Duruşma Haberleri

‘Süslü Sülo’ Davası: 'Oğlum bir perşembe günü kaybedildi, ben de bir perşembe günü yargılanıyorum'

‘Süslü Sülo’ Davası: 'Oğlum bir perşembe günü kaybedildi, ben de bir perşembe günü yargılanıyorum'
MURAT KÖK*
Cumartesi Annesi Hanife Yıldız’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “mağdur” olarak yer aldığı davada “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, görüntüler hakkında bilirkişi raporu isteyerek davayı 23 Mart 2023 tarihine erteledi. 23 Şubat 1995 tarihinde İzmir'de gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız’ın Süleyman Soylu’ya hitaben “Süslü Sülo” ifadesini kullandığı için “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Hanife Yıldız avukatları Ümmühan Kaya, Jiyan Tosun ve Gülseren Yoleri ile duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmayı HDP Milletvekili Musa Piroğlu, gazeteciler ve çok sayıda hak savunucusu da izledi. 

Yıldız: Oğlum bir perşembe günü kaybedildi, ben de bir perşembe günü yargılanıyorum

Duruşma öncesi Hanife Yıldız'ın "Oğlumu bir perşembe günü karakola götürdüm ve o gün kaybedildi. Şimdi bir perşembe günü beni yargılıyorlar" dediği duyuldu.  Yaklaşık yarım saat gecikme ile başlayan duruşmada ilk olarak Hanife Yıldız söz aldı. Kimlik tespiti sırasında hakimin "Çocuğun var mı?" sorusuna Yıldız, "Şimdilik yok" şeklinde cevap verdi. Hakimin "Var mı, yok mu?" diye sorması üzerine Av. Gülseren Yoleri cevap vererek Murat Yıldız'ın 23 Şubat 1995 günü gözaltında zorla kaybedildiğini belirtti. Açıklamayı da tutanağa geçiren hakim, Yıldız'ın kimlik bilgilerine "1 çocuklu" yazdırdı.  Suçlamalar ve hakları okunduktan sonra savunmasına başlayan Hanife Yıldız, "Ben 1995 yılının Şubat ayının 23'ünde oğlumu karakola götürdüm. Oğlum orada kaybedildi. O zamandan beri eylem yapıyoruz, oturma eylemi yapıyoruz. Bizim eylemlerimiz yıllardır engelleniyor. 17 Mayıs'ta da oturma eylemi yaptık, o da engellendi. Ben de iddianamedeki sözleri söyledim, Kimseye hakaret etmedim. Burada sanık olan ben olmamam gerekiyor. Benim çocuğumu kaybedenlerin sanık olması gerekiyor. Ben adalete hiçbir güvenim kalmadı" ifadelerini kullandı. Yıldız, kendisine ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmedi. 

'İddianame iade edilmeliydi'

Yıldız’dan sonra söz alan Av. Yoleri, iddianamede yer verilen sözlerde hakaret kastı olmadığını belirtti. AİHM kararları ışığında bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Av. Yoleri, mahkeme aksi kanaatte ise dosyadaki görüntülerin mahkeme tarafından izlenmesini talep etti.  Daha sonra söz alan Av. Kaya, savunmasına iddianamenin iade edilmesi gerektiğini söyleyerek başladı: "Müvekkilimin hangi ifadelerle hakaret ettiğini anlamış değiliz. Suçlama konusu ifadelerde yer alan 'yasaklarınlan' ifadesindeki '-lan' ayrı yazılarak hakaret ifadesi oluşturulmaya çalışılmıştır. Bizce bu iddianame iade edilmeliydi. Suçlama konusu ifadeler eleştiridir, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyoruz."

Mahkeme bilirkişi raporu istedi

Savunmaların ardından söz alan iddia makamı, esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için dosyanın tarafına gönderilmesini talep etti.  Ara vermeden kararını açıklayan hakim, dosyadaki görüntülerin bilirkişiye gönderilerek rapor hazırlanmasını istedi. Dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine karar veren hakim, davayı 23 Mart 2023 tarihine erteledi. 

Ne olmuştu? 

17 Mayıs 2022 tarihinde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası münasebetiyle İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamada söz alan Hanife Yıldız, Cumartesi Anneleri/İnsanlarına Galatasaray Meydanı’nın kanunsuzca yasaklanmasına ithafen “Süslü Sülo bir gün sen de yargılanacaksın” ifadesini kullanmıştı. Yıldız, açıklamanın ardından darp edilerek gözaltına alınarak Çağlayan Karakoluna götürülmüş ve “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla ifadesi alınmıştı. Yıldız, ifadesini verdikten sonra serbest bırakılmıştı. “Suç tarihi” olan 17 Mayıs 2022 tarihinden 71 gün sonra hazırlanan iddianamede Yıldız’ın açıklamadaki ifadelerine yer veren iddianame savcısı, Yıldız’ın hangi ifadesinin isnat edilen suçu oluşturduğunu belirtmiyor. Bununla birlikte iddianame savcısı,  “Süslü Sülo bir gün bu yasaklarınlan sen de yasağa uğrayacaksın” ifadesindeki “-lan” ekini ayırarak Yıldız’ın beyanına iddianamede “Süslü Sülo bir gün bu yasakların lan sen de yasağa uğrayacaksın” şeklinde yer veriyor. Yıldız, rahatsızlığı sebebiyle davanın 17 Kasım 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasına katılamamıştı. Mahkeme, savunmasının alınabilmesi için Yıldız’ın bir sonraki duruşma hazır edilmesine aksi takdirde hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar vererek davayı ertelemişti. Aynı duruşmada Kağıthane Emniyet İlçe Müdürlüğünün de davada “mağdur” olarak yer aldığı ortaya çıkmıştı. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.