Duruşma Haberleri

Çelik: Davalar basına tahammülsüzlüğün göstergesi

Çelik: Davalar basına tahammülsüzlüğün göstergesi

DENİZ TEKİN

Diyarbakır’da yargılanan 18 gazeteciden biri olan Ömer Çelik,  bu davaya dair yayımlanan haberlerde ismi geçtiği için hakkında açılan yeni davanın, “basına yönelik baskının göstergesi” olduğunu söyledi. Çelik, avukatların “vahim” diye nitelediği yeni dava dosyasının, bu davayla birleştirilmesine karşı çıktı.

Yurtdışında yayın yapan televizyon kanalları için haber takip ettikleri, tartışma ve kültür programı sundukları gerekçesiyle, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla suçlanan ve haklarında 15 yıla kadar hapis istenen 18 gazetecinin yargılandığı davanın ikinci duruşması, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan gazeteciler Ömer Çelik, Serdar Altan, Elif Öngür, Esmer Tunç, Mehmet Ali Ertaş, Rohat (Zeynel) Bulut, Lezgin Akdeniz, Esmer Tünç ile avukat Resul Temur, MLSA Hukuk Birimi’nden avukat Fatih Aydın katıldı. Duruşmayı ayrıca Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG)  temsilcileri ile Amsterdam Hukuk Kliniği’nden avukatlar, ayrıca çok sayıda gazeteci izledi. 

Çelik: “Bu iddianame basına yönelik baskının bir göstergesi”

Gazeteci Ömer Çelik, davadaki 15 gazeteciyle birlikte 13 ay tutuklu olarak yargıladığı bu davaya dair yapılan haberlerde “ismi geçtiği” gerekçesiyle hakkında tahliyesinin ardından açılan davaya yönelik savunma yaptı. Çelik, “bu davaların gazetecilik ve özgür basına yönelik tahammülsüzlükten kaynaklandığını” dile getirdi.

Çelik, hakkında hazırlanan bu iddianamenin de “gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandıklarının bir göstergesi” olduğunu ifade etti. İddianamede suç delili gösterilen dört haberden üçünün, tutuklu yargılandıkları dava hakkında olduğunu belirten Çelik, haberlerin suç olmadığını söyledi. Çelik, haberlerde ismi geçtiği için hakkında dava açılmasının “yersiz” olduğunu vurguladı.

Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Musa Çitil hakkındaki bir haber nedeniyle yargılanıp beraat ettiğini, ancak o davadaki şikâyet dilekçesinin dahi yeni davada “suç delili” olarak kullanıldığını anlatan Çelik, “Mahkemenin bu iddianameyi incelerken daha dikkatli olmasını beklerdim” dedi. Çelik, birleştirilme talebiyle gönderilen bu iddianamenin iade edilmesini istedi ve “Bu iddianame basına yönelik baskının bir göstergesidir” diye konuştu.

Temur: “Haberlerin suç delili sayılması vahim”

Tüm gazetecilerin avukatı Resul Temur ise Mezopotamya Ajansı’nda, ajans çalışanı olan Çelik hakkında açılan soruşturmaya dair yayımlanan haberin “örgüt üyeliği” suçu sayılmasının, haberlerin bu suçlamaya “delil” olarak gösterilmesinin, “iddianamenin vahametini” ortaya koyduğunu belirtti. Temur, PEN Norveç’in 18 gazeteci hakkında hazırlanan iddianameye ilişkin hazırladığı hukuki değerlendirme raporunu mahkemeye sunarak, bunun mahkeme tarafından referans alınmasını istedi.

Tamamı gazeteci olan müvekkillerinin haber takip etmek veya belgesel çekmek için yurtdışına çıkmaları gerektiğini söyleyen Temur, yurtdışı yasaklarının kaldırılmasını istedi. Ari Prodiksiyon’da bir ay süren aramalara ilişkin tutulan tutanakların dava dosyasında olmadığını aktaran Temur, bunların Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünden istenmesini talep etti.

AYM’nin “hak ihlali” kararı hatırlatıldı

MLSA Hukuk Biriminden avukat Fatih Aydın ise Çelik hakkında, “isimi haberlerde geçtiği” gerekçesiyle açılan davanın, “yargısal bir taciz” olduğunu belirtti.  Avukat Aydın, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Van’da Osman Şiban ile Servet Turgut’un askerlerce helikopterden atıldığı iddiasını haberleştirdikten sonra tutuklanan gazeteci Cemil Uğur hakkında verdiği, “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine” yönelik hükmünü hatırlattı. Aydın, gazetecilerin çalıştığı haber ajansı nedeniyle suçlanamayacağını vurguladı. Çelik hakkında yapılan dört habere dayanan yeni iddianamenin “hukuktan uzak bir iddianame” olduğunu söyleyen Aydın, beraat talep etti.

Savunma için söz verilen Mehmet Ali Ertaş ve Rohat Bulut’un Kürtçe, “Söyleyeceğim bir şey yok” cevapları tutanağa geçirilmedi, bunun yerine “Sanığın Kürtçe beyanda bulunduğu anlaşıldı” yazıldı.  

Duruşma savcısı, dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesini isteyerek, diğer talepler konusunda takdirin mahkemede olduğunu söyledi.

El konulan dijital materyaller iade edilecek

Mahkeme,  Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak, Ari Yapım Prodiksiyon şirketinde bir ay süren aramalara ilişkin tutulan tutanakların bir örneğinin mahkemeye gönderilmesine, tutanaklar geldikten sonra aramaya tanık olan kişilerin çağrılmasına karar verdi.

Gazetecilerin el konulan dijital materyallerinin iade edilmesine karar veren mahkeme, gazeteciler hakkındaki yurtdışı yasağının kaldırılması taleplerini reddetti ve davayı 1 Şubat 2023 tarihine erteledi.

Ne olmuştu?

Belçika’da yayın yapan Sterk TV ve İngiltere’de yayın yapan Medya Haber TV kanalları için program çekimi yaptıkları iddiasıyla Diyarbakır’da faaliyet yürüten Pel Yapım, Piya Yapım ve Ari Yapım isimli prodüksiyon şirketlerine, 8 Haziran 2022’de baskın yapılmıştı. Soruşturma kapsamında birçok gazeteci ve basın çalışanın ev ve iş yerlerine de baskınlarda yapıldı Polisin prodüksiyon şirketlerindeki aramaları bir ay sürdü. Polis, aramalarda el koyduğu haber materyallerini “örgütsel delil” gösterip, görüntülerini basına servis etmişti.

Gözaltına alınanDicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Mehmet Şahin, Lezgin Akdeniz, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken ve basın çalışanı Remziye Temel, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 16 Haziran 2022’de tutuklandı.  Gazeteci Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Gülşen Koçuk, Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve bir sokak röportajında yer alan İhsan Ergülen ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmıştı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 gazeteci ve basın çalışanı hakkında “ örgüt üyeliği” iddiasıyla 728 sayfalık iddianame hazırladı. Gazeteci Safiye Alagaş, Gülşen Koçuk, Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen haklarındaki dosyalar ise ayrıldı.

Gazetecilerin yaptığı haber programı, SGK kayıtları, meslektaşlarıyla telefon görüşmeleri, gizli tanık ifadesi, haber arşivleri, okudukları kitaplar, yurtdışına giriş-çıkış kayıtları, sosyal medya paylaşımları, katıldıkları basın açıklamaları, yazdıkları haberler, basına verdikleri röportajlar iddianamede “suç delili” olarak yer aldı. 

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 ve 12 Temmuz 2023’de görülen davanın ilk duruşmasında, 15 gazeteci ve basın çalışanı 13 aylık tutukluluğun ardından tahliye edildi. Mahkeme, serbest bırakılan gazeteciler hakkında yurtdışı yasağı kararı verdi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.