2. Ankara Onur Yürüyüşü’nde darp edilerek gözaltına alınan 42 kişinin yargılandığı davanın Ankara 52. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmasına 31 sanık ve 30’dan fazla avukat katıldı. Gözaltı süresince yoğun polis işkencesi gördüklerini ve tecavüzle tehdit edildiklerini anlatan sanıklar, kendilerine saldırmaya çalışan LGBTİ+ karşıtı gruplara ise müdahale edilmediğini söyledi. Polis şiddeti görüntülerini elden isteyen sanığın talebini kabul eden hakim, kalan savunmaları almak için davayı 22 Haziran’a erteledi.
Savcı Ramazan Hançer, 5 Temmuz 2022 tarihinde yapılmak istenen 2. Ankara Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlar hakkında 19 Ocak 2023 tarihinde iddianame hazırlandı. İddianamede 42 kişi, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” ve “görevi yaptırmamak için direnmek” ile suçlandı. Yöneltilen suçlamalara 2911 sayılı yasanın 22. maddesindeki hüküm ile yürüyüş sırasında atılan “Dünya yerinden oynar, ibneler özgür olsa” gibi sloganlar ve polisin kaydettiği görüntüler delil olarak gösterdi.
Onur Yürüyüşü’ne ‘toplumsal barışı bozmasın’ diye izin verilmemiş
LGBTİ+’lardan “Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks (Lgbti+) yapılanmasına müzahir şahıslar” olarak bahseden iddianame savcısı, nefret söylemi ile Onur Yürüyüşü’nü hedef alan gruplara değinerek bu gruplar ile LGBTİ+’lar arasında yaşanabilecek ve “toplumsal barışı bozabilecek” olayların önüne geçilmesi için Onur Yürüyüşü’ne izin verilmediğini ancak buna rağmen yürüyüşün yapılmaya çalışılması üzerine yürüyüşün yasa dışı hale geldiğini iddia etti. Savcının yasa dışı gördüğü Onur Yürüyüşü ile aynı gün LGBTİ+ karşıtı bazı İslamcı grupların Hacı Bayram Camii ve Kuğulu Park'taki linç ve nefret çağrısı yapan yürüyüşlerine izin verilmiş, LGBTİ+’lar ve yürüyüşe katılanlar ise darp edilerek gözaltına alınmıştı.
Duruşmaya 30'dan fazla avukat katıldı, hakim ve savcı adayları da kürsüden izledi
İddianamenin kabulünün ardından açılan davanın görülmesine bugün Ankara 52. Asliye Ceza Mahkemesinde başlandı. Talep üzerine büyük salonda yapılan duruşmada 31 sanık ve 30’dan fazla avukat hazır bulundu. Kaos GL, Pembe Hayat, UniKuir, 17 Mayıs dernekleri, Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER) ve İnsan Haklar Derneği (ÌHD) Ankara Şubesi'nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de olduğu yaklaşık 200 kişi duruşmayı izledi.
Avukatlar, silahlı bir şekilde duruşmayı izlemeye çalışan polislerin salondan çıkarılmasını talep etti. Hakim, silahlı bir şekilde duruşma izleyemeyeceklerini söyleyerek polisleri duruşmadan çıkarttı. Ancak avukatlar, bir sonraki celse tanık olabileceklerinden emin olmadıkları polislerin hiçbir şekilde duruşmayı izlememesini talep etti. Büyük salonda görülen duruşmada, asliye ceza mahkemesinin davası olmasına rağmen heyet kürsüsünde dosya hakim ve savcısı dışında üç kişi daha yer aldı. Hakim, kürsüdekilerin hakim ve savcı adayları olduğunu ve bu şekilde davayı takip edeceklerini söyledi.
Sanıklar: Polis işkence etti, muayeneye müdahale etti, avukatlarımızın beyanları engellendi
Kimlik ve adres tespitinin ardından başlayan duruşmada savunma yapan 31 sanık da polisin ikazda bulunmadan yürüyüşü engellediğini, “Cihatçı çeteler” olarak nitelendirdikleri LGBTİ+ karşıtı grubun üzerlerine yürüdüğünü, darp edilerek gözatlına alındıklarını, polis aracında ve götürüldükleri hastanede de işkencenin devam ettiğini ve gözaltı süresi boyunca polislerden ağır hakaret ve küfür işittiklerini anlattı.
Sanıklar ayrıca, hastaneye götürüldüklerinde polislerin muayene odasına girerek müdahale ettiğini, hastanedeki doktorun ise gözaltına alınanları toplu muayene etmek istediğini söyledi. Saatler süren muayenelerin farklı hastanelerde yapıldığını da aktaran sanıklar, 12 saatten fazla gözaltında alıkonulduklarını aktardı.
Anayasal haklarını kullandıklarını ve buna rağmen polis işkencesiyle gözaltına alınarak en az dört saat ters kelepçeli bekletildiklerini söyleyen sanıklar, beraatlerini talep etti. Sanıklar, emniyette ifade verirken avukatlarının beyanlarının tutanağa geçirilmesinin İçişleri Bakanlığının il emniyet müdürlüklerine gönderdiği ve sonrasında geri çekilen genelge kapsamında engellendiğini belirtti.
Sanıklardan M.K.B, Ankara Kennedy Caddesi üzerinde polis şiddeti gördüklerini, şiddet uygulayan polisler hakkındaki suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar çıktığını ancak bu karara itiraz ettiğini söyleyerek, “O dosyada kamera görüntülerinin toplanmasını talep etmiştim. Toplanmadı. Şimdi ben yargılanıyorum. Bu dosyada kamera görüntülerinin toplanmasını talep ediyorum” dedi.
Sanığın talebini kabul eden hakim, emniyette görüntülerin kaybolabileceğini, bu nedenle civardaki mekanların görüntülerinin doğrudan sanığa temin edilmesi için yazı hazırlanacağını söyledi.
‘İslamcı, faşist çeteler sopalarla saldırmaya çalışırken polisler hiçbir şey yapmadı’
Sanıklardan A.S.E. ise, “Üstüme atılan suçlamayı kabul etmiyorum, demokratik hakkımı kullandım. Yoğun polis saldırısına maruz kaldık. Daha eylem başlamadan gözaltına alındım. Gözüme biber gazı sıktılar. İslamcı, faşist çeteler bize sopalarla saldırmaya çalışırken polisler hiçbir şey yapmadı” dedi.
Uyarılmadan darp edilerek gözaltına alındıklarını söyleyen B.G isimli sanık da, “Polis işkencesi otobüste de devam etti. Hastaneye rapor almaya götürüldüğümde darp edilen başka kişileri de gördüm. Cihatçı çeteler bizi takip ederken polis şiddetiyle karşılaştım. İhtar yapılmadan yere attılar ve yerde de tekmelediler. Bir kişinin kafasına yumruk attıklarına da şahit oldum. Polisler bize ağır küfürler etti. Emniyette avukatlarımızın beyanları tutanağa geçirilmedi” diye savunma yaptı.
‘Yargılanması gereken bizi tecavüzle tehdit eden polislerdir’
Sanıklardan B.D. ise savunmasında, “Bir arkadaşımız polisler kafasına vurduğu için yerde yatıyordu. Bizleri dövmekle meşgul olan polis, cihatçı çetelere hiçbir şey yapmadı. Yıllardır süregelen nefrete karşı haklarımızı aradığımız günlerde sokaklardayız, meydanlardayız. Şiddetiniz bizleri yıldırmadı. Yıldırmayacak. Bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Yaşasın anti-faşist kuir feminist mücadelemiz” dedi.
Sanıklardan D.E. ise polislerin kendisini ve yanındakileri tecavüz etmekle tehdit ettiğini söyleyerek, “Polis ters kelepçeyle yüzüstü yere yatırıldığımda kulağıma eğilip ‘Seni böyle yatırmayı çok sevdim, sonrasında da böyle yatırmayı isterim’ diyerek tecavüzle tehdit edip, küfür etti. Başka kişilere de aynı tehditlerin edildiğini duydum. Burada yargılanması gereken bize işkence eden ve tecavüz etmekle tehdit eden polislerdir” dedi.
Polis şiddetini içeren görüntüler sanığa verilecek
Duruşmada, salonda hazır bulunan 31 sanıktan ancak 19’unun savunması alındı. Beş saat süren duruşmada hakim, savunması alınmayan sanıklardan bir kısmının duruşmada hazır edilmesine bir kısmına da talimat yazılmasına karar verdi.
Sanık M.K.B.’nin talebini kabul eden hakim, Kennedy Caddesi üzerinde bulunan benzin istasyonundan polis şiddetini içerdiği söylenen olay gününe ait kamera görüntülerinin istenmesine, gerekirse sanığa elden takip yetkisinin verilmesine karar verdi.
Dava, kalan savunmaların tamamlanması için 22 Haziran tarihine ertelendi.
*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.