Arşiv

Kürt kadın hareketinin son iki yılı: Toplu tutuklamalar, bitmeyen soruşturmalar

Kürt kadın hareketinin son iki yılı: Toplu tutuklamalar, bitmeyen soruşturmalar
SİBEL YÜKLER
Tam bir yıldır Kürt kadın hareketi üzerinde sistematik şiddet yürütülüyor. Diyarbakır’da mücadele eden her kadın, sabah 04:30’da kapısının kırılacağını düşünerek uyuyor. Böylesi bir psikolojik şiddet içerisinde bile mücadelesine devam ediyor. Biz değil, onlar korkuyor.
Bu sözler, 16 Mart 2022 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınan Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya’ya ait. Kaya’nın, Yeni Yaşam gazetesinin Kadın sayısında yayınlanan “Biz değil onlar korkuyor” başlıklı yazısından tam bir yıl sonra, 24 kadın sabaha karşı ev baskınıyla gözaltına alındı.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar arasında Rosa Kadın Derneği üyeleri, Tevgera Jinên Azad/Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, HDP’li eş başkanlar ve sendika sekreterleri bulunuyor. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesine götürülen kadınların avukatları ile görüşmesine 24 saat kısıtlılık getirilmişti. Ancak söz konusu kısıtlılık kararı, avukatların Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunmasının ardından kaldırıldı.  

Kürt kadın hareketinin temsilcilerinden

2021 tarihinde başlatılan soruşturma, aynı yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Diyarbakır’da yapılmak istenen, ancak engellenen yürüyüşe dayandırılıyor.  Diyarbakır’da yüzlerce kadın, 2021 yılında Dicle Amed Kadın Platformu’nun çağrısıyla Dünya Kavşağı’ndan Roboskî Parkı’na yürümek istemiş, ancak polis engeliyle karşılaşmıştı. Söz konusu soruşturma kapsamında 16 Mart 2022 tarihinde gözaltına alınan kadınlara, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlaması yöneltiliyor. Haklarında dört günlük gözaltı kararı bulunan kadınların ifadelerinin alınmasına ise dün gece itibariyle başlandı.   2018 yılında Diyarbakır’da kurulan Rosa Kadın Derneği, sadece kent özelinde değil, bölgede ve ülke genelinde Kürt kadınlar başta olmak üzere kadın hakları alanında mücadele ediyor ve çalışmalar yapıyor. Erkek-devlet şiddeti, kadın cinayetleri, cinsel şiddet/istismar, cinsiyetçilik, militarizm, şüpheli kadın ölümleri gibi birçok kadın meselesi başlıca mücadele ve politika konuları arasında. Hukuki alanda da destek sağlayan dernek, aldığı şiddet başvurularını doğrudan veya yönlendirerek çözüme kavuşturmaya çalışıyor, sığınma konusunda destek mekanizmaları oluşturuyor.  Bugün, TJA gibi Kürt kadın hareketinin temsilcileri arasında yer alan Derneğin bünyesindeki birçok kadın, 20 Temmuz 2016 yılında ilan edilen OHAL’in ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kapatılan, kimisine kayyum atanan kadın kurumları ve derneklerinde çalışmalar yürütüyordu. Kurumların kapatılması ve kayyum atanması kadınların hakları ve kazanımlarının gasp edilmesi ve şiddet sarmalında yalnızlaştırılması amacı taşısa da Kadınlar Güçlü grubunun dediği gibi, “Kadınlar durmadı, yenilerini kurdu. Rosa Kadın Derneği de bunlardan biri. Çünkü bu mücadele, hayatta kalma mücadelesi.”

‘Gülistan Doku nerede?’ diye sormak suç sayıldı

Mücadelesini yıllardır Rosa Kadın Derneği ile sürdüren kadınlar için yaşanan bu son gelişme de ilk olma özelliği taşımıyor. Neredeyse her sene uğradıkları baskılar arasında gözaltılar ve tutuklamalar da bulunuyor. Bunlardan en kapsamlısı 22 Mayıs 2020 tarihinde yine Diyarbakır merkezli başlatılan soruşturma kapsamında yaşandı. Sabaha karşı 04:00’te yapılan eş zamanlı ev baskınları ile 13’ü kadın 18 kişi gözaltına alındı, dernek binası polisler tarafından basılarak arama yapıldı. Gözaltına alınarak İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şubeye götürülen kadınlar arasında dernek başkanı Adalet Kaya ve bugün cezaevinde olan Ayla Akat Ata olmak üzere, Rosa Kadın ve TJA üyesi aktivistler, Barış Annesi ve HDP’li siyasetçiler bulunuyordu.  Bir gün sonra Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun kayboluşunun 140. gününde sosyal medya eylemi düzenlenecekti. Söz konusu soruşturmanın en dikkat çekici kısmı da burada kendini gösteriyordu. Emniyet sorgusunda kadınlara, Doku’nun akıbetini sormak amacıyla yapılan eylemleri neden düzenledikleri ve eylemlerde “Gülistan Doku nerede?” pankartını neden taşıdıkları soruldu. “Neden ‘Gülistan Doku nerede’ diyorsunuz?”, “8 Mart eylemini ne amaçla düzenliyorsunuz?” bu sorulardan bazıları. Ayrıca Rosa Kadın Derneği ve TJA’nın yaptığı tüm etkinlikler, “Hevseroktî xeta me ya binevşî ye/Eş başkanlık mor çizgimizdir” sloganı, kayyumlara ilişkin basın açıklamaları, Barış Anneleri Meclisi’nin cezaevinde açlık grevi başlatanların taleplerinin yerine getirilmesi için düzenlediği etkinlikler de suç unsuru olarak gösterildi.  “Örgüt üyeliği” iddiasıyla Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen 13 kadından 8’i aynı suçlamayla 24 Mayıs 2022 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı, Barış Annesi Havva Kıran’a ise ev hapsi cezası verildi. 

Rosa’nın açılışına giden erkek siyasetçi hakkında ‘gizli üyelik’ iddianamesi

Avukatlar dört gün sonra, tutukluluğa dair Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunarak, tahliye talep etti. İtirazı değerlendiren mahkeme, 8 Haziran 2020 tarihli kararıyla, “soruşturmadaki gizli tanık beyanları, suçun vasfı, mevcut delil durumu, tutukluluk süreleri, sanıkların üzerine atılı suçun katalog suçlardan olması, kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı” gerekçesiyle tahliye taleplerini reddetti.  Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise soruşturmaya müdahil olup olmamayı değerlendirmek için Bakanlığa bağlı Diyarbakır İl Müdürlüğü’nden “acil kodu” ile bilgi istedi. Diyarbakır İl Müdürlüğü tarafından soruşturmaya dair hazırlanan bilgi notu, Bakanlığa bağlı Hukuk Hizmetleri ve Kadın Hizmetleri Genel Müdürlüğüne gönderildi.  Soruşturmadaki bir diğer ilginç kısım ise erkek siyasetçilere yöneltilen iddialardan oluşuyordu. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan 5 erkek siyasetçiye, “Rosa Kadın Derneği’nin gizli üyesi oldukları ve illegal çalışmalar yürüttükleri” iddiasıyla sorular yöneltildi. Bunlardan biri de Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’dı. Soruşturma kapsamındaki sorularla sınırlı kalınmadı ve tutuklanan Arslan hakkında, derneğin açılışına gittiği için “Rosa Kadın Derneği’ne gayri resmi üye olduğu” iddia edilerek “örgüt üyeliği” suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Suç delili olarak da gizli tanık ifadesi gösterildi. Çok geçmeden 7 Haziran 2020 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı başka bir soruşturma kapsamında dernek üyelerinden bu kez Suzan İşbilen ve Gülistan Nazlıer gözaltına alındı. Yine sabaha karşı ev baskınıyla düzenlenen operasyon kapsamında, Nazlıer “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.  26 Haziran 2020 tarihinde ise yine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 2018 tarihli soruşturma kapsamında gözaltına alınan 38 kişi arasında dernek üyesi Rojda Barış da bulunuyordu. Barış, 29 Haziran’da “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.

Tarihinden önce, 5 dakikada re’sen görülen duruşma: Dosya, mahkemeler arası gezdirildi 

24 Mayıs 2020 tarihinde tutuklananlar arasındaki Dernek Başkanı Adalet Kaya ve dernek üyesi Remziye Sızıcı hakkında ise "örgüt üyeliği” suçlamasıyla iddianame hazırlandı. İddianame, Diyarbakır 4.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve ilk duruşmanın 9 Temmuz tarihinde yapılması kararlaştırıldı.  İki isim, aynı zamanda Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinde “örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla yargılanıyordu. Bunun üzerine 4. Ağır Ceza Mahkemesi, iki dosyanın temadi suçlardan yargılandığını ve bunların birbiriyle bağlantılı olduğunu öne sürerek dosyaların birleştirilmesini talep etti, ancak 11. Ağır Ceza Mahkemesi, suç tarihlerinin ve suçlamaların farklı olduğunu belirterek talebi reddetti.  Ret cevabı üzerine 4. Ağır Ceza Mahkemesi re’sen ilk celseyi açtı ve 9 Temmuz’da görülmesi gereken ilk duruşmayı 3 Temmuz’da mesai saati bitmeden saat 16:55'te gördü. Kaya ve Sızıcı ile avukatları, haberleri olmadığı için duruşmaya katılamadı. Mahkeme heyeti, dosyanın 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile birleştirilmesine, yargılamanın da söz konusu mahkemede görülmesine karar verdi. Ancak 11. Ağır Ceza Mahkemesi ile arasında uyuşmazlık çıktığı için dosyayı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 5. Ceza Dairesine göndererek, dosyaların birleştirilmesini talep etti.  Kaya ve Sızıcı’nın avukatları ise duruşmanın re’sen görüldüğünden, esas tarih olan 9 Temmuz’dan iki gün önce saat 16.00’da tutanağın UYAP'a yüklenmesiyle haberdar oldu. 

İpek Er için adalet (?): Aynı gün kadınlar tutuklandı, Musa Orhan serbest bırakıldı 

Bir hafta bile geçmeden bu kez 14 Temmuz 2020 tarihinde 22 kadın gözaltına alındı. Aralarında Rosa Kadın Derneği üyesi yoktu ancak TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan başta olmak üzere çeşitli örgütlerden aktivistler, hak savunucuları ve siyasetçiler bulunuyordu. Gözaltına alınanlar arasında Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü ve Jin News editörü Ayşe Güney de vardı. Kürt kadınlara yönelik bu gözaltı, uzman çavuş Musa Orhan’ın İpek Er’e tecavüz ettiğinin ortaya çıkmasının hemen sonrasına denk geliyor. Musa Orhan’ı 7 Temmuz’da Siirt Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet eden İpek Er, yaşadıklarını anlattığı bir mektup yazdıktan sonra 16 Temmuz’da intihar girişimi sonucu hastaneye kaldırıldı. Gözaltına alınan 22 kadından 5’i ise 17 Temmuz 2020 tarihinde tutuklandı. Aynı gün, tutuklama istemiyle Siirt Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Musa Orhan ise adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. Er ise 18 Ağustos’ta tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.  Kürt kadın hareketi, söz konusu gözaltı operasyonunun, Musa Orhan’ın defalarca şikayet edilmesine rağmen serbest bırakılmasını protesto ettikleri ve son dönemde Kürt kadınlara özellikle güvenlik güçlerinden doğru yönelen cinsel saldırılara karşı ses çıkardıkları için “susturulma” amacı taşıdığını söyledi. Sonraki birkaç günde de İstanbul, Ankara, Balıkesir ve İzmir’de onlarca kadın, Musa Orhan’ın tutuklanması ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için yapılan eylemlerde darp edilerek gözaltına alındı.  

Gözdağı sarmalı: İstanbul Sözleşmesi feshedildi, 26 kadın gözaltına alındı

Rosa Kadın Derneğine bir diğer büyük gözaltı operasyonu ise bir sene sonra, 5 Nisan 2021 tarihinde yapıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında aralarında dernek üyeleri, TJA aktivistleri ve siyasetçiler ile Jin News muhabiri Beritan Canözer’in de bulunduğu 26 kadın, sabaha karşı 04:30’da eş zamanlı ev baskınları ile gözaltına alındı.  Polis, eş zamanlı olarak Rosa Kadın Derneği binasına da baskın düzenledi. Dernek yöneticisi ve avukat olmadan iki saat boyunca arama yapıldı. Polisler, derneğe ulaşan avukatlara “dosyada gizlilik kararı var” diyerek arama kararını göstermedi ve herhangi bir bilgi vermedi, bazı avukatlara GBT kontrolü yapıldı. Aramada, resmi belgelerin ve pankartların birçoğuna el konuldu. Daha sonra savcılığa başvuran avukatların, arama tutanağının yalnızca fotoğrafını çekmesine izin verildi.  Jin News muhabiri Beritan Canözer hakkında ise Rosa Kadın Derneği ile yaptığı haberlerin yanı sıra geçmişte yargılandığı davalar ve sosyal medya paylaşımları yeniden suç unsuru olarak sunuldu, gazeteciliğe başladığı Jin Haber Ajansı’nda (JINHA) çalışması “gizli tanık” ifadesiyle “gizli bir bilgi” gibi lanse edildi.  Nihayetinde, 5 Nisan 2021 tarihinde gözaltına alınan 24 kadından 6’sı, 8 Nisan tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı, Barış Annesi Nezahat Teke'ye ise ev hapsi cezası verildi. Ertesi gün iki kadın, 12 Nisan’da ise 3 kadın daha “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı, böylece tutuklananların sayısı 11 oldu.   Bu soruşturma kapsamında yapılan gözaltı operasyonu ise bu kez Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile fesh edilmesinden yaklaşık bir ay sonraya denk geliyordu. Kadın cinayeti, cinsel saldırı/istismar failleri yerine hayatları için mücadele eden kadınların gözaltına alınması “kadın mücadelesine gözdağı” olarak yorumlandı. Mayıs 2020, Nisan 2021 ve son olarak 16 Mart 2022 tarihinde gözaltına alınanların çoğu aynı isimlerden oluşuyor. Haberin başında yazısından alıntılara yer verdiğimiz ve bugün gözaltında tutulan dernek başkanı Adalet Kaya, aynı yazıda Rosa Kadın Derneği başta olmak üzere Kürt kadın hareketine yapılan “toplu gözaltı” işlemlerinin münferit olmadığını, bunun "sistematik devlet şiddetinin ispatı” olduğunu söylüyordu. Kaya, defalarca gözaltına alınan ve tutuklanan TJA Sözücüsü Ayşe Gökkan’ın sözleriyle, adaletsizliğe karşı mücadelelerini şöyle özetliyordu: “Kürdüm, kadınım, buradayım!”
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.