Haberler

LGBTİ+’lar yeni dönemi değerlendirdi: Belirsizlik ve endişe karşısında umut

LGBTİ+’lar yeni dönemi değerlendirdi: Belirsizlik ve endişe karşısında umut
  • LGBTİ+lar derneklerin kapanmasından can güvenliklerinin tehlikeye girmesine kadar birçok tehdit öngörüyor
  • Tüm belirsizlik ve endişelere rağmen umudu ve direnişi bırakmamaya kararlılar
BEGÜM BAKİ / ÇİÇEK TAHAOĞLU LGBTİ+’lara yönelik baskı ve tehditler, özellikle seçim sürecinden bu yana artarak devam ediyor. Onbinlerce kişinin katıldığı Onur Yürüyüşlerinin 2015’te yasaklanmasından bu yana, sadece İstanbul’daki Onur Yürüyüşlerinde 476 kişi gözaltına alındı, açılan çok sayıda davada en az 86 aktivist yargılandı. Başta Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri olmak üzere siyasetçilerin LGBTİ+’ları hedef gösteren açıklamaları da yasaklar ve yargılamalara eşlik etti. Şimdi de LGBTİ+ derneklerinin kapatılması, heteronormatif bir “aile yasası” hazırlanması, hatta LGBTİ+ varoluşların yasaklanması gibi siyasi vaatler gündemde. Peki LGBTİ+ vatandaşlar bu konuda ne düşünüyor? Mevcut siyasi atmosfer ve LGBTİ+ karşıtı söylemler onları nasıl etkiliyor? Gelecekle ilgili düşünceleri ve beklentileri neler? LGBTİ+’lar MLSA’ya anlattı. “Özgürlük arayan tüm kesimler üzerindeki baskı artıyor” 29 yaşında bir doktor olan Buğra, “Özgürlük arayan her kesim üzerinde baskı artıyor ancak en çok da bizim üzerimizdeki baskıyı arttıracaklar, çünkü toplumun en geniş kesiminin ortaklaştığı şey maalesef LGBTİ+ düşmanlığı” diyor. Bu düşmanlığın, kültürel ayrışmayı derinleştirip ekonomik kaygıları maskeleme amacıyla kullanıldığını düşünüyor. İnşaat mühendisliği yapan 28 yaşındaki Ayşe de benzer görüşte. “Toplumda azınlık olarak görülen her türlü kesimin ötekileştirildiği bir dönemdeyiz” diyor. Kürt hareketini destekleyenlere “terörist” denmesiyle, LGBTİ+fobik söylemlerin yaygınlaşmasının benzer olaylar olduğunu ifade ediyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Kutuplaşan toplumun içerisinde ‘bizden olmayan ölsün’ tavrının ekonomik krizlerle beraber artacağını ve maalesef görünür olan LGBTİ+ bireylerin bu konuda çok daha fazla zarar göreceğini düşünüyorum”.  “LGBTİ+ karşıtı söylemler politika aracı olarak kullanılıyor” LGBTİ+ karşıtı söylemleriyle öne çıkan Yeniden Refah Partisi, HÜDA PAR gibi siyasi oluşumların Meclis’e girmesi de LGBTİ+ hakları konusunda endişe yaratıyor. 38 yaşında bir yazılım mühendisi olan Gizem, “Önümüzdeki 5 yıl LGBTİ+’lar için daha da zorlu bir süreç olacak” diyor, “LGBTİ+’ların yaşam alanı giderek kısıtlanmıştı zaten. Yeniden Refah ve HÜDA PAR gibi partilerin de katılmasıyla sivil toplum alanında engeller çoğalabilir”. Üniversitede öğretim görevlisi olan Turgay da LGBTİ+ karşıtı söylemlerin, yerel seçim sürecinde de bir politika aracı olarak kullanılmaya devam edeceğini düşünüyor: “LGBTİ+ karşıtı söylemleri, sivil topluma yönelik baskılara zemin hazırlamak için bir tehdit olarak kullanmaya devam edecekler gibi geliyor, daha önce düzenlenen Büyük Aile Yürüyüşleri gibi. Mecliste Yeniden Refah Partisi üyelerinin bol bol LGBTİ+ karşıtı söylemlerde bulunacağını düşünüyorum. Ama daha çok örgütlenmeye ve derneklere yönelik bir tehdit görüyorum, bireylere yönelik değil.” Derneklere baskı artacak mı? LGBTİ+ derneklerinin kapatılması, son dönemde birçok siyasetçinin açıklamalarına konu olduğu gibi, Yeniden Refah Partisi’nin de Cumhur ittifakına katılma şartlarından biriydi. Konuştuğumuz tüm LGBTİ+’lar sivil toplum çalışmalarına yönelik engelleme ve baskıların artabileceğini ifade ediyor. Turgay, yine de derneklerin bir anda kapatılacağını düşünmediğini belirtiyor, “Çünkü dernek kapatmak da yasal olarak o kadar kolay değil” diyor. Artan nefret söyleminin de böylesine bir kapatma/yasaklama girişimine yasal zemin hazırlamak için kullanıldığı görüşünde. Ama “O kadarını da yapmazlar, dediğimiz şeyleri de bir anda yapabiliyorlar, İstanbul Sözleşmesi meselesinde olduğu gibi” diye ekliyor. “45 yaşındayım ve 12 yıldır LGBTİ+ hareketin içindeyim. Evet, dernekler tehlike altında ama onun haricinde çok bir değişiklik olacağını düşünmüyorum. Zaten halihazırda üniversitelerdeki kulüplerin kapatılması, yürüyüşün yasaklanması, yürüyüşe gidenlerin gözaltına alınıp bir yıl boyunca yargılanması gibi durumlarla karşı karşıyayız. Olumlu bir şey beklemiyorum ama şimdiye kadarkinin çok üzerinde bir kötülük de beklemiyorum.” Barınma, istihdam, sağlık haklarına erişimle ilgili endişeler de artıyor Sivil toplum çalışmalarının baskılanması, hayatın diğer alanlarını da etkiliyor. Gizem, barınmadan istihdama, sağlığa erişim hakkına LGBTİ+’lar için hayatın daha da zorlaşacağını söylüyor. “LGBTİ+ bir birey olarak artık burada yaşamak istemiyorum, burası artık herkes için bir cehennem, tüm azınlıklar ve LGBTİ+’lar için” diyor, “İş bulma hedefiyle başka bir ülkeye gitmeyi planlıyorum…” Buğra da yeterli tepki gelmezse derneklerin kapatılacağını söylerken, “Görünürlüğümüzü azaltmak için çabalayacakları kesin. Açılmak zorlaşabilir mesela” diyor. “Toplu olarak can güvenliğimizi bile tehdit altında olduğu senaryoları bile imkansız görmüyorum, dolayısıyla buna karşı bireysel önlem alan, ülke dışına çıkanlara diyebileceğim hiçbir şey yok. Ama hepimiz birden ülkeyi terk edemeyiz.” “Yalnız değiliz, aslında çok kalabalığız” LGBTİ+ haklarıyla ilgili endişeler artsa da, LGBTİ+’lar eşitlik mücadelesine kararlı bir şekilde devam ediyor. En son 2017’de düzenlenen İstanbul Trans Onur Haftası’nın, 6 sene sonra geri dönmesi de buna işaret ediyor olabilir. 10 yılı aşkın süredir Lambdaİstanbul gönüllüsü olan Turgay, “Bizim için direniş devam edecek. Belki şartlar kötüleşebillir; derneklerin işi zorlaşabilir, ama aktivistleri etkilemez” diyerek, aktivizmin her zamanki gibi devam edeceğini belirtiyor. Buğra da kötü gidişatı durdurmak için mücadelenin devam edeceğini ifade ediyor: “Yalnız değiliz, aslında çok kalabalığız. Belirli bir mücadele geçmişimiz var, direneceğiz. Hiçbir baskı sonsuza kadar sürmez. O yüzden kendi adıma, umudumu kaybetmeden, dostlarıma sevdiklerime tutunarak ama kötü senaryolara da hazırlıklı olarak yaşamaya devam edeceğim.” Bu sene 9. İstanbul Trans Onur Haftası 12-18 Haziran’da, 31. İstanbull LGBTİ+ Onur Haftası ise 19-25 Haziran’da düzenlenecek. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.  
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.