HAYRİ DEMİR
Ankara’dan genel seçimler öncesi SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş’ün seçim çalışmasına yönelik polis müdahalesinde gözaltına alınan sekiz kişi hakkında “vatandaşların rutin hayat düzenini engellemek” gibi gerekçeler öne sürülerek dava açıldı. İddianamede, “kamu malına zarar vermek” suçlamasına ise gözaltı aracında meydana gelen 37 bin 500 TL’lik hasar gerekçe gösterildi.
Geçen yıl Mayıs ayında düzenlenen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri öncesi yapılan seçim propaganda çalışması davalık oldu. Ankara Yüksel Caddesi’nde, 4 Mayıs 2023 günü, seçim bildirisi dağıtan Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı Güneş Gümüş ve parti üyeleri polisler tarafından engellendi. SEP üyeleri engellemeye tepki gösterirken, polisler “yaya trafiğinin engellendiği” gerekçesiyle bildiri dağıtımı ve stant kurulmasına izin verilemeyeceğini aktardı.
Engellemeyle birlikte grup ve polisler arasında tartışma yaşanırken, bu sırada polis gruba yakın mesafeden biber gazı sıkarak müdahale etmeye başladı. Bildiri dağıtan SEP üyelerinin yanı sıra çevrede bulunan kişilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı.
Bildiri dağıtımı ‘hayat düzenini engelleme’ sayıldı
Gözaltına alınan isimler hakkındaki soruşturma bir yılın ardından tamamlanarak, haklarında iddianame hazırlandı.
İddianamede, gözaltına alınan kişilerin, “yaya trafiğini engelleyerek, vatandaşların rutin hayat düzenini engelleyecek/zorlaştıracak, huzur ve refahını bozacak şekilde” bildiri dağıttıkları, uyarılara rağmen dağılmadıkları ileri sürüldü.
‘Haklarında adli işlemler yapılmış olmasından tanınan şahıslar’
Engellenmeye tepki gösteren SEP üyeleri hakkında iddianamede şu ifadeler kullanıldı: “Bildiri dağıtmaya devam eden, aralarında ilimizin muhtelif yer ve tarihlerinde gerçekleştirilen kanuna aykırı eylemlere katılmış, buna bağlı olarak da haklarında birçok kez adli işlemler yapılmış olunmasından dolayı tanınan şahısların da olduğu grup.”
‘Yere yatırılıp tekmelenerek gözaltına alındım’
Grubun uyarılara rağmen dağılmaması üzerine gözaltı işlemine başlanıldığı aktarılırken, gözaltı işleminin “artan oranda zor kullanılarak” yapıldığı savunuldu. Ancak, iddianamede gözaltına alınan kişilerin darp edildiğine dair beyanları da yer aldı.
Hakkında dava açılan isimlerden F. G., iddianamede yer alan ifadesinde, polislerin herhangi bir uyarıda bulunmadan “fiziki saldırı” ile gözaltı yapmaya başladığını aktardı. Kendisinin de darp edildiğini belirten F. G., yere yatırılarak kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine “çelik burunlu ayakkabılarla” vurulduğunu, bu nedenle kafasında kanama ve yarılma, göğsünün sol üst tarafında da yara oluşacak şekilde darp edildiğini aktardı.
‘Polis şiddetine tepki gösterince darp edilerek gözaltına alındım’
F. A. ise bildiri dağıtımıyla ilgilisi olmadığını ve olayların olduğu bölgede bir arkadaşının polisin şiddetine maruz kalmasına tepki göstermesiyle polislerce yüzüstü yatırılarak ters kelepçe ile gözaltına alındığını söyledi. F.A. da gözaltına alınırken kafa bölgesine, beline ve bacaklarına vurulduğunu ve darp edildiğini söyledi.
Hazırlanan iddianame kapsamında F.G., F.A., G.Ş., H.B., M.C.G, M.M.Ö, R.Ü. ve S.Y.Y.’nin, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” ve “kamu malına zarar vermek” iddialarıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Haklarında dava açılan isimlere yöneltilen “kamu malına zarar vermek” suçlamasına ise gözaltı aracında meydana gelen 37 bin 500 TL’lik hasar gerekçe gösterildi.
İddianame Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek, 8 kişi hakkında atılı suçlamalardan dava açıldı.