DENİZ TEKİN
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Cihan Aydın’a, Diyarbakır Barosu’nun 24 Nisan’da yaptığı Ermeni Soykırımı açıklamaları nedeniyle açılan soruşturmaların ifade özgürlüğnü ihlal ettiği gerekçesiyle yapılan başvuru hakkında kabul edilemezlik kararı verildi. AYM, Baro yöneticilerine “Türk Milletini, Devletini, organlarını aşağılama” iddiasıyla soruşturma açılmasının ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etkisinin olmadığına hükmetti. Aydın’ın avukatı, Mehdi Özdemir, kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacağını söyledi.
2018-2020 yılları arasında Diyarbakır Barosu Başkanlığı yapan Cihan Aydın, Ermeni Soykırımının yıl dönümünde baronun internet sitesi ve sosyal medya hesabında yapılan açıklamalarla ilgili sistematik soruşturmalara tabi tutulduğu gerekçesiyle 2020 yılında AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, anma ve yüzleşme amacıyla yapılan bu açıklamalara karşı düzenli olarak ceza soruşturması açılmasının ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı etki yarattığı, bu nedenle Aydın’ın baro başkanlığı görevini yapmakta zorlandığını belirtildi. Yargı tacizi ve baskısı nedeniyle Aydın’ın Anayasa’da güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile diğer haklarının ihlal edildiği ifade edildi.
AİHM’in ihlal kararı verdiği Taner Akçam davası ‘emsal’ gösterildi
Başvuruya karara bağlayan AYM İkinci Bölümü, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Kararda, AİHM’in 1915’te Ermeni Soykırımına dair kullandığı ifadeler nedeniyle baskıya maruz kalan Altuğ Taner Akçam’a karşı Türkiye davasında verdiği karara atıfta bulunuldu.
Kararın devamında, AYM içtihatlarına göre, ifade özgürlüğüne müdahale olduğunun kabulü için kişinin söylediği söz ve eylemlerin hukuk ya da ceza yargılaması çerçevesinde nihai bir yaptırıma tabi tutulması gerektiği belirtildi. Alınan tedbirlerin ifade özgürlüklerine müdahale teşkil edip etmediğinin başvuru konusu olayın kendine özgü şartları altında değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Aydın hakkında yaptığı işlemlerin farklı kişiler tarafından yapılan ihbar ve şikayetler üzerine başlatıldığını, Başsavcılığın bu konuda kendiliğinden hareket geçmediği kaydedildi.
İki defa yargılanan Aydın’ın cezalandırma tehdidi altında olmadığı savunuldu
Kararın devamında şu değerlendirme yapıldı: “Başvurucu hakkında tutuklama işlemi yapılmamış, hakkında kamu davası açılmamış, ‘şüpheli’ sıfatı dahi almamıştır. Somut olayda aynı basın açıklaması ile ilgili olarak birden fazla ön inceleme bulunmamakta, üç ayrı basın açıklaması için gelen üç farklı şikâyetin incelendiği görülmektedir. Bu bakımdan başvurucu hakkında tamamen asılsız ya da uydurma iddialara dayanılıp keyfi olarak işlemlerin başlatıldığı söylenemez. Ayrıca başvurucunun toplumda damgalandığı, aşağılandığı, hedef olarak gösterildiği, baskı altında kalarak görevini yapmakta zorlandığı veya davranışlarını sınırladığına dair bir iddiası bulunmadığı gibi Baro olarak tekrar aynı konuda basın açıklaması yapılamadığına dair bir durum da söz konusu değildir. Anılan şikâyetler üzerinde başlatılan soruşturmaların makul sürelerde yürütüldüğü de nazara alındığında gereksiz soruşturma işlemleri ve tedbirlerle başvurucunun yaşamı üzerinde olağanın ötesinde bir etkiye neden olunduğu, başvurucunun baro başkanı olarak kendisini sınırlamak zorunda kaldığı, davranışları üzerinde caydırıcı etkiye neden olunduğu kanaatine varılmamıştır. Sonuç olarak soruşturmaların -geldiği nokta itibarıyla- Anayasa Mahkemesinin (bkz. § 19) ve AİHM'in (bkz. §§ 11-13) içtihatlarında ortaya konduğu şekilde başvurucu üzerinde suçlu bulunma ve cezalandırılma tehdidi olarak kabul edilmesi mümkün görülmemiştir.”
Aydın’ın avukatı Mehdi Özdemir, AYM kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını söyledi.
Ne Olmuştu?
2018-2020 yılları arasında Diyarbakır Barosu Başkanlığı yapan avukat Cihan Aydın ve Diyarbakır Barosu’nda görev yapan on yönetim kurulu üyesi hakkında, 2019-2020 yıllarında yaptıkları iki ayrı 24 Nisan Ermeni Soykırımı açıklaması nedeniyle soruşturma açıldı. Adalet Bakanlığı’nın soruşturma izni vermesi üzerine Aydın ve on yönetici hakkında TCK 301. maddesinde düzenlenen “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama” suçlamasıyla iki ayrı dava açıldı. Aydın ve baro yöneticileri her iki davadan da beraat etti. Aydın ve Baro yöneticileri hakkında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın LGBTİ+ bireyleri hedef gösteren hutbesine ilişkin 26 Nisan 2020 tarihinde yaptığı "Diyanet İşleri Başkanı'nın Nefret Söylemi Hakkında Basın Açıklamamız" açıklama hakkında TCK 301’den soruşturma izni verilmesi talebi Adalet Bakanlığında inceleniyor.
2017 yılından beri 6 dava ve 8 soruşturma açıldı
24 Nisan 1915’in yıl dönümünde yaptığı anma ve yüzleşme temalı açıklamalardan dolayı Diyarbakır Barosu yöneticileri hakkında 2017-2024 yılları arasında TCK’nin 301’inci maddesinden toplam sekiz soruşturma açıldı. Bu soruşturmaların altısı davaya dönüştü.