Sosyal medya paylaşımları ve “gizli tanık” ifadeleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve dört gün sonra serbest bırakılan gazeteci Zeynep Durgut, “Gözaltında ‘neden trafik kazaları haberi yapmıyorsun?’ denildi. Tekrar belirtmekte fayda var; hangi haberi yapacağına muhabirin kendisi karar verir” dedi.
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Zeynep Durgut’un, Şırnak’ın Cizre ilçesindeki evine 14 Şubat’ta polislerce baskın düzenlendi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının “gizli tanık” ifadeleri ile sosyal medya paylaşımları gerekçe göstererek başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Durgut, 24 saat boyunca avukatıyla görüştürülmedi. Soruşturma dosyası için gizlilik kararı verilirken, gazeteci Durgut, dört gün boyunca Cizre Emniyet Müdürlüğünde tutuldu. Dün Şırnak Adliyesine sevk edilen gazeteci Durgut, savcılıkta ifadesi alındıktan sonra Sulh Ceza Hakimliği tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
‘Hangi haberi yapacağına muhabir karar verir’
Sabah saat 05:00'da evine özel harekat tarafından baskın yapıldığını ve baskının hemen sonrasında gözaltına alındığını aktaran Durgut, dosyada gizlilik kararı var denilerek gözaltı gerekçesinin kendisine söylenmediğini paylaştı. Bu durumun üç gün boyunca sürdüğünü söyleyen Durgut, “Bu durumun yabancısı değildim. Daha sonra gözaltımın üçüncü gününde TEM şubede ifadem alındığında gözaltı gerekçesini öğrendim. Gözaltı gerekçesi, bir gizli tanığın hakkımda vermiş olduğu ifadeydi. Gizli tanığın ifadesi ‘se trajikomikti. Vermiş olduğu ifadesinde PKK/KCK'den talimat alarak haber yaptığımı iddia etmişti. Yaptığım haberler de ortadadır halbuki. Yani düşünün; toplum yaşam haberlerini, bir kadının maruz kaldığı şiddeti, çocukların istismara uğramasını, ekonomik ve kültür sanat haberlerini örgütten talimat alarak yapıyormuşum. Bana,' Neden trafik kazaları haberlerini yapmıyorsun?' diye soruldu. Kendileri bana nasıl haberler yapmamı söylüyorlar ama benim hür irademle yaptığım haberler ‘örgütten talimat alarak’ yapılan haberler olarak değerlendiriliyor. Aslında kendilerinin suç olarak gördüğü şeyi kendileri yapıyordu. Tamamıyla çelişkiliydi. Tekrar belirtmekte fayda var; hangi haberi yapacağına muhabirin kendisi karar verir” dedi.
Ters kelepçeyle hastaneye götürüldü
24 saat boyunca avukatıyla görüştürülmediğini, avukatı ile gözaltındaki ikinci gününde görüştüğünü ve dört günlük bir gözaltı sürecinin özellikle bir gazeteciye uygulanıyorsa büyük bir hak ihlali olarak gördüğünü vurgulayan Durgut, “Çünkü özgürlüğüm kısıtlandı. Bunun yanı sıra bölgede halkın haber hakkını bizler sağladığımız için bu da engellenmiş oldu. Bunun yanı sıra gözaltı sürecinde bana bir gazeteci olarak yaklaşılmadı. Bir örgüt mensubu gibi yaklaşıldı. Ters kelepçe ile evden götürüldüm. 20 dakika boyunca zırhlı araçta ters kelepçeli bir şekilde bekletildim. Ters kelepçeli halde hastaneye götürüldüm, getirildim” diye konuştu.
Daha önce de birçok kez gözaltına alındığını ve her gözaltına alındığında aynı muamele ve suçlamayla karşı karşıya kaldığını dile getiren Durgut, bu yüzden haberlerinin ve yürütmüş olduğu gazetecilik faaliyetlerinin tekrardan suç olarak karşısına çıkacağını bildiğini söyledi. Şırnak'ta gazetecilik yapmayı sevdiğini ve oradaki insanların sesi olabilmenin her ne kadar kendisi için bazen acı olsa da vicdanen rahatlatıcı olduğunu ifade eden Durgut, “Aslında insani görevimi yapıyorum. Kötülüğün bu kadar hakim olduğu bir dönemde iyinin ve iyilerin sesini duyurabilmek beni onure ediyor. Biliyorsunuz çok yakın bir süreçte Van'da dört gazeteci arkadaşımla birlikte Helikopter Davasında beraat aldık. Bu beraat kararı, kendilerinin yönelttiği suçlamayı çürüttü. Ama daha beraat kararının üzerinden bir kaç ay geçmeden yine aynı suçlamaya maruz kaldım. Bizler insan öldürmedik, bizler insan yaralamadık, bizler kimseye şiddet uygulamadık ve bizler kimsenin evine girip hırsızlık da yapmadık. Belki de tek suçumuz bunu yapanları yazmaktır. Aslında her baskı ve her engelleme bana ne kadar kıymetli bir iş yaptığımı hatırlatıyor.”
‘Gözümün şahitlik ettiğini duyurmaya devam edeceğim’
Şuanda cezaevlerinde onlarca gazetecinin tutuklu olduğunu, sadece gazetecilik yaptıkları için cezaevinde olduklarının altını çizen Durgut, “Aslında bunu ben sadece yaşamıyorum. Sahada onlarca gazeteci, baskılara ve engellemelere maruz kalıyorlar. Bir fotoğraf çekmek veya görüntü almak birilerine niye bu kadar ürkütücü geliyor ki? Bunu anlamak zor değil tabii. Gerçekler ve gerçeklerin dili ve sözü olanlar suçlu değil. Asıl suçlu, gerçeği örtbas edip karanlığa mahkum edenlerdir. Bu yüzden ben de her arkadaşım gibi gazeteciliği sürdüreceğim. Gerçekleri yazmaya, gözümün şahitlik ettiği her şeyi duyurmaya devam edeceğim. Kaldığımız yerden yazmaya devam” ifadelerini kullandı.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.