Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Hukuk Birimi, Avrupa Konseyi Bakanlar Konseyi nezdinde görülecek olan dört dava grubuna yönelik bildirimde bulundu. MLSA, Türkiye’deki ifade özgürlüğüne ilişkin sistematik ihlaller hakkında yaptığı bildirimde, Türkiye’de ceza kanunlarında yer alan suçların ifade özgürlüğünü ortantısızca ve öngörülemez bir şekilde sınırladığını kaydetti.
Hükümetin gönderdiği durum raporuna atıfta bulunan MLSA Hukuk Birimi, gönderilen raporda gerçek durumun yansıtılmadığını, MLSA Dava Takip Raporu’nda yer alan verilere bakıldığında, ifade özgürlüğü ihlallerinin sistematik olarak devam ettiğini kaydetti.
Bildirimde, özellikle Terörle Mücadele Kanunu’nda yer alan terör propagandası , terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef göstermek gibi suçların, gazetecilere ve ifade özgürlüğünü kullanan bireylere karşı kullanıldığı aydedildi. MLSA’nın geçtiğimiz Aralık ayında çıkan 2023 yılı Dava İzleme Raporu’na atıf yapılan bildirimde, program kapsamında izlenen davaların yüzde otuzundan fazlasının terör davalarından oluştuğu kaydedildi. Ayrıca, açılan terör davalarının yarısından fazlasının terör propagandası iddiasıyla açıldığı kaydedildi.
Bildirimin sonuç kısmında, “İlk derece mahkemeleri tarafından verilen birkaç olumlu karara rağmen, bu grup davalardaki insan hakları sorunları sistemik bir nitelik taşımakta, güncelliğini korumakta ve bu davaların özel koşullarının ötesine geçmektedir.” denilerek, Türkiye’nin sözleşmenin 10.maddesinde yer alan ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmeye devam ettiği kaydedildi.
MLSA Hukuk Birimi, Konsey’e yönelttiği talebinde, Türkiye’nin durum raporunda cevap vermediği konulara açıklık getirmeye davet edilmesini, Türkiye tarafından bu davalara ilişki istatistiksel bilgilerin yayınlanmasını ve Türkiye’nin bu sistematik ihlallere son vermesi için çağrıda bulunulmasına değindi.
Öner ve Türk, Nedim Şener, Altuğ Taner Akçam, Artun ve Güvener grubu davalarına yönelik yapılan başvuruda, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “suçu veya suçluyu övme” (TCK m.215), “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” (TCK m.216), “Anayasal düzene karşı suçlar” (TCK 309-314), “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” (TCK m.220), “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” (TCK m.301), “Hakaret” (TCK m.125), “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK m.299), “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” (TCK m.220/6), “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” (TCK m.220/7) suçlarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesinde korunan “ifade özgürlüğü”ne yönelik ölçüsüz müdahalesini konu ediniyor.
9.2. bildirimleri, AİHM kararlarının uygulanması için sivil toplum için önemli araç
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasını denetlemekle görevli olan Komite’ye sivil toplum kuruluşları tarafından sunulan 9.2.bildirimleri, AİHM kararlarının icrasının denetlenmesi için önemli bir araç olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz dönemde MLSA Hukuk ve Savunuculuk Birimleri tarafından Türkiye’deki internet yasaklarına karşı Ahmet Yıldırım v. Türkiye dava grubuna ve Kürtçe konser yasakları ile ilgili olarak Ulusoy ve Diğerleri v. Türkiye dava grubuna bildirimde bulundu.