DENİZ TEKİN
Cezaevinde olduğu dönemde sosyal medya paylaşımı yapmakla suçlanan gazeteci Aziz Oruç ve iki kadın hakkında takipsizlik kararı verildi. Oruç, “Gazeteciler olarak mesleğimizi icra ederken çoğu zaman zorlanıyoruz. Her an yargı taciziyle karşı karşıya kalıyoruz” dedi.
Baran Kızıl, Diyarbakır’da iş arayan İ.G.’i dolandırıp darp ettiği ve cinsel istismar girişiminde bulunduktan sonra tehdit gerekçesiyle 2022 yılında tutuklandı. Kızıl, kendisi hakkında sosyal medyada paylaşımlarda bulananlar hakkında, “sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “iftira” suçundan suç duyurusunda bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Aziz Oruç’un cezaevinde tutuklu olduğu 2022 yılında Mezopotamya Ajansı’nın Facebook sayfasında yapılan haber içerikli paylaşımlar nedeniyle soruşturma başlattı. ifadesi için karakola çağrılan Oruç’a, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Hukuk Birimi eşlik etti. Rosa Kadın Derneği Başkanı Süzen İşbilen ve Baran Kızıl’ın dolandırıp darp ettiği ve cinsel istismar girişiminde bulunduğu İ.G. de dosyada şüpheli olarak yer aldı.
Cinsel saldırıda bulunduğu kadından şikayetçi olmuş
Soruşturmayı tamamlayan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Oruç, İşbilen ve İ.G. hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararın gerekçesinde, müşteki Kızıl’ın “nitelikli cinsel saldırı” ve “kasten yaralama” suçlarından yargılandığı davada İ.G.’nin “müşteki” olarak yer aldığı belirtildi. İ.G.’nin sosyal medyada yaptığı paylaşımların, dava devam ettiği için “suç unsuru” oluşturmadığı vurgulandı.
Kararın devamında, Rosa Kadın Derneği’nin sosyal medya hesabını kullanan kişinin tespiti yapılamadığı için derneğin yetkilisi olan İşbilen’in hakaret içerikli bir paylaşımda bulunduğuna dair herhangi bir tespit yapılamadığı ifade edildi.
Oruç: ‘Bu durumla ilk kez karşılaşmıyorum’
Aziz Oruç hakkında verilen kararda şu ifadelere yer verildi: “Şüpheli Aziz'in yetkili olarak görüldüğü Mezopotamya Ajansı’nın yaptığı paylaşım bakımından ise şüpheli Aziz'in suç tarihinde Diyarbakır Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunduğu belirlenmiştir. Bu noktada şüphelinin üzerine atılı suçu işlemediği anlaşılmıştır.”
Gazeteci Oruç, cezaevinde olduğu dönemde yapmadığı bir paylaşım nedeniyle hakkında soruşturma açılmasının ve ifadeye çağrılmasının sadece hukuksuzlukla açıklanamayacağını, bunun aynı zamanda “absürt” ve “trajikomik” olduğunu söyledi. Oruç,sözlerine şöyle davem etti:
“Bu soruşturma, Türkiye’de yargının durumunu ve gazetecilere yönelik yaklaşımını ortaya koyuyor. Bu durumla ilk kez de karşılaşmıyorum. 2022’de tutuklandığımız davada da hakkımızda ifade veren gizli tanık, benim 2020’de Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunduğum süreçte ‘Aziz’i Pel’de gördüm, kurumda gördüm’ demişti. Şimdi bir kez daha benzer durumu yaşıyorum. Savcılık takipsizlik verse de bu konuda hem ifadeye çağrılmam hem emniyette saatlerce tutulmam kabul edilebilir bir durum değil. Yargının siyasallaştığı bu dönemde maalesef biz gazeteciler mesleğimizi icra etmekte çoğu zaman zorlanıyoruz. Her an yargı taciziyle karşı karşıya kalıyoruz. Bir tweet’ten ifadeye çağrılıp, tutuklanabiliyoruz. Bir haberden dolayı yargılanabiliyoruz. Bu hukuksuzluğun son bulduğu, daha özgür ortamlarda haber yapacağımız günlerin özlemi içindeyiz. Her şeye rağmen mesleğimizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.