un yargılanmasının “devletin avukatların mesleklerini icra etmesinin önüne geçtiği ve avukatların meşru fikirlerini ifade etmelerini kriminalize ettiği” belirtildi.
Raporda avukat Veysel Ok’un 25 Aralık 2015 tarihinde Özgür Düşünce gazetesine verdiği bir demeç gerekçesiyle TCK 301. maddeden yargılanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğünü koruma altına alan 10. maddesini ihlal ettiğinin altı çizildi. Ok’un sözlerinin genel bir eleştiri sunduğunu söyleyen raporda, belirli bir mahkemeye ya da savcıya yönelik ağır bir hakaret olmadığı sürece yargının bağımsız olmadığına yönelik eleştirilerin kamu nezdinde yargı organlarını aşağılamak unsurlarını oluşturmadığının altı çizildi.
Selahattin Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde 18-19 Haziran tarihlerinde görülen duruşmasına katılan Weatherby, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesine yönelik ihlal kararının altını çizdi ve Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi boyutu ile ilgili görüş bildirdi. BHRC’nin raporunda özellikle bağımsız, tarafsız ve yetkin bir mahkeme tarafından yargılanma ile ifade özgürlüğü hakkı ve keyfi şekilde uzayan tutukluluk hakkında eleştiriler dile getirildi.
Rapor, Türkiye hükümetini devletin yasama ve yargı organları üzerindeki baskıyı azaltarak yargının bağımsızlığını güçlendirmeye çağırarak avukatların herhangi bir siyasi etki ya da tehdit altında kalmadan mesleklerini icra edebilecekleri bir ortamın yaratılmasını talep ediyor.
Raporun tam metni için tıklayınız. 