Haberler

“Kürt kimliği, dili, kültürüne dair şeylere tahammül yok”

“Kürt kimliği, dili, kültürüne dair şeylere tahammül yok”

BİLAL SEÇKİN

Diyarbakır’da 24 Eylül’de yapılan ev baskınlarında aralarında Payîz Pirtûk adlı kitapçı ve Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi'nin olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Kürt dili, kültürü, edebiyatı üzerine çalışmalar yapan kurumlara dönük baskıya tepki gösteren Dilbilimci Zana Farqînî, “Kürt kimliği, dili, kültürüne dair şeylere tahammül yok” dedi.

Geçtiğimiz günlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Diyarbakır’da bulunan Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk adlı kitapçı ve Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi'ne baskın düzenlendi. Kürt dili, edebiyatı, kültürü üzerine çalışmalar yürüten kurumlara dönük gerçekleştirilen baskın kapsamında 30 kişi gözaltına alınırken, operasyon kapsamında çok sayıda bilgisayar, hard-disk, kitap dergilere de el konuldu. Payîz Pirtûk’un sahibi Cihat Güney ve Mustafa Açmaz dün savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 

Gözaltındaki 28 kişinin emniyetteki ifadeleri tamamlanırken, bu sabah adliyeye sevk edildi. Soruşturmanın 2022 yılına ait olduğu ve birçok gazeteci, siyasetçi, sivil toplum çalışanı aleyhine ifade veren Ümit Akbıyık isimli gizli tanığın beyanlarıyla gözaltıların gerçekleştiği öğrenildi.

Dilbilimci Zana Farqînî, Kürt dili, kültürü, sanatı, üzerine çalışma yapan kurum ve kişilerin baskı ve gözaltına alınmalarına ilişkin konuştu.

Farqînî, sözlerine İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Diyarbakır’da söylediği, “Yunus’un Türkçesi de Feqiye Teyran’ın Kürtçesi de bizimdir” sözlerine hatırlatmada bulunarak başladı. Farqînî, dün Kürt dilinde yapılan konserlerin, tiyatroların baskı ve yasaklara maruz kaldığını bugün ise Kürtçe dil çalışmaları yapan kurumların saldırıya uğradığını belirtti.” Farqînî, “Niyeti açık eden şey söylem değil pratiktir. Bu pratiğe bakıyoruz ki dışarda insan hakları söylemlerini her ne kadar telaffuz etseler de pratikte bu öyle olmuyor. Kürtler biraz hareketlendiklerinde, haklarını aradıklarında, belediyeler gibi kazanımlar elde ettiklerinde, ellerine fırsatlar geçtiğinde tahammülsüzlükle karşı karşıya kalıyor. Bu da tekçi bir siyasetin ürünüdür. Hükümetin yaptığı açıklamalar bir yana; pratikler ortada, pratik niyeti ortaya koyuyor” dedi.

‘Devletin algısı değişmedi ya da değişmeyecek’

“Devletin algısı değişmedi ya da değişmeyecek” şeklinde konuşan Farqînî, yaşanılanların tahammülsüzlük olduğunu vurguladı. Farqînî, “Devletin, Kürt kimliği, dili, kültürüne dair şeylere tahammülü yok. Dil insani, demokratik ve kültürel bir haktır. Devletin kültürel demokratik hakka da insan hakkına da kültüre de tahammül yok. Diliyle, kültürüyle, kimliğiyle yaşamak isteyen topluluklara da tahammül yok. Bu, teklik üzerine olan ferasetin değişmediğini gösteriyor” diye konuştu.

‘Demokrasi ve özgürlük herkes için olmalıdır’

Mevcut iktidarın zaman zaman ileri demokrasi ile övündüğünü hatırlayan Farqînî, “Bu mu ileri demokrasicilik?” diye sorarak şöyle devam etti: “Demokrasi ve özgürlük herkes için olmalıdır. Sadece tek bir renk, tek bir siyaset ya da tek bir ideoloji için değil, her fikir, her farklılık için olmalıdır. Ayrımcılık yapılmaması gerekir. İçinde bulunduğumuz bu yüzyılda dillerin yasaklanması, kültür-sanat kurumlarına el konulması ilerleyen bir dünya için de normal görülmemesi lazım. Bu durumdan vazgeçilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.