Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na açılan kapatma davasının ikinci duruşması, bugün İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.Büyük salona alınan duruşmaya 100’ün üzerinde kişi katıldı. Mor Çatı, Uçan Süpürge ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonları gibi birçok kadın derneğinin yanı sıra Hollanda ve İsveç Konsolosluğu temsilcileri de duruşmayı takip etti.Öldürülen kadınların aileleri de 109 imzanın yer aldığı bir mektup yazarak davaya müdahillik talebinde bulundu ancak mahkeme bu duruşmada da tüm katılma taleplerini reddetti.Dernek hakkında "kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı" iddiasıyla yapılan şikayetler gerekçe gösterilerek açılan davada, "kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürüttüğü" iddiasıyla derneğin feshi isteniyor.Bir sonraki duruşma 11 Ocak Çarşamba günü saat 11.00’de görülecek. Üçüncü duruşmada derneğin tanıkları dinlenecek.
Hakim: Duysanız ne olur, duymasanız ne olur!
Salondaki mikrofonu kullanmadan konuşan hakim, kadınlar tarafından kendisine iletilen "Sesiniz duyulmuyor" çağrılarına “Siz duysanız ne olur duymasanız ne olur” yanıtını verdi.TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkan Vekili Jale Nur Süllü, duruşmaya gözlemci olarak katıldığını belirtti ancak hakim, bunu tutanağa geçirmek zorunda olmadığını ifade etti.Bunun üzerine kısa süren bir tartışma yaşandı ve ardından tüm gözlemciler tutanağa geçirildi. Hakim ile konsolosluk temsilcileri arasında "Siz konsoloslukta ne iş yapıyorsunuz?" şeklinde bir diyalog yaşandı.
‘Bütün dosya hukuka aykırı olan bu kayıtlara dayanıyor’
Saat 10.50 itibarıyla duruşmaya başlandı ve ilk sözü avukat Rukiye Leyla Süren aldı. Süren, "Kapatma davasının ilk duruşmasının görüldüğü 1 Haziran’dan bu yana platform olarak 72 duruşma izledik. Bu süre boyunca tam 114 kadın öldürüldü" dedi ve bu faaliyetlerin de derneğin önemini ortaya koyduğunu ifade etti.Avukat Sevda Nur Bayram, dernek üyelerinin sabıka kayıtlarının mahkemeye istenmesine tepki gösterdi. "Bize delil olarak gösterilen tek şey emniyet kayıtları. Bütün dosya hukuka aykırı olan bu kayıtlara dayanıyor” diyen Bayram, davanın hukuka aykırı bir şekilde açıldığını ve bu şekilde devam ettiğini söyledi. Eksik dosyaların istenmesinden vazgeçilmesini talep eden Bayram, ilk duruşma tutanağının SEGBİS dökümünün gerçeğe aykırı bir şekilde yapıldığını ve temel hukuk terimlerinin bile yanlış yazıldığını belirtti.
'Kadınları yaşatmaya çalışmak ahlaksızlıksa biz ahlaksızız'
Avukatların ardından öldürülen kadınların aileleri söz aldı. Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, kızı öldürüldükten sonra dernekteki kadınların kendilerine nasıl destek olduğunu anlatarak "Bu platform olmasaydı belki ben bugün cezaevinde olacaktım. Hep destek verdiler" dedi. Gültekin, müdahillik talebinde bulundu.Annesi öldürülen Eren Melis Göçmen de sesi titreyerek yaptığı konuşmasında "Kadınları yaşatmaya çalışmak ahlaksızlıksa biz ahlaksızız ve bunu yapmaya devam edeceğiz çünkü biz bir şey yapmazsak adalet gelmiyor. Benim babam, annemi sekiz yerinden bıçakladı ve sonra annemin ona aldığı takım elbiselerle iyi hal indirimi aldı. Türkiye’de güvende değiliz. Kadınlar polise gidince bir karşılık bulamıyor. Burada çok büyük bir problem var ve bu problem biz değiliz. Platform bizi hiç yalnız bırakmadı ve biz de onları yalnız bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
İşten haksız yere atıldıktan sonra platformla tanışan Yeliz Kurt, annesi öldürülen Emine Akdoğan duruşmada söz alırken; erkek şiddetine maruz kalan/ öldürülen 109 kadının ailesi bir mektup kaleme alarak müdahillik talebinde bulundu.
Mahkeme, dernek üyeleri hakkındaki suç kayıtlarının dosyaya eklenmesini bekliyor. Dernek avukatları, dosyalar geldikten sonra beyanda bulunmak için zaman istedi ve tanık dinleteceklerini söyledi.
Ne olmuştu?
Nafaka mağduru olduğunu iddia eden bir kişinin, 2016’da Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) yaptığı şikayetler sonucunda Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği hakkında soruşturma başlatıldı.İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mustafa Güner’in Aralık 2021’de hazırladığı bir buçuk sayfalık iddianamede, derneğin "kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürüttüğü" gerekçesiyle feshi istendi. Dernekler Kanununa göre derneklerin, tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamayacağını ve bunu yapan dernek yöneticileri hakkında öngörülen hapis ve para cezalarının hatırlatıldığı iddianamede, "derneğin, amacı dışında faaliyet gösterdiği ve dernek amacının kanuna aykırı hale geldiği kanaati oluştuğu" belirtildi.Bu iddiaya dayanak olarak dernek hakkındaki şikayet dilekçesinde yer alan "Derneğin kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı, kadınları ve çocukları yok sayarak bu kişiler üzerinden menfaat elde ettiği, toplumda kaos yaratıp mağduriyetleri artırmayı amaçladığı, cumhurbaşkanı hakkında hakaret söylemleri olduğu, aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı; Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak gibi isimlerle terör faaliyetlerine katılan kadınları savunarak yayın yapıldığı" ifadelerine yer verildi.İddianamede dernek yöneticileri hakkında İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki kayıtların incelendiği de belirtildi. Bunlar dışında herhangi bir delil gösterilmedi.Haziran 2022’de görülen ilk duruşmada 60’ın üzerinde avukat ve çok sayıda kadının yanı sıra kızları erkek şiddetiyle öldürülen aileler de hazır bulundu. İstanbul, Gaziantep, Ankara, Eskişehir, İzmir, Diyarbakır, Kocaeli, Kırklareli, Adıyaman ve Tekirdağ barolarının kadın hakları merkezleri ile Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi, Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği ve dernek üyesi ailelerin müdahillik talepleri mahkemece reddedildi.Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2010’da Münevver Karabulut cinayetinden sonra kuruldu ve 2012’de dernekleşti. Türkiye’nin 76 ilinde faaliyetlerini sürdüren dernek, kadın cinayetleri davalarını takip ediyor ve öldürülen kadınların aileleriyle dayanışma göstererek kadınlara yönelik hak ihlallerine karşı kampanyalar düzenliyor.*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.