Haberler

Yargıtay, gazeteci Prof. Dr. Vedat Demir’e verilen örgüt üyeliği cezasını bozdu

Yargıtay, gazeteci Prof. Dr. Vedat Demir’e verilen örgüt üyeliği cezasını bozdu

 

Yargıtay, KHK ile ihraç edilen gazeteci ve akademisyen Prof. Dr. Vedat Demir’e “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen hapis cezasını bozdu. Yargıtay kararında, basın kurumlarına el konulmasını eleştirmenin ve KHK ile kapatılan gazetede yazı yazmanın suç oluşturmayacağına değindi.

DENİZ TEKİN

Dönemin İstanbul Üniversitesi rektörünün yaptığı ihbar 24 Temmuz 2016’da gözaltına alınarak tutuklanan ve yedi ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci ve akademisyen Prof. Dr. Vedat Demir hakkında 15 Temmuz darbe girişimine ve medya gruplarına el konulması hakkında yaptığı değerlendirmeler ve KHK ile kapatılan yayın kuruluşunda yazdığı yazılar gerekçe gösterilerek “örgüt üyesi olmak” suçundan dava açıldı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 30 Kasım 2020’de karar verildi. Gazeteci Demir, örgüt üyeliği suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf talebinin reddedilmesi üzerine kararı temyiz eden Demir’in başvurusunu inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Demir ve beraberindeki 16 akademisyen hakkında verilen hükmü bozdu.

Yargıtay, bir kişinin örgüt üyesi olarak sayılabilmesinin kriterlerini sıralayarak, “örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir” değerlendirmesini yaptı.

Yargıtay, basın kurumlarına el konulmasını eleştirmek suç olmadığına karar verdi

Yerel mahkemenin hukuka aykırı olduğunun tespiti yapılan kararda şu değerlendirmede bulunuldu: Yargıtay örgütün kamuoyunda bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel faaliyeti tespit edilemeyen, örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla dahil oldukları ya da anılan örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri hususunda mahkumiyetlerini gerektirir yeterli ve kesin delil ikame olunamayan sanıkların müsnet suçtan beraatleri yerine, olgu ve delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi.”

Yargıtay, dosyasının yeniden yargılama yapılması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Yargılamanın önümüzdeki aylarda başlaması bekleniliyor.

Dava hakkında

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ardından aralarında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Vedat Demir’in aralarında de bulunduğu 34 akademisyen hakkında Gülen hareketiyle bağları olduğunu iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulundu. Bunun üzerine soruşturma başlatan Savcılık, Demir ve 33 akademisyen hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla gözaltı kararı verdi.

24 Temmuz 2016’da evine yapılan baskında gözaltına alınan Demir 8 Ağustos’ta tutuklandı. Demir’in arşiv içinde evinde tuttuğu gazete, dergi kitaplar, telefonu ve bilgisayarına suç delili olarak el konuldu. Demir cezaevinde olduğu sırada, 2 Eylül’de yayınlanan 672 sayılı KHK ile İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edildi. Demir, 7 aylık tutukluluğunun ardından 16 Şubat 2017 tarihinde tahliye edildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 30 Kasım 2020 tarihinde davaya karara bağladı. Mahkeme, akademisyen Demir’e “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 6 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Aynı davada yargılanan 22 akademisyen ise çeşitli hapis cezaları verilirken, 10 akademisyen hakkında beraat kararı verildi.

Medya gruplarına el konulmasına dair yaptığı değerlendirmeler ‘örgüt üyeliği’ delili gösterildi

Mahkeme Demir’e verdiği kararın gerekçesinde, Demir’in Koza İpek grubuna bağlı Kanaltürk ve Bugün TV ile Zaman gazetesine el konulması ve yayınlarının durdurulmasına dair iletişim bilimci olarak basına verdiği demeçler ve yaptığı değerlendirmeler suç delili gösterilmişti. Kapatılan bu basın kuruluşlarının örgüt ile “iltisaklı” olduğunu savunan Mahkeme, Demir’in akademik uzmanlığını kullanarak yaptığı yorumlarla “örgüt üyelerini ön plana çıkardığı ve onların haksızlığa uğradığı analizi ile aklamaya çalıştığı” savunulmuştu.

Kararda, Demir’in, 15 Temmuz darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından planlandığı ve yaşananların “tiyatro, müsamere, oyun olduğu”na dair değerlendirmeleriyle “örgütü masum göstererek aklamaya” çalıştığı ileri sürülmüştü. Demir’in KHK kapatılan Yarına Bakış gazetesinde köşe yazısı yazması, röportajlarının yayınlaması suç delili gösterilmişti. Gülen hareketine yakın olduğu ileri sürülen medya kuruluşlarında Demir’in yazıları ve demeçlerinin yayınlanmasının, Demir’in örgüt tarafından sahiplenildiğini ortaya koyduğu iddia edilmişti.

AİHM: Demir’in tutukluluğu hukuksuz

Anayasa Mahkemesi, Demir’in hukuki olmayan gözaltı ve tutuklanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı bireysel başvurunun kabul edilemez olduğuna hükmetti. 

Demir, dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. AİHM, 25 Haziran 2024'te yayınladığı Duymaz ve Diğerlerine karşı Türkiye kararında Demir'in yetersiz delile dayalı tutukluluğun "kişi özgürlüğü ve güvenliği" hakkını ihlal ettiğine hükmetti ve Türkiye'yi 5 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti. 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.