İstanbul - 46 gazetecinin yargılandığı “KCK Basın davası”nın on sekizinci duruşması bugün İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklardan Yüksel Genç ile Hüseyin Deniz’in hazır bulunduğu celseyi Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye temsilcisi Özgür Öğret de izledi.Mahkemeye yazılı olarak da savunmasını sunan Yüksel Genç, “DTK eş başkanlığım delil olarak gösterilmiştir. DTK bir suç örgütü değildir. DTK tarafımdan kurulmadı. Yaklaşık 9 ay orada çalıştım. Kürt sorununun barışçıl yollardan çözümü için çalışan yasal bir kurumdur. Devlet tarafından tanınan bir kurumdur,” ifadelerini kullandı.Söyleyecek bir şeyinin olup olmadığı sorulan sanık Hüseyin Deniz ise “Söyleyecek bir şeyim yoktur,” dedi.Çağdaş Ulus’un avukatı Mehtap Acar Ulus da, “Müvekkilim FETÖ’cü polisler tarafından suçlanmıştır. Hiçbir şekilde örgütsel faaliyeti yoktur. Herhangi bir suç işlememiştir. Tefrik kararı verilerek beraat talep ediyoruz,” şeklinde konuştu.Avukat Özcan Kılıç ise Yüksel Genç’in duruşmalardan vareste edilmesini, DTK’nin yasa dışı oluşum olup olmadığı hususunda ilgili mercilerden sorulmasını ve MİT ajanı olduğu öğrenilen Mustafa Özer’in tanık olarak dinlenmesini talep etti.Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti tüm talepleri reddederken, sanık İsmet Kayhan hakkında çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesine hükmetti. Bir sonraki duruşma 2 Temmuz 2020 günü saat 10.00’da görülecek.
8 yıldır süren “KCK Basın” davası
2011’in Aralık ayında Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem ile Azadiya Welat gazeteleri, Demokratik Modernite dergisi ve Fırat Dağıtım gibi Kürt basın yayın organlarına yönelik operasyonda 46 çalışan gözaltına alınmış, 32’si tutuklanmıştı.Yaptıkları röportajlar, çektikleri fotoğraflar, takip ettikleri basın açıklamaları, notları, haber kaynakları ile konuşmaları ve telefonlarında bulunan haber kaynaklarının isimlerine kadar birçok gazetecilik faaliyeti iddianamede suç delili olarak yer aldı. 32 tutuklunun 17’si iki yıl süren yargılama boyunca tahliye edilirken geriye kalan tutuklular ancak Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) kaldırıldıktan sonra tahliye olabildi.ÖYM’lerin kapatılmasının ardından gazeteciler davanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu, yerel mahkeme ise AYM sonucunu beklemeden yargılamaya devam etti.
AİHM başvuruyu reddetmişti
Yargılanan gazetecilerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5’inci (özgürlük ve güvenlik hakkı), 3’üncü (işkence yasağı), 10’uncu (ifade özgürlüğü) ve 1’inci (insan haklarına saygı yükümlülüğü) maddeler üzerinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru yaptı. AİHM ise 2019 yılının Kasım ayında AYM’ye bireysel başvuru yolunun tüketilmediği gerekçesiyle bu başvuruyu reddettiğini bildirdi. Oysa gazetecilerin tutuklandığı ve başvurunun yapıldığı tarihte henüz AYM’ye bireysel başvuru uygulaması başlamamıştı.
Davada yargılananlar
Nurettin Fırat, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Turabi Kışın, Ramazan Pekgöz, Şeyhmus Fidan, Hüseyin Deniz, Yüksel Genç, Nevin Erdemir, Semiha Alankuş, Davut Uçar, Kenan Kırkaya, Sibel Güler, Mehmet Emin Yıldırım, Zuhal Tekiner, İrfan Bilgiç, Ömer Çelik, Haydar Tekin, Ömer Çiftçi, Selahattin Aslan, Dilek Demiral, Nahide Ermiş, Çağdaş Kaplan, Nilgün Yıldız, Çiğdem Aslan, Cihan Albay, Sadık Topaloğlu, Ayşe Oyman, İsmail Yıldız, Fatma Koçak, Oktay Candemir, Pervin Yerlikaya Babir, Çağdaş Ulus, Zeynep Kuray, Şerafettin Sürmeli, Eylem Sürmeli, Sultan Güneş Ünsal, Murat Eroğlu, Evrim Kepenek, Hamza Sürmeli, Arzu Demir, Ziya Çiçekçi, Saffet Orman, Enis Yalçın, Mikail Barut, İsmet Kayhan.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.