11 Nisan Salı
- Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Cengiz Çandar’ın “suçu ve suçluyu övmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın 10. duruşması İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 09.30’da görülecek. 30 Haziran 2020 tarihinde hazırlanan iddianamede Çandar’a yöneltilen suçlamaya 30 Mayıs 2017 tarihinde kişisel hesabından yaptığı bir tweet delil olarak sunuluyor. Savcılık, suçlamalara delil olarak gösterilen paylaşımda anılan Ayşe Deniz Karacagil’in Rakka’da terör örgütü saflarında öldüğünü ve sosyal medya üzerinden gündeme getirilerek övülmesinin kamu düzeni açısından “açık ve yakın tehlike doğurabilecek nitelikte” olduğunu iddia ediyor. Aktivist Kemal Işıktaş ile birlikte yargılanan Çandar’ın dosyası 22 Kasım 2022 tarihinde görülen sekizinci duruşmada istinabe evrakının dönüşünün beklenmesi için ayrılmıştı. Mahkeme, dosyaların ayrılmasından sonra 13 Aralık 2022 tarihinde görülen duruşmada Işıktaş’ı 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı.
- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD) önceki dönem Başkanı Gani Kaplan’ın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 09.30’da görülecek. 28 Kasım 2022 tarihli iddianamede Kaplan’a yöneltilen suçlamaya 18 Mayıs 1973’te Diyarbakır Cezaevi’nde işkence ile öldürülen İbrahim Kaypakkaya’yı anmak için Ankara’daki Sakarya Caddesi’nde 18 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleştirilen törene konuşmacı olarak katılması ve Kaplan’ın 2017 yılında şahsi sosyal medya hesaplarından yaptığı THKP-C liderlerinden Ulaş Bardakçı’ya hitaben “Ulaş benzerdi güneşe” ifadesi ile KHK ile kamu görevlerinden ihraç edildikten sonra o dönemde açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek olmak amacıyla “Nuriye ve Semih Yaşasın” ifadesini içeren sosyal medya paylaşımları delil olarak gösteriliyor. Kaplan’ın sosyal medya profilindeki kapak fotoğrafının Sivas Katliamı hakkında görsel ve ifadeler içerdiğini belirten iddianame savcısı, Kaplan’ın “terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini silahlı terör örgütü üyesi olan kişiler üzerinden miting ve gösteri yapmak suretiyle meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı”nı öne sürerek cezalandırılmasını talep ediyor. 2017 esaslı olan soruşturma kapsamında Kaplan’ın ifadesi 6 Haziran 2018 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında alındı. Savcılık sorgusunda Kaplan’a yalnızca 2017 yılındaki anma sorulmasına rağmen dört buçuk yıl sonra hazırlanan iddianamede Kaplan’a savunma hakkı tanınmadan sosyal medya paylaşımlarına da yer veriliyor. Eksikliklere rağmen iddianameyi kabul eden Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Aralık 2022 tarihli tensip zaptında Kaplan hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti. Kaplan hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve belgesel yönetmeni Sibel Tekin hakkındaki iddianameleri de hazırlamıştı. Aynı savcı, 2017 yılındaki bir başka barışçıl eylemi gerekçe göstererek İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi eski yöneticilerinden Aslı Saraç ve tutuklu gazeteci Ceylan Şahinli hakkında açılan davaların da iddianamesini hazırlamıştı. Aynı savcı, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Merkez Konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi talebiyle de Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştı.
- İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Batuhan Batan’ın Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti üzerine “sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle alenen hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın ikinci duruşması İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.15’te görülecek. Savcı Türkşad Kunthan Uçuk tarafından hazırlanan iddianamede gazetecilere yöneltilen suçlamaya 6 Aralık 2021 tarihinde İleri Haber’de yayınlanan “Yargılanan yine gazetecilik oldu” başlıklı haber delil olarak gösteriliyor. Suçlama konusu haberde İleri Haber eski Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ergün ve dönemin Sorumlu Müdürü olan İzel Sezer hakkında Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti üzerine açılan davanın bilgilerine yer veriliyor. Savcı Uçuk, suçlama konusu haberin müşteki Mustafa Doğan İnal’ın “onur, şeref ve haysiyet, toplum içindeki itibarı ve saygınlığını küçük düşürmeye yönelik olduğu, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri sınırlarını aştığı, yine yazı içeriğinde müştekiye yönelik hukuka aykırı fiil isnadı içerecek şekilde söz ve beyanlara yer verildiği, yazı içeriğinin kamu yararını ilgilendiren bir konuya katkı sunmadığı” iddialarıyla gazeteciler Sezer ve Batan’ın cezalandırılmasını talep ediyor. Davanın 27 Aralık 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında mahkeme, Sezer’in Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti üzerine yargılandığı bir başka davanın dosyasının istenmesine ve İnal’ın davaya katılma talebinin kabul edilmesine karar vermişti. Savcı Türkşad Kunthan Uçuk, Bianet’in eski Yayın Yönetmeni Nazan Özcan hakkında da Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti üzerine “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla iddianame hazırlamıştı.
- Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Azadiya Welat Gazetesi’nin eski Yazı İşleri Müdürü İsmail Çoban’ın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yeniden yargılandığı davanın üçüncü duruşması Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 10.30’da görülecek. 19 Şubat 2015 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Çoban’a yöneltilen suçlamaya gazetenin 4 Eylül - 30 Eylül 2014 tarihleri ile 1 Ekim - 21 Ekim 2014 tarihleri arasında gazetede yayımlanan haberler delil olarak gösteriliyor. İddianame savcısı, daha önce gazete ve önceki yazı işleri müdürleri hakkında birçok dava açılsa da “Azadiya Welat gazetesinin yayın politikasında herhangi bir değişiklik yapmaksızın örgütün yayın organı gibi hareket etmek suretiyle suç işlemeye devam ettiği” iddiasıyla Çoban’ın cezalandırılmasını talep ediyor. 2015 yılında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada gazeteci Çoban 1 yıl 8 ay 25 gün hapis cezasına çaptırılarak hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmişti. Gazeteci Çoban hakkında başka bir suçtan tutuklu bulunduğu Tarsus Cezaevinde yapılan bir arama sırasında yasaklı olduğu iddia edilen Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve bu gazeteye ait kupürleri bulundurmaktan dava açıldı. 2021 yılında Tarsus 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada Çoban’a, “infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma” suçundan 2 yıl hapis cezası verildi. Kararın kesinleşmesinin ardından Tarsus 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Çoban’a “örgüt propagandası” verilen cezada hükmün açıklanmasını geriye bırakan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine ihbarda bulundu. Çoban’ın HAGB denetim süresi içerisinde suç işlediğine kanaat getiren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Çoban hakkındaki HAGB kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. Davanın 29 Kasım 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında mahkeme, suçlama konusu yapılan gazete sayılarının basın savcılığına ne zaman teslim edildiğinin araştırılması için Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar vermişti. Davanın 31 Ocak 2023 tarihinde görülen ikinci duruşmasında mahkeme, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak daha önce yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasına karar vermişti.
12 Nisan Çarşamba
- 12 Ağustos 2020 tarihinde Ankara’da yapılan “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” eyleminde darp edilerek gözaltına alınan 33 kadının yargılandığı dava öncesinde Ankara Adliyesi önünde açıklama yapmak isteyen ve aralarında o davada yargılanan beş kadının da olduğu 8 kadının “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 13.30’da görülecek. Üç gazeteci ve 46 aktivistin aynı suçlama ile yargılandığı Barınamıyoruz Davası’nın da iddianamesini hazırlayan savcı Mehmet Arslan, 8 kadına yönelttiği suçlamaya adliye önünde yapılmak istenen ve herhangi bir bildirimde bulunulmadığı için “kanuna aykırı” olduğunu iddia ettiği basın açıklamasını, polisin el koyduğu “12. Cumhurbaşkanı Kadınlar Seni İs-te-mi-yor” yazılı pankartı, orantısız polis müdahalesi sırasında kadınların attıkları “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarını delil olarak gösteriyor. Yargılanan bir kadına ayrıca “kamu malına zarar vermek” suçlamasını yönelten savcı Arslan, bu suçlamaya ise müşteki polis memurunun yırtılan tişörtünü delil olarak gösteriyor. Savcı Arslan’ın, 29 Aralık 2021 tarihinde Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesine sunduğu ve 8 kadına ayrıca “görevi yaptırmamak için direnme” suçlamasını da yönelttiği ilk iddianame aynı gün mahkeme tarafından iade edilmişti. Mahkeme, iade nedenleri arasında “Şüphelilerin cebir kullandıkları iddia edilen kolluk görevlilerinin mağdur veya suçtan zarar gören sıfatı olmasına rağmen iddianamede gösterilmemiş olması”nı ve “Olay yerine ait görüntülerin bulunduğu DVD incelenerek veya bilirkişi incelemesi yaptırılarak hangi şüphelinin hangi kolluk görevlisine cebir kullanarak direndiğinin iddianamede belirtilmemiş olması”nı da saymıştı. Savcı Arslan, 4 Ocak 2021 tarihinde iddianamenin iade edilmesine “iade kararının hukuki açıdan yerinde olmadığı” iddiasıyla itiraz etmiş; Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Ocak 2021 tarihinde Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesinin iade kararını yerinde görerek savcı Arslan’ın itirazını reddetmişti. Savcı Arslan, bunun üzerine 8 kadına yönelttiği “görevi yaptırmamak için direnme” suçunun “yasal unsurlarının oluşmadığına” kanaat getirerek 9 Mayıs 2022 tarihinde KYOK vererek yeni iddianameyi 10 Mayıs 2022 tarihinde mahkemeye sunmuş ve iddianame Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek 8 kadın hakkında kamu davası açılmıştı. Savcı Arslan, üç gazeteci ve 46 aktivistin yargılandığı “Barınamıyoruz Davası”nın da iddianamesini hazırlamış, bu iddianame de bazı sanıklara isnat edilen “kamu görevlisine hakaret” suçunun mağdurları olabilecek polis memurları iddianamede gösterilmediği için iade edilmişti. Sekiz kadının yargılandığı davanın 14 Eylül 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında müşteki polis Necdet Atilla Çiftçi, yargılanan kadınların ve avukatlarının duruşma sırasında fotoğraflarını çekerken yakalanmıştı. Mahkeme, avukatların talebi üzerine duruşma salonunda bulunan diğer güvenlik şube memurlarını salondan çıkarmış ve müşteki polis hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme (TCK 136/1)”, “ses veya görüntülerin kayda alınması (TCK 286/1) ve Avukatlık Kanunu'nun 57/1 maddesi (avukata karşı işlenen suçlar) uyarınca suç duyurusunda bulunmuştu. Davanın 17 Ocak 2023 tarihinde görülen ikinci duruşmasında mahkeme, olay günü giydiği tişörtün “zilyeti olmasına” karar verilen müşteki polisin davaya katılma talebini kabul etmişti.
- Van-Hakkari Tabip Odası önceki dönem Başkanı Dr. Hüseyin Yaviç ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Temsilcisi Sevim Çiçek’in “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandıkları davanın dördüncü duruşması Van 4. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 13.45’te görülecek. Ankara’nın Çankaya ilçesinde 36 saat süren nöbetin ardından evine giderken meydana gelen trafik kazasında yaşamını yitiren doktor Rümeysa Berin Şen’in ölümü ile ilgili 25 Ekim 2021 tarihinde kentteki sağlık çalışanları ve STK temsilcileri Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesi önünde açıklama yapmak istemişti. Polisin basın açıklamasına yönelik müdahalesi sırasında gözaltına alınan hak savunucularına iddianamede yöneltilen suçlamaya gösterilen deliller arasında Van’da yaklaşık altı yıldır devam eden toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı ve 25 Ekim 2021 tarihinde yapılmak istenen basın açıklamasının görüntüleri bulunuyor. Davanın 26 Mayıs 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında mahkeme, dosyadaki görüntülerin incelenmek üzere bilirkişiye gönderilmesine karar vermişti. Davanın 18 Ekim 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmasında geçici olarak davaya bakan hakim, dosyadaki eksikliklerin giderilmesinin beklenmesine ve sanık müdafilerinin dosyanın esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için iddia makamına gönderilmesi taleplerinin müstemir yetkili hakim tarafından değerlendirilmesine karar vererek davayı ertelemişti. Davanın 26 Ocak 2023 tarihinde görülen üçüncü duruşmasında mahkeme, sanık müdafilerinin beyanlarının ardından dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine karar vermişti.
13 Nisan Perşembe
- Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Rabia Çetin’in “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama, yayınlama veya bu yolla hedef göstermek” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 10.10’da görülecek. 2 Kasım 2022 tarihli iddianamede Çetin’e yöneltilen suçlamaya “Deniz Poyraz Davası” isimli sosyal medya hesabından 17 Nisan 2022 tarihinde yapılan ve Çetin’in da şahsi sosyal medya hesabından retweetlediği paylaşım delil olarak gösteriliyor. Çetin’in söz konusu paylaşımı nasıl ve ne zaman yaptığını belirtmeyen iddianame savcısı, paylaşımda geçen “Saldırının ve cinayetin aydınlatılması için etkin soruşturma yapmayan, delillerin karartılmasını sağlayan, tetikçi dışında gerçek faillerin ortaya çıkarılmasını engelleyen soruşturma savcısı…” ifadelerini paylaşarak Çetin’in müşteki savcı C.U.’ya görevinden dolayı alenen hakaret ettiğini iddia ediyor ve gazetecinin bu suçtan cezalandırılmasını talep ediyor. İddianame savcısı ayrıca “soruşturma savcısı, Deniz Poyraz’ın acılı babası hakkında propaganda suçlamasıyla dava açtı” cümlesini içeren gönderiyi paylaşarak Çetin’in müşteki savcı C.U.’yu terör örgütlerine hedef gösterdiğini iddia ediyor. İddianame savcısı, gazeteci Çetin hakkında kamu davası açılmasını ve gazetecinin cezalandırılmasını talep ettiği iddianamede “Abdulillah Poyraz'ın soruşturma dosyasında Terör Suçları Soruşturma Bürosunda görev icra eden müştekiyi terör örgütlerine hedef göstermek suretiyle üzerine atılı terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadelerine yer veriyor. İddianame savcısı, bu ifadeleri iddianamenin başında Abdulilah Poyraz’a “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açıldığı ve Abdulilah Poyraz’ın bu davada beraat ettiği bilgilerine yer vermesine rağmen kullanıyor. İddianameyi kabul eden İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Kasım 2022 tarihinde yetkisizlik kararı vererek dosyayı Çetin’in “yakalandığı yer” olan İstanbul’a göndermişti. Gazeteci Rabia Çetin hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı, kopyala/yapıştır yöntemi ile hazırladığı iddianameler ile aralarında gazeteci Nazlan Ertan, Sendika.Org muhabiri Derya Saadet, İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Eren Keskin, İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD) Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Yılmaz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ilçe yöneticileri, insan hakları savunucuları, kurum temsilcileri ve avukatların da bulunduğu en az 40 kişi hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamaları ile ayrı ayrı dava açtı. Gazeteci Ertan ve hak savunucusu Yılmaz haklarında açılan davaların ilk duruşmalarında beraat ederken gazeteci Saadet ve hak savunucusu Keskin’in yargılanmalarına devam ediliyor.
- 2018 yılında Van’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından Feqiyê Teyran Parkı’nda yapılmak istenen 10 Ekim Katliamı anmasına yönelik polis müdahalesinde gözaltına alınan, aralarında KESK Dönem Sözcüsü Bedri Yamaç ve dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eş Başkanı Ümit Dede’nin olduğu 15 kişinin “görevi yaptırmamak için direnmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması Van 7. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.25’te görülecek. İddianamede yöneltilen suçlamalara müşteki sekiz polis memurunun ifadeleri delil olarak gösteriliyor. Davanın 12 Ekim 2022 tarihinde görülen üçüncü duruşmasında mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesinin beklenmesine karar vermişti. Davanın 27 Ocak 2023 tarihinde görülen dördüncü duruşmasında mahkeme, müşteki polislerin dinlenmesi için talimat yazılmasına ve yazılan talimatların beklenmesine karar vermişti.
- Yazar Levent Gültekin’in “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.50’de görülecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonunda savcı Murat Mert tarafından hazırlanan ve 5 Aralık 2022 tarihinde mahkemeye sunulan iddianamede Gültekin’e yöneltilen suçlamaya 3 Ocak 2022 tarihinde Halk TV’nin YouTube kanalında “Levent Gültekin: O kadar kendinden emin bir şekilde yalan söylüyor ki kendimizden şüphe ediyoruz!” başlığıyla yayınlanan videoda sarf ettiği sözler delil olarak gösteriliyor. Gültekin’in beyanlarının “eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamını aşan, cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu”nu iddia eden savcı, Gültekin’in cezalandırılmasını talep ediyor. Davanın 30 Mart 2023 tarihinde görülen ilk duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını sunan iddia makamı, Gültekin’in suçlama konusu yapılan beyanlarının ağır eleştiri mahiyetinde olduğunu belirterek hakkında beraat kararı verilmesini talep etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının katılma talebini kabul eden mahkeme, katılan vekillerine esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre verilmesine karar vererek davayı ertelemişti.