Duruşma Haberleri

Büyükada Davası'nda yargılanan tüm hak savunucuları beraat etti

Büyükada Davası'nda yargılanan tüm hak savunucuları beraat etti
ELİF AKGÜL*
Yargıtay’ın mahkumiyetleri bozmasının ardından yeniden görülmeye başlanan hak savunucularının yargılandığı Büyükada Davası'nın 6 Haziran'da görülen duruşmasında mahkeme, tüm sanıkların “delil yetersizliğinden” beraatına karar verdi. Yargıtay’ın bozma ilamından sonra yeniden başlayan yargılamanın ikinci duruşması İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davayı çok sayıda hak savunucusu ve gazeteci takip etti.

Savcı üç hak savunucusuna beraat, Taner Kılıç’a ceza istedi

Duruşmada Günal Kurşun ile Taner Kılıç hazır bulundu. Celse arasında esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı, sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran'ın üzerine atılı suçu işlediklerine dair yeterli ve inandırıcı delil olmadığı gerekçesiyle beraatını talep etti.  Savcı, Taner Kılıç içinse “HTS ve CGNAT kayıtlarında ByLock IP’lerine erişim sağlandığına ilişkin tespitin bulunması” gerekçesiyle “örgüt üyeliği” suçundan ceza istedi.

Taner Kılıç, Yargıtay içtihadını hatırlattı

Esas hakkında mütalaaya karşı beyanda bulunan Kılıç, Yargıtay’ın 2013’te ByLock kullanımının örgüt üyeliği suçlarında hangi kriterlerle delil sayılabileceğine ilişkin içtihatını hatırlatarak şöyle konuştu: “Yargıtay içtihadına göre 'örgüt dahilinde bu ağa dahil olduğunun tespiti' ve 'gizliliği sağlamak amacıyla kullanıldığının teknik bilgilerle tespitiyle' ByLock kullanımı örgüt üyeliğine kanıt olabilir. Bu, 2017 yılına ait bir karar. Yargıtay benim hakkımda verdiği bozma kararında 'ilgili birimlerden ByLock tespiti raporunun istenmesini' istemişti. Mahkemeniz de ilk tensip zaptıyla bunu yaptı. Ama bu zaten dava sürecinde defalarca kez yapıldı. Bunun gelmediği, olmadığı, dosyada belliydi. İstanbul Emniyeti Organize Suçlar Şube’den istediğinizde yine ByLock tespiti yapılamadığına ilişkin bir cevap yazıldı. Bunun üzerine mahkemeniz geçen celse verdiği ara kararda Yargıtay'ın kararında mahkemenize tavsiyede bulunmadığı bir şey yaparak adli bilirkişiye sevk ederek sadece dosyada HTS ve CGNAT dosyalarını değerlendirmesini istedi. Bu, hem Yargıtay’ın mahkemenize yüklediği sorumluluğu aşan ama hem de eksik bir şey oldu. Dosyada telefonumun imajı varken bu imaj üzerinden inceleme istemediniz.” “ByLock kullanmama rağmen kullandığım namaz programı nedeniyle Mor Beyin aracılığıyla ByLock sunucularına yönlendirilen mağdurlardanım” diyen Kılıç, AİHM’in başvurusu üzerine tutuklama ve tutukluluğunun devamına ilişkin “keyfi tutuklama” gerekçesiyle ihlal kararı verdiğini hatırlattı.  30 yıldır aynı cep telefonunu kullandığını kaydeden Kılıç, “Duruşma sürecinde savcılık makamının BTK’dan istediği bilgi doğrultusunda aynı telefon numarası ile sadece aynı IMEI numaralı cep telefonunu kullandığım, yani farklı telefon abone numaraları ve farklı IMEI numaralı cep telefonları kullanmadığım tespit edilmiştir. Bu durum da aleyhimde hazırlanan örgüt üyeliği iddianamesinde geçen ‘sürekli telefon numarası ve cep telefonu değiştirmek, patates hatlar kullanmak’ gibi bir tavır ve davranış içinde olmadığımı göstermektedir” diye konuştu.

Kurşun: Hak savunuculuğu suç değildir

Kılıç’ın ardından konuşan Kurşun “Bizim davamız ilk başladığında çok yüksek elden başlamıştı. Vatan hainliği ile suçlanmıştık” diyerek dosyanın geldiği durumun “ülkemizdeki hukukun kalitesini göstermiştir” dedi.  “Delil yetersizliğinden beraat” diye bir beraat gerekçesinin hukukta yeri olmadığını kaydeden Kurşun, “Hak savunuculuğu bir suç değildir” diyerek TCK 223/2-A maddesinden, yani “Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması” gerekçesiyle beraat verilmesini istedi. Kurşun ve Kılıç’ın ardından avukatlar esas hakkında mütalaaya karşı beyanda bulundu.

'Adalete inancımız sürüyor, beraat istiyoruz'

Kılıç müdafii avukat Eda Bekçi, “Emniyet Genel Müdürlüğü ve tüm bağımsız araştırmacılar bize dedi ki telefonuna hiçbir şekilde ByLock yüklenmemiştir, yüklenip kaldırıldığı tespit edilmemiştir. Buna rağmen nasıl hala savcılık bu bağlantının kurulduğunu söylüyor?” dedi. Bekçi  “Müvekkilim yıllardır çekti ve çekmeye devam ediyor. Bizim hala adalete inancımız sürüyor. Ben müvekkilimin beraatini ve hakkındaki yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

'Beraatın hangi maddeden verildiği yaşamsal önemde'

Kurşun müdafii Hülya Gülbahar da savcının “Her tür şüpheden uzak somut delil bulunamadığı” gerekçesiyle beraat talebinin müvekkili açısından hem hukuken hem de kamuoyu nezdinde aklanmayı sağlamadığı için beraat hükümünün TCK 223/2-A maddesinden verilmesi gerektiğini kaydetti.  Avukat Gülbahar, “Müvekkilim hem sosyal hem iş hayatı ciddi olarak etkilenmiştir. Belki yeniden işe iadesi olacak, bizim açımızdan beraat kararının hangi madde ve fıkradan verildiği yaşamsal önemdedir” dedi. Kurşun müdafii Özlem Yılmaz ise ilk yargılama kararının hak savunuculuğunu suç haline getirdiğini, dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiğini belirterek mahkemenin gerekçeli kararında bu bağlamda özeleştiri vermesi gerektiğini söyledi. 

Ne olmuştu?

Hak savunucusu 10 kişi, İstanbul Büyükada’da Temmuz 2017’de ‘İnsan Hakları Savunucularının Korunması ve Dijital Güvenliği’ başlıklı toplantıya katıldığı gerekçesiyle ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve ‘silahlı terör örgütüne yardım etmek’le suçlanmıştı. Haziran 2017’de ‘FETÖ üyeliği’ suçlamasında tutuklanan Kılıç’ın dosyası, ‘Büyükada davası’nda tutuklanan insan hakları savunucularının dosyasıyla birleştirilmişti. Savcılık toplantı nedeniyle Kılıç’ın ‘silahlı terör örgütüne (FETÖ/PDY) üye olma‘ suçundan, sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu’ya ise ‘silahlı terör örgütlerine (FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C) yardım etme’ suçundan yedi buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesini istemişti. Kasım 2022’de kararını açıklayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi verilen mahkumiyet kararlarını bozmuş,ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip örgütlü suçlar bilgi havuzunda Kılıç hakkında başka bir beyan veya ifade bulunup bulunmadığının araştırılması, beyanı ve ifadesi bulunan kişiler varsa tanık olarak dinlenmeleri gerektiğini belirterek ifade sahiplerinin tanık olarak dinlenmesinden sonra hükmün açıklanması gerekirken eksik araştırmayla hüküm kurulduğunu kaydetmişti. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.