Yakın dönemde aktif gazeteciliği bıraktığını açıklayan Seçil Türkkan, Nebiye Arı ve Fırat Bulut, baskı ve otosansürün yanı sıra iktidara yakın olmayan medyadaki koşullar ile yapısal sorunların da mesleği bırakmalarında rol oynadığını söyledi.
ONUR ÖNCÜ*
Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılar, ekonomik zorluklar ve mesleki ‘yılgınlık’ gazeteciliğe gönül vermiş birçok kişiyi mesleğinden uzaklaştırdı. 14 yıl gazetecilik yapan Seçil Türkkan petshop işletmeyi seçerken altı yıl boyunca gazeteciliğin zor koşullarını öğrenen Nebiye Arı stand-up showlarla komedyenliğe geçiş yaptı. Deneyimli gazeteci Fırat Bulut da ekonomik zorlukları başka çalışma alanlarında aşmak isteyenlerden oldu.
‘Muhalif basın gazeteciliğe değer vermiyor’
Seçil Türkkan, Ekim 2022 itibari ile gazeteciliğe ara verdi ve kendi deyimiyle ‘esnaf’ oldu. Eşi ile birlikte bir petshop açan Türkkan, aktif gazeteciliğe ara verme sürecini şöyle aktardı:
“Türkiye gibi bir yerde, Türkiye şartlarını düşündüğümüz zaman tek başına gazeteciliğin aslında çok zor olduğunu fark ediyorum. Uzun yıllar muhalefet basınında çalışmış biriyim, yaptığım haberler ister istemez muhalefet haberleriydi. İktidarı eleştiren haberler. Dolayısıyla çalışabileceğim yerler çok sınırlı. Ve şunu fark etmiş oldum: muhalefet basını da gazeteciye değer vermiyor, habere değer vermiyor. Zaten diğer tarafta çalışabileceğin yer de çok sınırlıyken, işini yapabileceğin özgürlük alanı başka bir şey. Sanırım Ak Parti iktidarıyla beraber bütün Türkiye’de gazetecilik muhafazakâr bir yere sıkışmış durumda. Yaptığın şeyin de çok da kıymet-i harbiyesi yok.”
Türkkan aktif gazeteciliğe ara verdikten sonra, “Sandıkları Korumak” isimli bir de kitap yazdı. Kitap çıktıktan sonra kendisinin bir haber unsuru olduğu belirten Türkkan, “İnsanlar bu işi yapmaktan zevk almıyorlar, yaptığın haber kendi mahallenden dışarıya yayılmıyor. Bu bir aşınma” diye konuştu. Türkkan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ana akım bir yerde çalışman çok zor. Ama ana akım gibi bir yerde değilsen de o mahalleden dışarı çıkmak, söylemin dışında yeni bir söylem kurmak seni zorlayan bir şey haline dönüşüyor. Bir kere maddi koşullar çok dar, onun dışında editoryal tartışmalar çok kısır. Bunun da böyle çok yapısal sorunları var. Yani bunu muhalefet basınını suçlamak için söylemiyorum. Bunun temel yapısal sorunlarının farkındayım: parasının olmaması, alanının gittikçe daralması vs. Bunu iyileştirmek için neler yapıldığından çok emin değilim. Dolayısıyla küçük küçük bu muhalefet esnaflıkları beni başka bir şey düşünmeye sevk etti.”
Gazeteciliğin belası: Otosansür
Türkkan mevcut medyada otosansür nedeniyle sağlıklı bir ortamın olmadığını ifade ederek görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Medyaya dair bütün denge dağılmış durumda. Bağımsız medya ile, alternatif medya ile bunu aşmanın çok çeşitli yolları var. Ama gazetecilerin de söylediği, herkesin yaptığı şey, bir ayakta kalma savaşı vermek. Yaşamak değil yani. Dolayısıyla sizin bir karşılığınızın olmadığı bir yerde, başka yollara girip çıkmak da yaşamanın aslında bir başka formu”.
Bağımsız gazeteciliğin şartlarının iyileşmek zorunda olduğunu söyleyen Türkkan, iktidarın içinde nasıl bir çürümüşlük varsa, muhalefet medyasının içinde benzer bir çürümüşlük olduğunu iddia ederek, ““Eğer burada haber yapılmıyorsa gazeteciler de yaşamanın başka yollarını buluyorlar” dedi.
‘Gazetecilikten komedyenliğe’
Nebiye Arı gazetecilikte hız çağının yaşandığını ancak kendi haber anlayışının, habere zaman ayırmak olduğunu söyledi. Bu noktada mevcut gazetecilik anlayışına uyum sağlamadığını belirten Arı, “Benim yaptığım gazetecilik tarzı yavaş gazetecilik ve medya alanında onu yapabileceğin çok fazla mecra yok” dedi.
Mesleki olarak ‘yılgınlık’ yaşadığını söyleyen Arı, Youtube’da bağımsız içerik ürettiğini ancak, gerek youtube gerekse başka bir kurum altında çalışmanın kendi yapmak istediği gazetecilik anlayışıyla uyumlu olmadığını düşünüyor ve “Hız çağında olduğumuz için çok fazla işe yaramıyor yaptığımız şeyler: yavaş ve kaliteli olsa da” diyor.
Gazeteciliği bırakmasının politik bir tercih olduğunu vurgulayan Arı, görüşlerini şöyel aktardı:
“Açıkçası ben üç sene önce bir stand-up gösterisine gitmiştim. O zaman hem politik olarak bir şeyler yapıyordum hem gazetecilik olarak. O zaman çok rahatlamıştım. Hem politik mevzular var hem gündemdeki mevzular. Ve bunlarla ilgili şaka yapılıyor. Bu çok rahatlatıcı bir şeymiş diye. Onun için de mesleki olarak da politik olarak da farklı bir yerden farklı hikayeleri ve olayları anlatma isteği geldi.”
‘Telifli haber sömürü biçimi’
Gazeteciliği ekonomik nedenlerle bıraktığını söyleyen Fırat Bulut, telifli çalışmakla ilgili sorunları şöyle sıraladı:
“Telifli haber dedikleri modern sömürü biçimi. İşsiz gazeteciler için, yeni başlayanlar için önemli bir olanak ama bu işten geçimini sağlayanlar için sömürü. Yaptığın haber sayısı kazandığında bazen neyin haber olduğunu haber konusu belirlemiyor o ay yaptığın haber sayısı belirliyor. “
Bulut’un işaret ettiği bir diğer nokta ise sansür ve baskı: “En çok haber konusu olan şey Kürtlerin yaşadığı hak ihlâlleridir. Bu konuda Kürt basınındakiler dışında sansür devreye giriyor. Sansür devreye girmeyince mahkeme polis devreye giriyor”
Bölgedeki gazetecilerin haberlerinin görmezden gelindiğini anlatan Bulut: “Ekonomik nedenler, gazeteciliğin merkezinin istanbul, Ankara, batı olması nedeniyle biz bölgede küçük şehirlerde yaşayan ve çalışan gazeteciler biraz daha kıyıya ötelendik” dedi.