Duruşma Haberleri

İzmir’de hak savunucularının yargılandığı ‘cumhurbaşkanına hakaret’ davası Eylül’e ertelendi

İzmir’de hak savunucularının yargılandığı ‘cumhurbaşkanına hakaret’ davası Eylül’e ertelendi
SEVDA AYDIN*
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin 3 Şubat 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi'nde süren kayyum rektör protestolarına destek açıklamasına yapılan polis müdahalesinde darp edilerek gözaltına alınan üç hak savunucusunun “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandıkları davanın üçüncü duruşması İzmir 41. ASCM'de görüldü. Hak savunucuları Aytül Uçar ve Emine Akbaba duruşma salonunda avukatları ile birlikte hazır bulunurken savunması talimat mahkemesi ile alınan İrem Çelikbaş duruşmaya katılmadı. İlk sözü alan Emine Akbaba’nın avukatı Arif Ali Cangı, dosyaya AHİM’in Vedat Şorli v. Türkiye kararını sundu. Dosyaya Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın hazırladığı sanıklar aleyhine tanıklık yapan ve sanıkların yargılandıkları bir başka dosyada da müşteki olan polislerin hak savunucularına yönelik uyguladığı işkencenin raporunu sunan Av. Cangı, dosyada sadece kötü muamele yapan polislerin tanık beyanlarının olduğunu söyleyerek “Bu haliyle dosyadan mahkumiyet çıkması mümkün değildir.  Bu nedenle derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi. 

‘Politik eleştirilerimin arkasındayım’

Emine Akbaba da ifadesinde Ege Üniversitesi’nde okuduğunu, pek çok üniversitede olduğu gibi kendi üniversitesine de kayyum atandığını, Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak atanan kayyuma karşı başlayan protestolara destek verdiği için işkence ile gözaltına alındığı açıklamaya katıldığını söyledi. Henüz açıklama başlamadan polis şiddetinin başladığını ve gözaltında kötü muamele gördüğünü belirten Akbaba, “Cumhurbaşkanına yönelik politik eleştirilerimin arkasındayım. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu. Aytül Uçar ise olay günü polisin kitle henüz toplanmadan ve hiçbir uyarı yapmadan gaz sıktığını, gözaltına alınanlara şiddet uyguladığını ve ters kelepçeli olarak araçlara götürüldüklerini aktardı. “Biz yasal hakkımız çerçevesinde hareket ettik. Bu yüzden yargılanmaktan çok üzgünüm. Suçsuzum ve beraatimi talep ediyorum” dedi.  Dosyada tanık olan olan polis memuru S. A. ise suçu oluşturan hakaretleri gözaltı aracında duyduğunu iddia etti. Sanıkları, “Daha önceki olaylardan tanıyorum” diyen tanık polis memuru, gözaltı aracına aralarında sanıkların da bulunduğu kişileri sakinleştirmek için gittiğini öne sürdü.

‘Yasa yeniden düzenlenmeli’

Sanık ve tanık ifadelerinin ardından söz alan savcı, “mağdur” Recep Tayyip Erdoğan’ın katılma talebinin kabul edilmesini istedi. Savcının talebi üzerine söz alan Av.Cangı, “TCK’nın 299. maddesi ‘cumhurbaşkanına hakaret suçunu’ işlemektedir. Sunmuş olduğum kararda, 299 ve 125. maddeler karşılaştırılmıştır ve 125.madde şikayete bağlı suçtur. 299. madde ise şikayete bağlı değildir. Ancak yasanın düzenlenmesi gerekmektedir. Çünkü yasa, ‘cumhurbaşkanına hakareti’ düzenlediği halde sanki Cumhurbaşkanlığına hakaret şeklinde dosyaya yazılar gelmektedir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hukuk Bürosunun gönderdiği yazının dikkate alınmamasını talep ediyoruz. Şikayete bağlı olmasa da eylemin kendisi kişiye bağlı bir eylem olduğundan müdahil talebinin kabul edilebilmesi için kendisinin bizzat şikayetçi olup olmadığı konusunda talimat yazılmasını ve bundan sonra katılma konusunda karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.  Talep ve itirazların ardından kararını açıklayan hakim, mağdur Recep Tayyip Erdoğan’ın katılma talebinin kabul edilmesine karar vererek vekilinin halihazırda dosyaya dilekçesini sunduğu ve Erdoğan’ın görevinin mahiyeti de gözeltildiğinde dinlenmesine gerek olmadığına hükmetti. Olay günü gözaltı aracında kamera olup olmadığının sorulmasına, varsa kamera görüntülerinin istenmesine, sanık avukatlarının sunacağı tanık listesinin dosyaya alınmasına ve sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme, davayı 2 Eylül’e erteledi. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş,  MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.