Diyarbakır Barosu'nun eğitimde konuşan MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, ifade özgürlüğünün artık sadece elitlere değil, tüm bireylere hitap ettiğini belirterek 'herkesin potansiyel bir yurttaş gazeteci olduğunu' söyledi
DENİZ TEKİN
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, Diyarbakır Barosu'nun 13 Temmuz’da düzenlediği bir staj eğitim seminerinde avukat ve avukat adaylarına yaptığı sunumda, günümüzde gazeteci olmayan veya ünlü olmayan sıradan bireyler için ifade özgürlüğünün öneminin geçmişe göre arttığını söyleyerek, “Aslında günümüzde herkes potansiyel bir gazeteci, bir habercidir” dedi.
Diyarbakır Adliyesi’ndeki Baro Seminer salonunda yapılan etkinliğe Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulundan Seyit Rıza Karakaş ve Zuhal Işık ile çok sayıda avukat katıldı.
Düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının korunmasına yönelik etkin yargısal mekanizmaların nasıl kullanılabileceği üzerinde duran Ok’un sunumu, İfade ve basın özgürlüğüne dair hükümlerle ilgili ayrıntılı bilgiler, İfade özgürlüğünün ortaya çıkış ve kurumsallaşma nedenleri, nefret söylemi ile ifade özgürlüğü arasındaki ayrım ve basın özgürlüğünün Türkiye'deki durumu konularını kapsadı.
Ok, Türkiye'deki basın özgürlüğünün 1982 Anayasa’sında ilk kez tanımlandığına ve Anayasa'da bu özgürlüğü koruyan hükümlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden daha ayrıntılı ve kapsamlı olduğuna dikkat çekti.
Konuşmasında, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin hükümler üzerine değinen Ok, bu kavramları kısıtlayan bazı maddelerin detaylarını paylaştı.
Ayrıca Ok, İfade özgürlüğünün günümüzde teknoloji sayesinde herkese açık olduğunu ve herkesin bir yurttaş gazeteci olduğunu belirtti:
1960-70’li yıllarda ifade özgürlüğü davalarında elitlerin yargılandığını ancak teknolojinin gelişmesi ve bilginin hızlı şekilde yaygınlaşmasıyla birlikte Hakkari’de bir çoban ya da Diyarbakır’da sıradan bir vatandaşın ifadelerinden dolayı yargılanabildğini belirten Ok, “Teknoloji geliştikçe herkes yurttaş gazeteci oldu. Aslında günümüzde herkes potansiyel bir gazeteci, bir habercidir. İnsanlar gördüğü bir olayla ilgili sosyal medyada yaptığı bir paylaşım haberdir. Basın özgürlüğü konusu bütün sosyal medya hesaplarını da kapsar” dedi.
Siyasetçilerin eleştiriye katlanması gerektiğini vurgulayan Ok, hakaret suçunun ceza olmaktan çıkıp iki kişi arasında olan bir hukuk davalarına dönmeye başladığını söyledi.
Ok, seminerin son bölümünde Terörle Mücadele Yasası’nın (TMK) ve İnternet Yasası'nın basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerine değindi ve avukatların gazetecilere yönelik hak ihlallerini kayıt altına almasının önemine vurgu yaptı.
Seminer, katılımcı sorularıyla sona erdi.