AZİZ ORUÇ
Sakine Cansız'ın bir sözünün yer aldığı fotoğrafını retweet’lediği gerekçesiyle bir yıl, üç ay hapis cezası alan gazeteci Rojin Altay, “Bir tweet üzerinden bile gazetecilere bedel ödetiliyor, bunun üzerinden de topluma mesaj veriliyor” dedi.
Paris'teki Kürt Enformasyon Merkezi'ne, 2013 yılında düzenlenen silahlı saldırıda öldürülen PKK'nin kurucularından Sakine Cansız'ın, “Direniş hayattır” ifadesinin bulunduğu fotoğrafı retweet’lediği gerekçesiyle gazeteci Rojin Altay, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. İlk celse öncesi davanın esasına ilişkin Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde talimatla ifade veren Altay, 14 Eylül’de, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya katılmadı. Avukatı Özcan Kılıç’ın katıldığı bu ilk celsede mahkeme, Altay hakkında bir yıl üç ay hapis cezası verdi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren heyet, cezayı erteledi.
Yeni Yaşam gazetesinde muhabir olarak çalışan Altay, 2019 yılından beri gazetecilik yapıyor. Altay hakkında mesleğinden dolayı daha önce soruşturma veya dava açılmadı. Bu davanın soruşturması sırasında, 28 Ocak 2022 tarihinde, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gözaltına alınan ve iki gün sonra serbest bırakılan Altay, gözaltında sohbet adı altında psikolojik baskıya maruz kaldığını belirterek, “Gözaltına fiziki bir işkence görmedim. Fatih’te bulunan İl Emniyet Müdürlüğü’nde iki gün boyunca tek kişilik bir odada tutuldum. Yapılan uygulamalar hukuki değildi” diyerek, yaşananlara tepki gösterdi.
Altay, bir tweet’i yeniden göndermek anlamına gelen retweet’leme sebebiyle de artık gazetecilerin yargılandığını, ancak bir gazetecinin mesleği gereği herhangi bir gönderiyi retweet’leyebileceğini söyledi. Mezopotamya Ajansı muhabiri Fırat Can Aslan’ın yapılan bir haberi retweet’lediği gerekçesiyle tutuklandığını hatırlatan Altay, “Haber ve tweet’ler için açılan davalar yetmemiş olacak ki artık retweet’ler sebebiyle gazeteciler hakkında dava açılıyor, gazeteciliği toptan bir kıskaçla baskı altına almak istiyorlar” dedi.
“Özgür basın kriminalize edilmek isteniyor”
Herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu, bu hakkın kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın kanaat özgürlüğü ile haber ve görüş alma ve verme özgürlüğünü kapsadığını belirten Altay, retweet’lerin de bu hak kapsamına girdiğini belirterek, “Bu açıdan bana verilen ceza hukuki yanı yok” dedi ve şöyle devam etti:
“Hiçbir haberin bedeli gözaltı, tutuklama ve cezaevi olamaz. Buna rağmen bu dava ve kararlarla özgür basını kriminlize etmeye çalışıyorlar; ceza vererek ve baskı uygulayarak bizi susturabileceğini sanan iktidar, aynı zamanda topluma tek tip gazeteciliği dayatmaya çalışıyor. İktidar ve devlet, toplumun sorunlardan ve olan bitenlerden haberdar olmasını istemiyor; bu nedenle de gazetecileri hedef alıyorlar. Ama biz de bu cezalara boyun eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz, onurlu gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.”
Twitter’in (şimdiki X platform) topluma haber ulaştırılabilen bir mecra da olduğunu, ancak bu mecrada da ifade özgürlüğünün kısıtlandığını belirten Altay, “Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü her geçen gün kısıtlanıyor, giderek yok ediliyor. Türkiye’de haber değeri taşıyan veya toplumu ilgilendiren bir konu hakkında paylaşım yapmak bile ceza haline getiriliyor. Bir tweet üzerinden bile gazetecilere bedel ödetiliyor, bunun üzerinden de topluma mesaj veriliyor” dedi.
Altay, gazetecilik üzerindeki baskılara karşı tüm meslektaşlarını dayanışmaya çağırarak, “Tüm gazeteciler, meslek örgütleri ortak olarak dayanışma içinde olmalı, haksız kararlara birlikte direnmeliyiz. Dayanışma ağını da güçlü tutmalıyız.”
Altay, hakkında verilen karara itiraz edeceğini ve gerekli yerlerde hakkını arayacağını söyledi.