Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Aralık ayındaki toplantısında gündeme alacağı Dink v. Türkiye davasında Türkiye’nin gazetecilerin güvenliği hakkında bildirimde bulundu.
MLSA tarafından sunulan 9.2.bildiriminde, Hrant Dink'in öldürülmesinden 17 yıl sonra dahi davanın sürdüğü, suçun faillerinin ortaya çıkarılmadığı ve etkin bir soruşturma yürütülmediği gibi ihlal kararının verilmesine sebep olan hususların devam ettiği, bunun yanında gazetecilere yönelik tehditlere karşı etkili bir koruma mekanizması inşa edilmemiş olmasına dikkat çekildi.
Hükümetin sunmuş olduğu eylem planında Dink cinayetinin münferit bir olay olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu belirten MLSA, gazetecilere yönelik tehditlerin devam ettiğini ve koruma mekanizmalarının yetersiz olduğunu belirtti. MLSA, bağımsız denetim organlarının kurulması ve Türkiye’nin AİHM kararına tam uyum sağlaması çağrısında bulundu.
Türkiye’de gazeteciler kendini güvende hissetmiyor
MLSA, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 3-5 Aralık 2024 tarihlerinde Strasbourg’ta gerçekleştiriceği toplantıda ele alınacak olan Dink v. Turkey davasına ilişkin yaptığı bildirimde ayrıca 2023 yılında yayınladığı ‘Türkiye’de Gazetecilik: Güvende Hissetmiyorum” raporundaki verilere de atıfta yaparak, gazetecilerin kendilerini güvende hissetmediğini kaydetti.
Altı yıl sonra yeniden Bakanlar Komitesi’nin gündeminde
Dink v. Türkiye davası, 2007 yılında öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin devletin sorumluluklarını yerine getirmediği nedeniyle Türkiye’nin yaşam hakkı ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine ilişkin. Dava en son 2018 yılında Bakanlar Komitesi’nin gündemine alınmıştı.
9.2 bildirimi nedir?
AİHM kararlarını uygulamakla görevli olan Avrupa Konseyi organına sivil toplum kuruluşları tarafından 9.2 bildirimi yapılabiliyor. Bu bildirimlerde ilgili AİHM kararına ilişkin gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı değerlendiriliyor. Yapılan incelemeye göre uygulama sürecinin devam ettirilip ettirilmeyeceğine karar veriliyor. 9.2 bildirimleri sivil toplum kuruluşları tarafından Türkiye’deki insan hakları ihlallerini duyurmaya yönelik önemli bir araç olarak görülüyor.
