RABİA ÇETİN
Metamfetamin satışlarının tehlikeli boyutlara gelmesini ve yaygınlaşmasını inceleyen ‘Met Çıkmazı’ isimli belgeseli nedeniyle “uyuşturucuya özendirme” ve “suçu bildirmeme” iddialarıyla gazeteci Tunca Öğreten ve Murat Baykara hakkında açılan davanın ilk duruşması Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmayı RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Temsilcisi Özgür Öğret ile gazeteciler takip etti.
'Toplumsal bir sorumluluğu yerine getirdik'
Murat Baykara savunmasında, “Bu bir belgesel faaliyeti, tek amacımız yaklaşmakta olan ve özellikle çocukları, gençleri tehdit eden toplumsal tehdide karşı özellikle aileleri bilinçlendirmek. Ayrıca bilgilendirme maksadıyla aldığımız maddeleri yere döktüğümüzü gösterdik. Aldığımız maddeyi buzlama yöntemiyle de kararttık ve uyuşturucu müptelası insanların ne kadar zorluklar çektiğini göstererek toplumsal bir sorumluluğu yerine getirdik. Dolayısıyla beraatimi talep ediyorum” dedi.
'Belgesel uyuşturucuya özendirmiyor, insanların hayatlarının nasıl mahvolduğunu gösteriyor'
“Belgeselin adı Met Çıkmazı o da zaten duruma olumsuzluk atfediyor” diyerek savunmasına başlayan Tunç’a Öğreten ise şunları söyledi: “Belgeselimiz, uyuşturucuya bulaşan insanların nasıl bir çıkmaza girdiğine dair bir yapım. Bağımlılarla görüştük, hayatlarının nasıl bir cehenneme döndüğünü, ailelerinin yaşadığını acıyı anlattık. Belgeseli izleyen sonunda bahsi geçen uyuşturucunun iyi ve faydalı olduğunun aksine hayatının nasıl mahvolduğu izlenimine sahip olur. Videonun altına gelen yorumlar da bu belgeselin özendirmediğini gösteriyor.”
'Hem tanık, hem sanık olduk'
Öğreten ayrıca, belgeselle aslında suçu bildirdiklerini ve bu çerçevede iki önemli ödül aldıklarını da söyledi. Öğreten, “Bu belgesel kapsamında bu yapımda yer alanlar hakkında bir soruşturma daha yürütülüyor. Bu soruşturmada da tanığız. Hem sanık hem tanık olduk” dedi.
Baykara ve Öğreten’in avukatı Tuba Torun ise şunları söyledi: “İddianamede “uyuşturucuya özendirme” ve “suçu bildirmeme” suçlamaları var. Müvekkillerim suçu işlemeye yönelik değil engellemeye yönelik bir belgesel çektiler. Bu belgeselde kitle analizi yapılıyor, bu suçu önleyecek devlet kurumlarına, ailelere, eğitimcilere çağrı yapılıyor. Gazeteci toplumu bilgilendirir, müvekkillerin de gazetecilik faaliyetleri çerçevesinde durumun vahameti karşısında toplumu bilgilerdi, gerçekleri aktardı. Ve ihbarda bulundular aslında. Müvekkillerim toplumda saygın gazeteciler. Bu belgeselle de biri uluslararası olmak üzere iki önemli ödül aldılar. Müvekkillerimin beraatını talep ediyorum.”
Savunmaların ardından mahkeme, belgesel hakkında CİMER’den suç duyurusunda bulunan şahsın usulen çağrılmasına karar vererek duruşmayı 25 Mart 2025’te saat 11.40’a erteledi.