Duruşma Haberleri

Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in 41’er yıl hapisle cezalandırılması istendi

Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in 41’er yıl hapisle cezalandırılması istendi
Ankara – Gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek” ve “devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlaması ile iddiasıyla süren davanın üçüncü duruşması bugün görüldü. Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın sonunda savcı, esas hakkında mütalaasını açıklayarak, Yıldız, Dükel ve diğer sanık Erdal Baran’ın iki suçtan da cezalandırılmalarını talep etti. Duruşmaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, medya ombudsmanı Faruk Bildirici, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Esra Koçak ve sanıkların yakınları katıldı. Gazeteci Yıldız’ın avukatı Erhan Tokatlı duruşma başında mahkeme heyetine Faruk Bildirici’nin davayla ilgili uzman görüşü sunmak için hazır bulunduğunu söyledi. Mahkeme başkanı, tutuklu sanık Erdal Baran’ın cezai ehliyetinin bulunduğuna ilişkin raporun Ankara Şehir Hastanesi’nden geldiğini söyledi. Başkan, davaya konu ihbar dilekçesi ile ilgili de Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün ihbarcının kimliğini tespit edemediğine ilişkin yazısının da mahkeme dosyasına girdiğini söyledi.

“15 Temmuz hakkında kitap yazamayacağım diye umutlanmasınlar”

Gazeteci Müyesser Yıldız yaptığı savunmada bu davanın bir intikam davası olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Birilerinin intikam davası, hukuki bir dava değil bu. İhbarcı bulunamazdı, çünkü yoktu. O zaman kim itibar etti bu iddiaya? Yaptığımız işin casusluk olmadığını, gazetecilik faaliyeti olduğunu ispatlamamıza rağmen belli ki bir ceza verilecek. Daha gözaltındayken ve sonra cezaevinde birilerinin 15 Temmuz ile ilgili kitap çalışması içinde olup olmadığımı öğrenmek istediklerini söylemiştim. Benden alınan materyallerim davalı olduğum Genelkurmay’a gönderildi. Kitabı yazamayacağımı düşünen varsa hiç umutlanmasınlar, mutlaka yazılacaktır.” “Evimde, bilgisayarımda ne ele geçirildiyse, davalı olduğum Milli Savunma Bakanlığı’na elden teslim yani” diyen Yıldız davanın kim tarafından yürütüldüğünün bu şekilde açıklığa kavuştuğunu da belirtti. Yıldız’ın avukatı Naci Uğur suçlamaya dayanak yapılan telefon tapeleriyle ilgili bir sunum yaptı. Avukat Uğur, sunumda tapelerin gizli olmadığına, tapelere konu konuşmalarla ilgili bazı askeri yazışmaların asker Erdal Baran’ın olduğu tugaya gönderilmediğine dikkat çekerken, bazı konularla ilgili Milli Savunma Bakanlığı’nda herhangi bir yazışma dahi olmadığını belirtti. Yıldız’ın avukatı Mustafa Güler, geçmişte istihbaratçı olarak çalıştığını belirterek “Bu davaya konu tapelerin çoğu istihbaratçı için bile sır değil” dedi. Yıldız’ın avukatlarından sonra söz hakkı tutuklu sanık Baran’a verildi. Baran, suç işlemediğini defalarca ifade ettiğini söyleyerek kendisiyle ilgili raporla ilgili konuştu. Baran, bipolar rahatsızlığından kaynaklı gitgelli bir ruh halinde olduğunu kimi zaman intihara meyilli olurken kimi zaman da dünyanın kendi etrafında döndüğünü hissettiğini belirtti.

“Vicdan ve hukuktan uzaklaşılıyor”

Gazeteci İsmail Dükel de savunmasında, ihbarcının neden bulunamadığını merak ettiğini söyleyerek “Vicdan ve hukukun evrensel normlarının bu davanın temeli olması gerekirken buradan uzaklaşıldIığını görüyorum. Dilerdim ki savcılık makamı farklı bir şey yapsaydı. Bizim yargılanmamız istenmiş, gelip gideriz” dedi. Dükel’in avukatı Semih Ecer de “Bu ihbar geçersiz ise hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmelidir. Başta yapılan bir kural hatası yargılamayı bozmaktadır. Bu nedenle burada olmamız da hukuka aykırıdır. Derhal beraat kararı verilmelidir” dedi.

Gazeteci Faruk Bildirici bilirkişi olarak dinlendi

Beyanların tamamlanmasından sonra davaya ilişkin uzman mütalaası hazırlayan medya ombudsmanı Faruk Bildirici salona çağrıldı. Bildirici hazırladığı rapora dair şunları dile getirdi: “Bu davayı dört açıdan inceledim. Birincisi Erdal Baran ile görüşme, bilgilerin niteliği, bilgiyi nasıl kullandıkları ve açıklanan bilginin yarattığı etki açısından inceledim. Erdal Baran ile ikisinin de maddi bir bağı yok. Gazetecilik dışında bir ilişki yok. Bir dostluk bile yok. Gazeteci-haber kaynağı ilişkisi var. Bu ilişkinin korunması basın özgürlüğüyle ilgilidir.” Bildirici, iddianamede Yıldız ve Dükel’in Baran’dan aldıkları bilgiyi gazetecilik dışında kullanıldığına ilişkin bir iddianın olmadığına dikkat çekerek gazetecilik sınırının da aşılmadığını belirtti. Bildirici son olarak “Basın özgürlüğünün ve haber kaynaklarıyla ilişkilerinin yargılanmaması gerektiğini söylüyorum” dedi. Bildirici’nin sözlerinin tamamlanmasından sonra mahkeme başkanı Bildirici’ye bu tür haberlerde teknik araştırma yapıp yapmayacağını sordu. Bildirici de “Bir dedektif gibi her şeyi araştırırız. Sonra kamu yararı varsa yazarız haberi. Habere noktayı koyduğumda bu haberin masum bir insana zarar verip vermediğine bakarım” dedi. Savunmaların ardından savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada Dükel ve Yıldız’ın gazetecilik sınırlarını aşarak bu bilgileri kamuoyuna açıkladıkları savunuldu. Savcı, Türk Ceza Kanunu’nun 327’nci ve 329’uncu maddelerinde düzenlenen suçlamaların zincirleme bir şekilde ihlal edildiğini öne sürdü. Buna göre üç sanığın da 41 yıla kadar hapsi istendi. Mahkeme heyeti, taraflara esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre verdi. Erdal Baran'ın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, gazeteciler hakkındaki adli kontrolün devamına hükmetti. Bir sonraki duruşma 8 Mart’ta görülecek.

Ne olmuştu?

8 Haziran 2020 Pazartesi günü gözaltına alınan Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, Tele1 TV Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ve Astsubay Erdal Baran, 11 Haziran günü Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube’de ifade verdi. Savcılık sorgusu sırasında gazetecilere TCK’nın 328. Maddesinde düzenlenen “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme” suçlaması yöneltildi. Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nce görülen duruşma sonunda gazeteci Yıldız ve astsubay Baran tutuklandı. Dükel ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Yıldız, beş ay sonra görülen ilk duruşmada tahliye edilirken, Baran’ın tutukluğu devam ediyor. Geçtiğimiz duruşmada, gazeteciler hakkında “zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek” suçu uyarınca ikinci bir iddianame hazırlandığı ortaya çıktı. Mahkeme başkanı, Aralık ayında hazırlanan yeni iddianamenin 14 Aralık 2020 tarihinde mevcut dosyayla birleştirildiğini ifade etti.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.