DENİZ TEKİN
Gazeteci meslektaşlarıyla konuşmalar, tanık ifadeleri, yurtdışına giriş çıkış ve otel kayıtları, banka hesap hareketleri, çalıştıkları haber ajansları, sosyal medya paylaşımları nedeniyle 170 gündür tutuklu olan gazeteci Dicle Müftüoğlu 7 Aralık, gazeteci Sedat Yılmaz ise 14 Aralık’ta hâkim karşısına çıkacak.
Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında, 29 Nisan’da, Diyarbakır’daki evlerinde yapılan baskınlarda gözaltına alınarak, 2 Mayıs’ta Ankara’da tutuklanan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ve Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz hakkında, “örgüt kurmak yönetmek”, “örgüt üyesi olmak” iddialarıyla 37,5’er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Gazeteci Müftüoğlu hakkındaki iddianameyi kabul eden Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın ilk duruşmasını 7 Aralık, Yılmaz’ın iddianamesini kabul eden Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi ise davanın ilk duruşmasını 14 Aralık olarak belirledi.
Her davanın
'gizli tanıkları'
Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Yılmaz hakkında hazırlanan 44 sayfalık iddianamenin 41 sayfasında, Kürt gazetecilerin yargılandığı davaların iddianamelerinde yer alan ‘PKK ve KCK’nin yapısı, kuruluşu, işleyişi’ne ilişkin bilgilerle gizli ve açık tanıkların önceki tarihlerde verdikleri ifadeler yer aldı. İddianame yer alan “Ulaş” ve “K8Ç4B3L1T5” mahlaslı gizli tanıkların ifadelerinde, Yılmaz’ın Dicle Haber Ajansı (DİHA) ve Mezopotamya Haber Ajansında “propaganda amaçlı” haber yaptığı ve “haber müdürü olarak sorumlu düzeyde” faaliyet yürüttüğü iddia edildi.
Ulaş mahlaslı gizli tanık, Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) görüşülecek Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatma davası ile Ankara’da halen görülen Kobanê Davası'nda da tanık olarak yer almıştı. “K8Ç4B3L1T5” ise 2022 yılında Ankara’da tutuklanan JİNNEWS, MA ve Yeni Yaşam muhabiri ile çalışanı 10 kişi hakkında açılan davada “gizli tanık” olarak yer alıyor.
Haber takibi için yapılan seyahat ve konaklama “örgütsel faaliyet” sayıldı
İddianamede, Yılmaz’ın aynı dosyada şüpheli olan gazeteci meslektaşları Dicle Müftüoğlu, gazeteci Mehmet Ali Ertaş, MA editörü Özgür Paksoy ve diğer kişilerle yaptığı ve içeriğine yer verilmeyen telefon görüşmeleri suç delili olarak gösterildi. Telefon arama trafik kayıtları (HTS) bulunan bu aramaların Yılmaz tarafından, “örgütsel faaliyetleri dizayn etmek amacıyla yaptığı” ileri sürüldü.
Yılmaz’ın IŞİD’in 2014 yılında saldırdığı, Suriye’nin Kobanê kentindeki çatışmaların haber takibini yapmak amacıyla Urfa’nın Suruç ilçesine gitmesi, otelde konaklaması “örgütsel faaliyet” sayıldı. Yılmaz’ın yurtdışına giriş-çıkış kayıtlarının da “suç delili” olarak yer aldığı iddianamede, banka hesap hareketlerine ilişkin Mali Suçları Araştırma Komisyonu’nun (MASAK) hazırladığı raporda, az sayıda bankacılık işlemenin olması ve SGK kaydının olmaması “örgütsel gizlilik” olarak yorumlandı. İddianamede, Yılmaz’ın Facebook hesabında yaptığı paylaşımlar “bir bütün olarak incelendiğinde”, “örgütün görüş ve ideolojilerini benimsediği” ileri sürüldü. Yılmaz’ın sosyal medyada yaptığı paylaşımların, “örgüt propagandası” gibi görünseler de “bunları bilinçli ve ideolojik yaptığı” ileri sürüldü ve bu paylaşımların, bu nedenle “örgüt üyeliği faaliyeti” kapsamında değerlendirmesi gerektiği savunuldu.
Yurtdışına çıkış kayıtları ile tanık ifadesi çelişti
DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu hakkında hazırlanan 43 sayfalık iddianamenin 40 sayfası, Sedat Yılmaz hakkında hazırlanan iddianamede olduğu ‘PKK ve KCK’nin kuruluşu, işleyişi ve faaliyetleri’ne ilişkin bilgiler yer aldı. İddianamede yer alan açık tanık Kerem Gökalp ifadesinde, Müftüoğlu’nun, 2014 yılında, Kuzey Irak’ta bulunan PKK kamplarında ideolojik eğitim almak için gittiğini ileri sürdü. Ancak, iddianamede yer verilen yurtdışına giriş-çıkış kayıtlarında, Müftüoğlu’nun, 2017 yılında, Şırnak-Habur sınır kapısından iki defa giriş-çıkış kaydının olduğu belirtildi. Kayıtlarda bulunan 2017 tarihi, tanık Gökalp’ın verdiği 2014 tarihiyle çelişti.
İddianamede, “K8Ç4B3L1T5” mahlaslı gizli tanık ifadesinde Müftüoğlu’nun, “KCK İdeolojik Alan Yapılanması Basın Komitesine bağlı olarak örgütsel faaliyetlerin yürütülmekte olduğu Mezopotamya Ajansı içeresinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünü biliyorum” şeklindeki ifadesine yer verildi.
“Sosyal yaşantı” örgüt üyeliği suçlamasının delili gösterildi
Müftüoğlu’nun telefonuyla gelen ve giden arama trafiği kayıtlarının (HTS) suç unsuru olarak gösterildiği iddianamede, Müftüoğlu’nun gazeteci meslektaşları Sedat Yılmaz, MA muhabiri Özgür Paksoy, Xwebun Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile çok sayıda siyasetçi, insan hakları savunucusu ve avukatıyla yaptığı aramaların “örgütsel faaliyet” olduğu iddia edildi. Müftüoğlu’nun telefonunun Diyarbakır’da yaşayan dosyanın diğer şüphelilerinin telefon sinyal bilgilerinin ortak baz istasyonunun gelmesi ise iddianamede, “örgütsel faaliyetlerin dizayn edilmesi” olarak yorumlandı.
MASAK’ın banka hesap hareketlerine ilişkin hazırladığı Mali Analiz Raporu’na göre Müftüoğlu’nun haklarında, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yasal işlem yapılan birçok kişiyle para alışverişinin olduğunun tespit edildiği savunuldu. İddianamenin son bölümünde, “tespit edilen deliller incelendiğinde” Müftüoğlu’nun “PKK ve KCK’nin İdeolojik Alan Merkezi içerisinde örgütün ideolojisi ve talimatları doğrultusunda faaliyet yürüttüğü” öne sürüldü.
İddianamelerde Müftüoğlu ve Yılmaz için “PKK/KCK’nin İdeolojik Alan Merkezi içerisinde, örgütünün ideolojisi ve talimatları doğrultusunda aktif olarak sosyal yaşantısını da kendisine kılıf olarak kullanarak gizliliğe riayet ederek faaliyet yürüttüğü, örgütsel faaliyetleri dosya kapsamındaki delillerle şüpheye mahal bırakmayacak açık ve net bir şekilde ortaya konmuş” iddiasında bulunuldu.
Ne olmuştu?
Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında, 29 Nisan’da, Diyarbakır’daki evlerine yapılan baskında gazeteci Dicle Müftüoğlu, Sedat Yılmaz ile eşi gözaltına alındı. Gazeteci Yılmaz getirildiği Ankara’da bir polis tarafından darp edildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifade işlemlerinin ardından gazeteciler Sedat Yılmaz, Dicle Müftüoğlu ile Erol Balcı, Abdurrahim Tanyeli ve Ramazan Debe tutuklandı. Sedat Yılmaz’ın eşi Selma Yılmaz ile Cahit Kanbay, Cihan Güneş, İsmail Adanmış, Cahit Ablay, Mahmut Doğu, Devran Ak, Şemsettin Toprak, Mehmet Emin Yıldırım ve Cevdet İsmailoğulları, Hasan Özhan, Evin Özbek ve Suat Karagöz imza ve yurt dışı yasağı şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu gazeteciler Yılmaz ve Müftüoğlu’nun aralarında bulunduğu 5’i tutuklu 49 kişi hakkında 18 Temmuz’da hazırladığı iddianame, Ankara 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iade edilmişti. İddianamenin iade gerekçesinde mahkeme, “şüphelilerin birlikte yargılanmanın pratik bir faydası olmadığı”, “yargılamaya uzatacağı”, “dosyadaki bazı şüphelilerin ifadelerinin alınmamamış olması” ve “dosyadaki sanıklar arasında hukuki ve fiili bir bağlantının olmadığı” gerekçelerini öne sürdü. Mahkeme, soruşturma dosyasının her bir şüpheli yönünde ayrılarak haklarında iddianame düzenlemesine karar verdi.
Soruşturma savcısı, tutuklu gazeteciler Yılmaz ve Müftüoğlu hakkında, 6 Eylül tarihinde, “örgüt kurmak ve yönetmek” ve “örgüt üyesi olmak” iddialarıyla iddianame hazırlayarak, Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, yetkisizlik kararı vererek, gazetecilerin dava dosyalarını Diyarbakır’a gönderdi.