Gezi davasında karar Pazartesi gününe kaldı

Gezi davasında karar Pazartesi gününe kaldı
ELİF AKGÜL*
1634 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'nın da arasında olduğu 17 kişinin yargılandığı Gezi davasında bugün beklenen karar, 25 Nisan Pazartesi gününe kaldı. Saat 10:00’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmayı, çok sayıda sivil toplum kuruluşu, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve milletvekilleri takip etti. Osman Kavala, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılırken, tutuksuz yargılanan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi salonda hazır bulundu. Duruşmada savcı Edip Şahiner’in esas hakkındaki mütalaasına karşı yargılananların ve avukatlarının beyanları alındı. Osman Kavala, SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmasında özetle şunları söyledi:

‘Hiçbir faaliyetimi gizleme ihtiyacı duymadım’

“Bugüne kadar yapılmış bilimsel nitelikli araştırma ve değerlendirmelerin hiçbirinde Gezi Olayları’nın hükümeti devirmeye yönelik önceden planlanmış ve yabancı güçlerin desteğiyle yürütülmüş olduğuna dair bir tez öne sürülmemiştir. “Gezi Parkı’na bir masa, bir hoparlör, poğaça ve eczaneden alınan ağız maskeleri götürerek kalkışmanın maddi ihtiyaçlarını karşılamış olduğum, iki kişiyle birkaç telefon görüşmesi yaparak aralarında siyasi partilerin de bulunduğu 70’e yakın kuruluşun oluşturduğu Taksim Dayanışması Platformu’nu yönlendirmiş olduğum da saçmalık düzeyinde bir iddiadır. Gezi Parkı’ndaki yapılaşma projesine açıkça karşı çıktım, bu projenin durdurulması için çaba gösterdim, kamuoyuna yönelik açıklamalara ve bu amaçla yapılan toplantılara katıldım. Çalışma ofisim Gezi Parkı’na bitişik konumda olduğu için çeşitli defalar orada bulunma ve birçoğu hiçbir örgütle ilişkisi olmayan gençleri gözlemleme fırsatı buldum. Barışçıl biçimde ve etik değerlere bağlı kalarak sürdürdükleri nöbeti, Gezi Parkı’na sahip çıkma duyarlılıklarını takdir ettim, kullanmaları için parka bir masa ve hoparlör götürdüm. Gezi Parkı’nda fidan ekme etkinliklerine de bizzat katıldım. Hiçbir faaliyetimi perde arkasına gizlemeye gerek duymadım.

‘Soros’un ifadesi niye alınmadı?’

“Hükümeti devirmek için planlanıp sahneye konduğu iddia edilen Gezi olaylarında, 15 Temmuz darbe girişiminde, bu kadar önemli roller oynadığına inanılan birisinin (George Soros) sorgulanmaması, faaliyetleri, işbirliği yaptığı kişiler hakkında bilgi temin etmek için bir çabaya girilmemiş olması savcılık mesleğinin doğasına aykırıdır, ciddi bir görev ihmalidir. Osman Kavala savunmasını ise şu sözlerle sonlandırdı:  “Hayatımın dört buçuk yılını kaybettikten sonra teselli bulabileceğim şey, yaşadıklarımın yargıdaki sorunlarla yüzleşilmesine katkıda bulunması ve benden sonra yargı karşısına çıkacak olanların daha adil bir muamele görmeleri ihtimalidir.”

‘Bu davayı reddediyoruz’

Davada yargılananlardan Taksim Dayanışması üyelerinden Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Mücella Yapıcı ise ortak beyanda bulundu. Ortak yapılan beyanda şu ifadeler yer aldı: “Gezi’yi büyüten ve kitleselleştiren Taksim Dayanışması veya bireysel katılımcıların sosyal medyadaki destek çağrıları değil, toplumsal gerilimi artıran polis şiddeti ve dönemin hükümetinin bu gerilimi yatıştırmaktan uzak açıklamalarıydı. “Tepkilerin sadece Taksim’de değil, tüm Türkiye’de büyümesinin nedeni, anılan provokasyonun birinci elden sorumlusunun, polis şefleri, onları bu görevlere getirenler ve “Emri ben verdim” diyenler olduğu açık. “Bu iddianame ve esas hakkında mütalaa akla, vicdana sığmıyor, adalet barındırmıyor, bilime dayanmıyor, insan olmanın gereklerine saygı duymuyor. Gezi Parkı protestolarına katılan milyonlarca insan, yurttaşlık haklarını savunuyordu. Bu, her bir yurttaşın sorumluluğudur, biz sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz için yargılanıyoruz. “Biz bu davayı reddediyoruz! Biz, amansızca bu ölümlere ve yaralanmalara neden olanların adil bir şekilde yargılandığı günleri de göreceğiz.”

Mahkeme Başkanı savunmayı kesti

Diğer sanıkların da beyanlarının alınmasının ardından avukatlar söz aldı. Yargılananlardan Hakan Altınay’ın avukatı Tora Pekin savunma yaparken sözünü kesen mahkeme başkanı Mesut Özdemir, Pekin’den kalan “45 dakika konuştuğu” gerekçesiyle 10 dakikada savunmasını bitirmesini istedi. Hakimin savunmayı bölmesine avukatlar tepki gösterdi. Avukat Tora Pekin ise “Adınız Cengiz Holding, Kolin, Mak-yol, Limak, Kalyon ise adalet limanı sığınacağınız son limandır, ama adınız Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay ise adı ağırlaştırılmış müebbettir, işte dava bu, söyleyecek başka bir şey yok“ diye konuştu.

‘O deliller kıymetlenmedi’

Hem Pekin, hem de yargılananlardan Çiğdem Mater’in avukatı Hürrem Sönmez, dosyadaki tapelere atıfla, 17-25 Aralık Soruşturması’na verilen takipsizlik kararını hatırlatarak, o dönemki ses kayıtlarının hukuka aykırı olduğunun tespit edildiğini vurguladı. Avukat Sönmez, “O kayıtlar gibi bunlar da hukuksuzdur. Müvekkilim ikrar etse bile hukuka aykırı delildir. Savcıya kötü bir haberim var, o deliller kıymetlenmedi” dedi. Sönmez’in konuşmasının ardından mahkeme, duruşmaya 25 Nisan Pazartesi gününe kadar ara verdi. Pazartesi günü kararın açıklanması bekleniyor. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş,  MLSA’ya atıf yapmak şartı ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.