Yeni yargı paketi Adalet Komisyonundan geçti: AYM’nin iptal ettiği “örgüt adına suç işleme” geri geliyor, uzun yargılamalarda AYM’den önce tazminat komisyonuna gidilecek
Yeni yargı paketi bu hafta Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçti. Paket, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal ettiği TCK m.220/6’da düzenlenen “örgüte üye olmadan örgüt adına suç işleme” suçunu geri getiriyor. Paket ile tazminat komisyonunun yetkileri genişletilirken, uzun yargılamalarda Anayasa Mahkemesi’ne gitmeden önce komisyona gitmek zorunlu kılınıyor. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ise istinaf olanağı sağlanıyor. MLSA Hukuk Birimi, yeni paket ile gelen değişiklikler ile ilgili bir bilgi notu hazırladı:
Kanun teklifi, Anayasa Mahkemesi tarafından son dönemde verilen iptal kararlarına yönelik birçok düzenleme içerirken, evli kadının soyadı ve denetimli serbestlik ile ilgili beklenen düzenlemeler kanun taslağında kendine yer bulamadı. Avukat Veysel Ok, paketin aceleyle hazırlandığı görüşünde.
“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” geri geliyor
Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220.maddesinin 6.fıkrasında yer alan “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır” hükmünü 26 Ekim 2023’te iptal etmiş, 8 Aralık 2023’ten başlayarak Meclis’e yeniden düzenlemesi için dört ay süre vermişti. Yüksek Mahkeme kararında, “kuralın kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır” diyerek ilgili suç tipinin anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti.
Yeni yargı paketi ile, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” düzenlemesi değişiklik yapılmadan geri geliyor. Ayrıca “silahlı suç örgütleri”ni düzenleyen TCK m.314’e de aynı hüküm getiriliyor.
AYM tarafından iptal edilen hüküm |
Yeni yargı paketinde yer alan hüküm |
(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır. |
(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca iki yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır." |
Silahlı örgütlere üyelik hükmünü düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 314.maddesine yeni bir fıkra eklenerek, silahlı suç örgütleri için “üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” müstakil bir suç olarak getiriliyor:
"(3) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir."
Tazminat Komisyonunun yetkisi genişliyor: uzun yargılamalarda AYM’den önce Tazminat Komisyonuna gidilecek
Yeni düzenleme ile Adalet Bakanlığı nezdinde kurulan İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’nun yetkileri, uzun yargılama sürecindeki hak ihlallerini kapsayacak şekilde genişletiliyor. Artık makul sürede yargılanma hakkı ihlallerine ilişkin tazminat talepleri Anayasa Mahkemesi’nden önce Tazminat Komisyonu’na gidecek.
Anayasa Mahkemesi Nevriye Kuruç pilot kararı ile, uzun yargılama süreci sonucundaki hak ihlallerine ilişkin bir idari başvuru mekanizması gerektiğini belirtmiş, yapılan düzenleme ile AYM’de bekleyen makul sürede yargılanma hakkına ilişkin başvurular geçici olarak tazminat komisyonuna havale edilmişti. Yeni düzenleme ile soruşturma, kovuşturma veya yargılama süreçleri de dahil olmak üzere, makul sürede yargılanma hakkı ihlallerine ilişkin tazminat talepleri önce Tazminat Komisyonuna gidecek. Tazminat Komisyonu’nun kararından memnun olmayanlar, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilecek.
Ev hapsine karşı tazminat talep edilebilecek, haksız tedbirlerden dolayı istenen tazminatların bir kısmı Tazminat Komisyonuna gelecek
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 141.maddesi, haksız koruma tedbirlerine maruz kalanlara tazminat hakkı tanıyor. Halihazırda tazminat talepler ağır ceza mahkemelerince görülürken, yeni düzenleme ile taleplerin bazıları Tazminat Komisyonu tarafından ele alınacak.
Yeni düzenleme “konutu terk etmemek, tedavi ve muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek” şeklindeki adli kontrol tedbirleri uygulandıktan sonra haklarında takipsizlik veya beraat kararı verilenlere de CMK m.141 gereğince zararlarını tazmin etme hakkı tanınıyor.
Kanundaki şartlar gerçekleşip yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında takipsizlik veya beraat kararı verilenlerin tazminat talepleri ile hükümlülük süresinden daha uzun bir süreyi tutuklulukta veya gözaltında geçirenlerin talepleri ve konutu terk etmemek, tedavi veya muayene tedbirlerine muhatap olup da sonunda takipsizlik veya beraat kararı alanların tazminat taleplerini de artık Tazminat Komisyonu inceleyecek. Mevcut düzenlemelerde bu taleplerin tamamı tazminat talep edenin bulunduğu yerdeki ağır ceza mahkemesi tarafından değerlendiriliyor.
Ağır ceza mahkemelerine yapılan başvurularda, kazanılması halinde avukatlık vekalet ücretine hükmedilirken, Tazminat Komisyonu’na avukat yoluyla yapılan başvurularda avukatlık ücretine verilmiyor. Avukatlar bunun etkili başvuru hakkını kısıtladığı görüşünde.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması tekrar düzenleniyor
Paket, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumunu yeniden düzenliyor. Anayasa Mahkemesi tarafından masumiyet karinesine ve adil yargılanma hakkına aykırı bulunarak iptal edilen HAGB kararları istinaf edilebilecek, sanıklara HAGB isteyip istemediği karardan önce sorulmayacak.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen mevcut düzenlemeye göre HAGB kararı verilebilmesi için mahkeme sanığa hakkında HAGB isteyip istemediği soruluyor. Sanığın kabul etmesi ve hükmün geri bırakılması halinde sanığın istinaf hakkı bulunmuyor. Sanık bu durumda yalnızca itiraz kurumuna başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, istinaf hakkından feragat etmeyi gerektirdiği için hükmü iptal
Yeni düzenleme ile sanığa talebi sorulmaksızın mahkemeler tarafından HAGB kararı verilebilecek, HAGB kararları da artık istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesi’ne götürülebilecek.
Kaçak sanık hakkında “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verilemeyecek
Anayasa Mahkemesi 22.03.2023’te verdiği karar ile, sorgusu yapılmayan kaçak sanık hakkında “suçun işlendiğinin sabit görüldüğü ancak ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilmesine izin veren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 247.maddesinin üçüncü fıkrasını iptal etmişti. Gerekçe olarak, sorgusu yapılmayan sanığın kendini savunmaksızın fiili işlediğine yönelik bir karar verilmesinin masumiyet karinesini ortadan kaldırdığı gösterilmişti. Yeni düzenlemeye göre artık kaçak sanık hakkında daha önce sorgusu yapılmamış ise mahkûmiyet veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyecek.
İstinaf ve temyiz süreleri artık gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacak, istinaf süresi iki haftaya çıkıyor
Mevcut düzenlemelerde, temyiz ve istinaf süreleri, mahkeme kararının tebliğ veya tefhim (yüze okunduğu) anından itibaren başlamakta ancak kararların gerekçeleri mahkeme kararından sonra yazıldığı için gerekçesi bilinmeyen kararlar için istinaf süreleri başlamaktaydı. Yeni yargı paketinde yapılan yeni değişiklik ile istinaf başvurusu için süre gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden itibaren başlayacak. Ayrıca kanun ile istinaf süresi yedi günden iki haftaya çıkartılırken, temyiz için ise halihazırda on beş gün olan süre iki hafta olarak düzenleniyor.
Hükümlülerin kısıtlanması talebe bağlı kılınıyor
Mevcut düzenlemede bir yıldan fazla hapis cezası kesinleşen hükümlüler hakkında doğrudan kısıtlama kararı verilerek, kendilerine bir yasal temsilci olarak vasi atanıyor. Hükümlüler, hukuki işlemlerini bu vasi eliyle yürütürken kendi başlarına hukuki işlem yapmaları kısıtlanıyor. Yeni düzenleme ile hükümlüye re ’sen yasal temsilci atanması beş yıl kesinleşmiş hapis cezası alması halinde kişiliğinin veya malvarlığının korunabilmesi için söz konusu olabilecek. Diğer durumlarda, kayyım atanması hükümlünün talebine bağlı olacak.
Avukat Veysel Ok, kanunun hazırlanması sürecinde aceleye kaçıldığı görüşünde. “Teklif metninde, hükümlülere ‘kayyım’ atanacağı yazılmış. İktidar kayyım sistemine alıştığı için burada da kayyım atanacak diye düşünmüş. Medeni Kanun sisteminde, böyle durumlarda yasal temsilci olarak bir vasi atanması gerekir. Bunu dahi öngörecek hukuk bilgisinden mahrum kişilerin hazırladığı bir düzenleme önümüze yargı paketi olarak geldi.”
Kadının soyadı ve infaz düzenlemesi teklifte yok
Teklifte, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği evli kadının soyadı ile ilgili bir düzenleme yer almıyor. Evlenen kadının kocasının soyadını almasını zorunlu kılan Türk Medeni Kanunu’nun 187.maddesinin birinci fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 28 Nisan 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kararı ile dokuz ay sonra yürürlüğe girmek üzere iptal edilmişti. Anayasa Mahkemesi’nin Meclis’e düzenleme için verdiği süre 28 Ocak 2024’te doldu. Kadının, kocasının soyadını alacağına ilişkin Medeni Kanun hükmü artık uygulanamayacak.
Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı değişiyor
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan 17 Nisan’da emekli olacak. Üyelerden Emin Kuz’un görev süresi de 12 Mayıs’ta dolacak. İki üyenin koltuğu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atayacağı üyeler tarafından doldurulacak. Başkan Arslan’ın emekli olmasıyla mahkeme üyeleri yeniden başkan seçecek. Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, geçen yıl gerçekleşen seçimlerde aday olmuş, 5’e karşı 8 oyla yarışı Zühtü Arslan’a kaybetmişti. Kulislerde Arslan’ın yerine Fidan’ın aday olacağı konuşuluyor.
MLSA Hukuk Birimi