FOTO:Yalnızca AA ve Anka muhabirlerinin alındığı ve avukat sayısının da sınırlandığı duruşma salonunun önündeki bariyerlere arkadaşlarına desteğe gelen öğrenciler maskeler bıraktı.
Rabia Çetin
İstanbul’da 8 Nisan’da Kadıköy Dayanışma Sahnesi’nde düzenlenen etkiline “Diktatör Erdoğan” dövizi taşıdığı gerekçesiyle tutuklanan üniversite öğrencileri Esila Ayık, Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan hakkında açılan davanın ilk duruşması Anadolu 77. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ayık, Öğüşlü ve Erdoğan hakkında 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8’er aya kadar hapis cezası isteniyor. 3 öğrenci hakkında tahliye kararı verildi.
Duruşmaya avukat ve gazeteci sınırlaması
2,5 saat gecikmeli olarak başlayan duruşmayı Duruşmaya Ayık, Öğüşlü ve Erdoğan’ın ailesi, Saraçhane protestolarında tutuklanan öğrencilerin ailelerinin kurduğu Anne Baba Dayanışma Ağı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, eski İstanbul Baro Başkanı Filiz Sara , öğrencilerin arkadaşları ve çok sayıda avukat takip etti. Duruşmaya çok sayıda polis alınırken, avukat ve gazeteci sınırlaması getirildi.
Esila Ayık: Döviz elimde 5 dakika bile durmadı
Kimlik tespitinin ardından ilk olarak savunma yapan tutuklu öğrenci Esila Ayık, gittiği etkinliğin gösteri değil dayanışma konseri olduğunu ve fotoğrafçılık öğrencisi olarak fotoğraf çekmeye gittiğini söyledi. Ayık,
“Fotoğrafçılık öğrencisiyim, oraya fotoğraf çekmeye gittim. Benim de bir fotoğrafımın olmasını istedim. Oradan bulduğum bir dövizi elime aldım başkası fotoğrafımı çekti. fotoğraf çektirdim geri verdim. Dövizi elime veren kişiyi tanımıyorum, maskeli bir şahıstı. Döviz elimde 5 dakika bile durmadı. Suç olabileceğini bilmiyordum, suç olduğunu bilseydim zaten böyle bir şey yapmazdım” dedi.
35 günlük tutukluluk sebebiyle okulundan geri kaldığını, sınavlarına giremediğini belirten Ayık, “Böbrek ve kalp rahatızılığım var cezaevi koşulları hastalığım için uygun değil” diye konuştu.
Arda Öğüşlü: Hayalim ülkemi temsil etmek
Daha sonra savunma yapan bir diğer tutuklu öğrenci Arda Öğüşlü, Kadıköy’de konsere gittiğini, konserde bir tanıdığın kendisine o pankartı verdiğini belirtti.
Öğüşlü savunmasında şunları söyledi: “Pankartı biz hazırlamamıştık.
Pankartın üstüne baktım yazılı ifadelerin bir suç oluşturma ihtimali olduğunu dünümemdim. İnsanlar pankart olanların fotoğrafını çekiyordu ben de pankartı elime aldım. Fotoğraftan sonra dövizi tekrar o dövizi tekrar verdikten sonra konser alınında gürültünün artması sebebiyle rahatsızlık duyduğum için ayrıldım. Sonrasında gözaltına alındım. Ben öğrenciyim, yüzde 50 burslu okuyorum. Ekim aynının sonralarına doğru annem ve babam boşandı. Bu da beni olumsuz etkiledi. Psikolojik tedavi gördüm, ilaç kullandım. Buna rağmen üniversitede başarılı bi not oratalamasına sahibim.Sınavlarıma giremedim. Psikolojik tedavimi cezaevinede düzgün bir şekilde alamadım. Tedavim açısından ilaçlarımı tam zamanında alamıyorum. Ben çok sevdiğim bir bölüm okuyorum, hatta en büyük hayalim kendimi geliştirerek ülkemi temsil etmek. Sınavlarımdan mahrum kaldım. Sınavlarıma girmek istiyorum, sene tekrarı yapmak istemiyorum.”
Mehmet Efe Erdoğan: “Suç işleme kastım olsaydı bile bu pankart ifade özgürlüğümü kullanma hakkım olurdu”
Son savunmayı yapan bir diğer tutuklu Mehmet Efe Erdoğan da savunmasında şunları söyledi:
“O gün oraya konser amacıyla gitmiştim. Oradaki konser anının heyecanıyla o kargaşada elime bir pankart geçti, pankarta bakmadan elime alıp 2-3 dakika belki de daha az tuttum. Bunun suç teşkil ettiğini bilmiyordum. Bir suç işleme kastım bile olsaydı bir suç olmazdı, zira ben ifade özgürlüğümü kullanmış oldurdum. Tam burslu okuyorum. Özel üniversitlerin bursu için ortalama şartı vardır. Üniversite ortalamam yüksektir. Ortalamamın düşmesi halinde bursum kesilecek, yurdumdan çıkarılma durumum söz konusu olacaktır. Ailemin üniversite eğitimimi karşıla durumu yoktur. Cezaevi şartları bana uygun değildir. Alerjik astım hastasıyım. Tedavim yapılmamıştır. Kararı sizin vicdanınıza bırakıyorum.”
Arda Öğüşlü’nün avukatı ise savunması da “Orada bulunma sebepleri Anayasal hak. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan bir kişinin ağır eleştirilere katlanması gerekiyor. Suç işlemek kastıyla orada değildir” dedi.
Daha sonra savunma yapan Esila Ayık’ın avukatı Göksun Canberk Uluğ ise şunu söyledi: “Esila’nın sağlık durumu kritik. Kalbinden fenalaşıp acile kaldırıldı. 50 kişilik koğuşta kalıyor. Aynı tuvaleti banyoyu kullanıyorlar. Böbrek rahatsızlığı var. İdrar yolu enfeksiyonu kapma ve böbrek rahatsızlığının ilerleme durumu söz konusu.”
Müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan avukatı Sümeyye Nur Yaman da Sanıkların suça konu eylemi müvekkilimin şeref, onur ve saygınlığını zedelemiştir sanıklardan şikayetçiyiz” dedi.
Savcı, tutukluluğun devamını talep etti
Mütalaasını tekrar eden savcı, 3 öğrencinin tutukluluğunun devamını istedi.
Mütalaaya karşı yeniden savunma yapan Esila Ayık, “Bunun bir suç olduğunu bilseydim böyle bir fotoğraf çekmezdim. Öğrenciliğim devam ediyor, sağlık sorunlarım var. Cezaevinde kendimi iyi hissetmiyorum. Beraat olmasa bile tahliye istiyorum” diye konuştu.
Mütalaaya karşı savunma yapan Mehmet Efe Erdoğan, “Tutukluluk halim devam edilirse bursum gidecek. Ailemin üniversite masraflarını karşılayacak durumum yok” dedi.
Arda Öğüşlü ise mütalaaya karşı savunmasında, “Öğrenciyim, yaşadığım yer belli. Kaçma şüphem yok. Deliller ortada. Delilleri karartma gibi durumum da yok. Tahliyemi talep ederim. Suç teşkil edeceğini bilmiyordum” ifadesini kullandı.
3 öğrenci tahliye edildi
Savunmaların ardından mahkeme karar için 15 dakika ara verdi. Aradan sonra kararını açıklayan hakim, 3 öğrenci hakkında adli kontrol tedbiri olmaksızın tahliye kararı verildi. Duruşma Aralık ayına ertelendi.
Ne olmuştu?
Saraçhane protestolarında tutuklanan öğrencilere destek vermek amacıyla 8 Nisan’da Kadıköy Dayanışma Sahnesi'nde düzenlenen etkinlikte 'Diktatör Erdoğan' dövizi taşıdıkları sebebiyle üniversite öğrencileri Esila Ayık, Arda Öğüşlü ve Mehmet Efe Erdoğan gözaltına alınıp tutuklanmıştı. 3 öğrenci hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede 3 öğrenci hakkında 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8’er aya kadar hapis cezası istendi. İddianame 2 gün içerisinde kabul edildi.
