Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanması sonrası başlayan protestolar sırasında gözaltına alınan ve aralarında öğrencilerin de bulunduğu dokuz kişinin yargılandığı dava, İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, mütalaasında şu ifadelere yer verdi:“2 Şubat 2021 günü Çağlayan Adliyesinde görülen duruşmaya destek olmak amacıyla toplanma çağrısı yapıldı. Emniyet güçleri de adliye çevresinde güvenlik tedbiri aldı. Sanıklar ve diğer kişiler adliye önünde toplandı. Hazırlanan tahkikat evrakları, kamera kayıtları, incelenen kayıtlara ilişkin bilirkişi raporuna göre sanıklar eyleme katıldı. Dökümü yapılan ses ve görüntü kayıtlarına göre emniyet güçleri, sanıklara eylemin usulsüz olduğu ve dağılmaları yönünde uyarı yaptı. Sanıklar dağılmamakta ısrar edince güç kullanıldı. Güç kullanımı sırasında sanıklardan biri polisin parmağını ısırarak yaraladı.”Savcı, sekiz sanığın “polise direnmek” suçundan, bir sanığın ise görevini yapmaya çalışan müşteki polis memuruna direndiği ve parmağını ısırarak yaraladığını iddia ederek cezalandırılmasını talep etti.
Bilirkişi raporunu polis hazırlamış
Duruşmada beyanda bulunan sanık avukatları, olay günü polisin eylem yapmayan, adliye önünde bekleyen kalabalığı dağıtmaya çalıştığını, “dağılma yeri ve süre tanımadan müdahalede bulunduğunu” kaydetti. Avukatlar ayrıca dosyaya sunulan bilirkişi raporunun bir bilirkişi tarafından değil, “bir polis memuru tarafından hazırlanmış baştan aşağı kişisel görüş içeren bir belge” olduğunu ifade ettiler. Ek bilirkişi raporu alınmasını talep eden avukatlar, esas hakkındaki mütalaaya yönelik görüşte bulunmak için süre istedi. Adli kontrol tedbirinin bir yıldır yurt dışına çıkış yasağı olarak sürdüğünü ve tüm delillerin toplandığını belirten avukatlar adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını talep etti.Duruşmada hazır bulunan ve polisin parmağını ısırmakla suçlanan sanıklardan Rüya Kurtuluş da şunları söyledi:“Suçlamayı kabul etmiyorum. Öğrencilerin demokratik üniversite talebiyle yaptığı eylemler nedeniyle yargılandığı dava için Çağlayan Adliyesi’nin önündeki kafelerde otururken polis gelip eylem yasağı olduğunu söyledi. Yasaklama kararının neyle ilgili olduğunu anlamaya çalışırken çevik kuvvet tarafından darp edilerek gözaltına alındık. Orada bulunabilme hakkımız elimizden alındı. Polisin benimle ilgili suçlamasını sonradan öğrendim. Korona salgını varken maskemi çıkartıp birinin elini ısırmayacak kadar akli melekelerim yerindedir. Polis yalan söylemiş.”Hakim, bilirkişi raporuna yapılan itirazı ve adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması taleplerini reddetti. Sanık ve avukatlara esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre veren mahkeme, davayı 7 Haziran’a erteledi.*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.
