45 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin yargılandığı ‘Çadır Davası’ başladı

45 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin yargılandığı ‘Çadır Davası’ başladı
EYLEM SONBAHAR*

Boğaziçi Üniversitesi protestolarında 22 Ekim 2021 tarihinde okulda açılan çadıra polisin müdahalesi etmesi sonucu gözaltına alınan 45 öğrencinin "2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.

27. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi beklenen dava, sanık sayısı fazla olması nedeniyle 34. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Basın ve izleyiciye kapalı olan duruşmada avukatların ısrarı üzerine bir gazeteciye izin verildi.

Kimlik tespitinin ardından savunmasına başlayan Ali Süngü, “Dersten çıkıp kampüse gitmiştim. Rektörlüğün önünde toplanma gördüm. Ardından polisler arkamıza barikat çekip bir boşluk oluşturdu. O boşluktan geçersek gözaltına almayacaklarını söylediler ama sonrasında bizi sıkıştırıp gözaltına aldılar” dedi.

Mahkeme başkanın slogan atıp atmadıklarını sorması üzerine avukat Seher Eriş, sorunun suç konusu ile ilgisi olmadığı için sorulmamasını talep etti.

Ayşe Beliz İnce, özel güvenlik tarafından önce çadırın çalındığını, tekrar açıldığında ise ÖGB ve polis saldırısına uğradıklarını anlatarak savunmasına başladı. İnce, “Aylarca çadırın açıldığı yerde forum yaptık. O gün polisle yapılan müzakerede çadır kaldırılırsa müdahale olmayacağı söylendi. Dağılmak üzereyken uyarı olmadan darp edilerek gözaltına alındık” dedi.

Öğrencilerden Berkay Yamaner ise, “Polis tutanağında üstümün çıplak olduğu ve güneşlendiğim yazıyor. Bu doğru, zaten keyifli vakit geçirmek istediğim bir günde darp edilerek gözaltına alındım. Ve o yüzden bugün buradayım” diye konuştu.

“Polisler ‘Hepinizi alacağız’ dedi”

Öğrencisi olduğu okulun kampüsüne çok sayıda polisin girdiğini belirterek savunmasına başlayan İdil Kocabozdoğan, “Polis bizi çembere alarak gözaltına aldı. Gözaltı aracında sivil polisler tarafından tacize uğradım” dedi.

İddianamede yer alan gözaltı öncesi polisin uyarı yaptığı kısmının doğru olmadığını söyleyen öğrenciler, polislerin “Hepinizi alacağız” dediklerini söyledi.

Kurulan çadırın araç ve yaya geçişine açık olmadığını söyleyen Simge İngün ise “Okula geldiğimde özel güvenlik ve polisler ile öğrenciler arasındaki arbedeyi gördüm. Arkadaşlarıma destek olmak istedim ve sonrasında da hep beraber gözaltına alındık. Burada hak ihlaline uğrayan öğrenciler iken, yargılanmayı anlamsız buluyorum” dedi.

“Bir suç varsa, kolluk tarafından işlenmiştir”

Kısa bir aranın ardından avukatların savunmasına geçilen davada, avukat İrem Yener, “Polis tarafından yapılan bir uyarı yok ve öğrenciler abluka altında işkence ile gözaltına alınıyorlar. Dosyada bir suçlu ve suç varsa kolluk tarafından işlenmiştir ve bugün sanık sandalyesinde oturması gereken de onlardır. İfadesi eksik olan sanıkların yokluğunda da beraat kararı verebilirsiniz. Derhal beraat talep ediyoruz” diye konuştu.

Soruşturma savcısının dosyadaki görüntü kayıtlarının nasıl elde edildiğine ilişkin hiçbir soru sormadığını söyleyen avukat Baran Kaya, “Tanıklar dinlenmemiş. Polis fezlekesi iddianame diye hazırlanmış. Derhal beraat talebimizi yineliyoruz” dedi.

“CMK 223'e göre derhal beraat koşulları varsa karar verilebilir” diyen avukat Seher Eriş, “Boğaziçi'ndeki hukuka aykırı rektör ataması sadece Boğaziçi değil ülkenin birçok yerinde protesto edildi. Birçok dava açıldı ve biliyoruz ki bu dosyalar siyasi saiklerle açılıyor. Polisin tutmuş olduğu fezlekelerde 'Bizden talep edildi, gittik' yazıyor, neden talep edildiğine ilişkin belge yok. Buna istinaden de olsa öğrenciler gözaltına alınamaz” şeklinde konuştu.

Emniyet ifadesinde öğrencilere ‘Öğrenim gördüğünüz kurum hakkında bilginiz var mı, sivil toplum kuruluşu üyeliğiniz var mı?’ şeklinde sorular sorulduğunu belirten avukat Ezgi Önalan, “Şu aşamada burada bir suç olmadığından dosyayı kapatmanız gerekiyor. Derhal beraat talebimizi yineliyoruz” dedi.

Duruşma savcısının mütalaasında ifadesi alınmayan iki kişinin zorla getirilmesini, tanıkların gelecek celsede dinlenmesini ve dosyadaki görüntü kayıtlarının bilirkişiye tevdi edilerek rapor istenmesini talep etmesinin ardından avukatlar, rapor istenmesine ilişkin itirazda bulundu. Avukat Seher Eriş, “Bilirkişiden hangi hususta rapor istendiği anlaşılmamaktadır. Görüntüler hukuka uygun şekilde elde edilmemiştir. Bilirkişiye gönderilmesi yönündeki talebe katılmıyoruz” dedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, avukatların derhal beraat taleplerinin reddine, ifadesi alınan öğrencilerin duruşmalardan vareste tutulmasına, ifadesi alınmayan iki kişinin zorla getirilmesine hükmetti. Dosyadaki görüntü kayıtlarının bilirkişiye gönderilerek rapor hazırlanmasına karar verilen dava, 21 Ekim'e ertelendi.

*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.