Haberler

Şardan’ın tutuklanmasına yönelik tepkiler: ‘Sansür yasasının bu sonucu doğuracağını biliyorduk’

Şardan’ın tutuklanmasına yönelik tepkiler: ‘Sansür yasasının bu sonucu doğuracağını biliyorduk’

Gazeteciler ve basın özgürlüğü örgütleri, sansür yasası olarak bilinen yasanın gazetecilere karşı giderek artan şekilde kullanılması nediyle Şardan’ın tutuklanmasının şaşırtıcı olmadığını söylüyor

BARIŞ ALTINTAŞ

Gazeteci Tolga Şardan, bazı adliyelerde hakim olduğu öne sürülen yolsuzlukla ilgili bir raporu Cumhurbaşkanına sunduğuna dair yazısı nedeniyle 1 Kasım’da sansür yasası olarak anılan TCK 217/A Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu kapsamında tutuklandı.

Şardan’ın T24’te yayınlan "MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu 'yargı raporu'nda neler var?" başlıklı yazısı yargıda rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile ilgili son dönemde yayınlanan ilk haber değil.

13 Ekim tarihinde, Timur Soykan’ın para karşılığında sulh ceza hâkimliklerinde erişimin engellenmesine ve tahliyelere dair kararlar verildiğine dair bir haberi yayınlandı. Bu habere ise jet hızıyla erişim engeli getirildi.

Şardan’ın tutuklanmasına tepki gösteren basın ve meslek örgütleri, dezenformasyon veya sansür yasası olarak bilinen yasanın gazetecilere karşı kullanılmasına şaşırmadıklarını söylediler.

 

‘Rüşvet ağı oluşturanlar değil, gazeteciler tutuklanıyor’

Yargıya dair iddialar hakkında erişim engelleri ve daha sonra Şardan’ın tutuklanmasıyla ilgili olarak konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş: “Tolga Şardan’ın tutukluluğu tamamen hukuksuz. Ama şaşırtıcı değil. Çünkü hukuk sistemi içerisinde böyle bir rüşvet ağı oluşturanların Tolga Şardan gibi bunun üstüne giden gazetecileri tutuklaması da normal,” dedi.

Daha önce konuyla ilgili haberlere de erişim engeli de geldiğini hatırlatan TGS Başkanı,“ Burada bir bu rüşvet skandalının içindekilerin tutuklanması gerekirken bunu haberleştiren gazetecilerin tutuklandığı bir dönem içerisindeyiz” dedi.

DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, son yıllarda yaşanan hukuksuzlukların en büyük mağdurlarından birinin de gazeteciler olduğunu söyledi.

Şardan’ın tutuklandığı gün ayrıca gazeteci Dinçer Gökçe’nin gözaltına alındığını ve eski HDP milletvekili Hüda Kaya’nın da tutuklandığını hatırlatan Eren: “Aynı gün iki gazetecinin gözaltına alınması, birinin tutuklanması, bir eski milletvekilinin tutuklanması nasıl bir politik atmosferde yaşadığımızı yeterince anlatıyor sanırım.”

Gazeteci Gökçe, "halktv.com.tr" haber sitesinde yayımlanan bir haberi nedeniyle Şardan’ın tutuklandığı "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla ile 1 Kasım’da gözaltına alındı. Gazeteci, basın özgürlüğü ve basın hukukuyla ilgili kitaplar okuması şartıyla serbest bırakıldı.

Cumhurbaşkanlığından MİT raporuna “yalanlama”

DİSK Basın-İş Genel Başkanı Eren ayrıca Şardan’ın tutuklama kararında hakimin dezenformasyondan "katalog suç" diye bahsetmesinin endişe verici olduğunu söyledi.

Mahkemenin kararında "katalog suçlardan" diye yazdığı ve bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören TCK 217/A suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesinde sıralanan ve kanun gereğince tutuklama kararı verilen katalog suçlar arasında yer almıyor.

Eren ayrıca, “Tutuklamadaki hız ve şiddet, haberinin tutuklanmadan sonra yalanlanması gibi birçok şey bundan sonra da bu tür olayların artacağı endişesi yaratıyor.”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise Tolga Şardan'ın tutuklanmasının ardından, MİT’in konuyla ilgili bir raporu olmadığını belirten ve Şardan’ın dezenformasyon içerdiğini öne süren bir açıklama paylaştı.

Dezenformasyon yasasının sansür uygulamak kullanılacağına dair endişelerin yasalaşma sırasında da dile getirildiğinin altına çizen Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret, gelinen noktada yasanın “genellikle başvurulan terörle mücadele kanununun kullanılmasının uygun düşmeyeceği durumlarda haberciliği baskı altına almak için tercih edilen alternatif bir yöntem” haline geldiğini söyledi.

Dezenformasyon yasası yanı sıra erişim engellemelerinin toplumun hafızasını da sildiğinin altını çizen TGS Başkanı Durmuş, Şardan ve diğer gazetecilerin serbest bırakılması için dayanışma çağrısında bulundu:

“Buna teslim olunmaması gerekiyor. Gazetecilerin, basın meslek örgütlerinin ve toplumun kendi haber hakkına sahip çıkması gerekiyor. Tolga Şardan ve diğer tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılması ve gazetecilik faaliyetinin suç olmaktan çıkması gerekiyor bu ülkede. “

Sansür yasası Anayasa’ya Aykırı

 Medya ve Hukuk Çalışmaları Direktörü (MLSA) Veysel Ok, Şardan’ın tutuklamasının Anayasaya ve Türkiye’nin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü güvence altına alan 10. Maddesine aykırı olduğunu belirtti. Ok, “Ortada bir yanlış varsa bunu muhattabı yalanlar. 35 yıldır gazetecilik yapan ve kaçma ihtimali olmayan birinin tutuklanması tamamiyle politik motivasyonlar gerçekleşmiş bir uygulamadır” dedi.

Sansür yasasının geçmişi

  • Yasalaştığından bu yana, TCK 217/A Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma yasası, gazetecileri hedef almak üzere en az 12 kez kullanıldı. 13 Ekim’de kabul edilen yasanın iptali ve yürütmeyi durdurması için Anayasa Mahkemesine başvuru yapıldı. Bu başvuru ise 8 Kasım’da görüşülecek.
  • Düzenleme kapsamında ilk olarak 2022’nin Aralık ayında gazeteci Sinan Aygül gözaltına alındı. Bitlis’in Tatvan ilçesinde bir çocuğa cinsel istismar haberi yapmıştı. Aynı zamanda bu yasadan ilk hüküm giyen gazeteci de Aygül oldu. Gazeteci Ruşen Takva, Aralık 2022’de, Twitter’dan iddia olarak paylaştığı bir haber nedeniyle aynı maddeden yargılandı. Eylül 2023’te beraat etti.
  • 6 Şubat depremlerinde de sıklıkla kullanıldı. Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Güleş 217/A kapsamında gözaltına alındı. Medya Koridoru’ndan Canan Kaya hakkında 13 Şubat 2023 tarihli deprem yayını nedeniyle 217/A’dan soruşturma yürütüldü.
  • Gazeteci Mir Ali Koçer, afet sonrası arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili haberleri nedeniyle 17 Şubat’ta “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla ifadeye çağrıldı.
  • Osmaniye’de gazeteciler Ali İmat ile İbrahim İmat, depremzedelere gelen çadırların bekletildiği iddiasıyla ilgili paylaşımları nedeniyle aynı maddeden tutuklandılar.
  • Gazeteci Emre Orman, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin bir işkence açıklamasını haberleştirdiği için soruşturuldu. 13 Nisan’da ifade verdi. Takipsizlik kararı çıktı.
  • 1 Mart’ta 23 Derece’den Gökhan Özbek gözaltına alındı. Sebep deprem bölgesinden yapılan yayındı. Gazeteci Fırat Bulut da, 9 Mart günü aynı gerekçeyle gözaltına alındı.
  • Gazeteci Ahmet Kanbal, Mardin’de bir süre haber alınamayan seçim sandığıyla ilgili paylaşımdan dolayı hala yargılanıyor.
  • Tele 1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Gürcistan’dan Türkiye’ye Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast için bir ekip geldiği iddiasını paylaştığı için aynı maddeden soruşturuldu.

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.