NALİN ÖZTEKİN
CHP eski milletvekili Ali Şeker hakkında, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla iki ayrı dava açıldı. Aynı savcı tarafından hazırlanan iki farklı iddianamede Şeker’in yaptığı paylaşımların, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildi ve Yargıtay kararı referans alınarak, “kendini siyasi liderlerle özdeşleştirdiği” belirtilen kişilerin, “liderlerine yapılan hakaretlere reaksiyon göstererek, öldürme ve yaralamaya sebebiyet verebilecekleri” belirtildi.
Cumhuriyet Halk Partisi Eski Milletvekili Ali Şeker hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla iki ayrı dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iki iddianamede, Şeker’in milletvekilliği yaptığı dönemdeki sosyal medya paylaşımları atılı suçlamaya gerekçe yapıldı.
Davalar, Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbar sonrası hazırlanan açık kaynak araştırma raporu sonrası açıldı. İki iddianame aynı savcı tarafından hazırlandı ve Şeker hakkındaki suçlamalara dayanak yapılan değerlendirmelerin benzer olması dikkat çekti.
‘Tayyipler Alemi’ paylaşımı suç oldu!
Bu iki iddianamenin birinde CHP eski milletvekili Şeker’in Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) mezuniyet töreninde öğrenciler tarafından sergilenen “Tayyipler Alemi” isimli karikatürü, “Memleket esprisini kaybetmesin!” yorumu ile alıntılayarak paylaşması suç sayıldı.
İddianamede, Şeker’den önce CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aynı karikatürü, "Eleştiri ve mizaha tahammül edeceksin, etmelisin! Hapse atarak eleştirinin ve mizahın önüne geçemezsin” yorumuyla paylaştığı ve Kılıçdaroğluna da bu gerekçeyle dava açıldığı belirtildi. İddianamede Şeker’in karikatürle ilgili yorumunun Kılıçdaroğlu’nun yorumuna benzer olmasının kolluk incelemesiyle tespit edildiği ileri sürüldü. Şeker’in Kılıçdaroğlu’nun paylaşımını yeniden paylaşmasına dair ise iddianamede savcı şu yorumu yaptı: “Bireyin kendini gerçekleştirmesine ya da toplumun gelişmesine katkı sunması beklenen bir değer içermemesi, eleştiri sınırlarını aşarak açıkça Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığına saldırı mahiyeti taşıması…”
İddianamede, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasının “kişilere ve şerefe karşı değil, devlete karşı işlenmiş bir suç” olduğu savunularak, paylaşımın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği öne sürüldü.
İktidar eleştirisi suç sayıldı!
Şeker hakkındaki ikinci iddianamede ise yedi yıl önce iktidarı eleştirdiği altı farklı sosyal medya paylaşımı suç sayıldı. Bu iddianameyle tamamlanan soruşturma, Paylaşımların Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne e-posta yoluyla ihbar edilmesi sonrası açıldı.
Şeker hakkında iki ayrı iddianameyi hazırlanan savcının, hukuki değerlendirmeler bölümünde birebir aynı ifadeleri kullanması dikkat çekti. Her iki iddianamede, “Suç doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı islenmekte ise de suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen hukuki değer Devletin siyasal iktidar yapısıdır” denilerek, paylaşımların suç unsuru olarak iddianameye konu edildiği savunuldu.
Savcı iddianamede Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, 27 Aralık 2019 tarihli E 2019/6019 ve K 2019/8465 sayılı ilamları ile 29 Haziran 2021 tarihli E 2021/1639 K 2021/4383 ilamlarını referans alarak, “Suçun faili herkes olabilir. Cumhurbaşkanlığı sıfatı seçimle değil ant içmekle başlar. Hakaret, bir kişiye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığa saldırmasıdır. Manevi unsur genel kasttır. Atılı suçun oluşabilmesi için mağdurun sıfatı bilinerek hareket edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Savcı ayrıca iddianamesinde şu değerlendirmeleri yaptı: “Türk toplumunun önemli bir kesiminin kendilerini siyasi liderleriyle özdeşleştirdiği, liderlerine yapılan ve kamuya yansıyan hakaretleri kendilerine yapılmış̧ gibi algılayarak aşırı reaksiyon gösterdikleri, bu hakaretlerin toplumdaki kutuplaşmayı artırdığı, hakaret ve sövme fiillerinin, adi olaylarda dahi birçok ööldürme ve nitelikli yaralamalara sebebiyet verdiğĭi gözetildiğind, bu fiillerin orantılı bir yaptırıma bağlanmasının toplumsal barışın ve kamu düzeninin korunması bakımından da demokratik toplumda zorlayıcı bir ihtiyacın karşılanması kapsamında değerlendirilmesi gerekir.”
Şeker’in paylaşımları, “Cumhurbaşkanına yönelik onur, şeref ve saygınlığına saldırı” olarak değerlendirildi. Paylaşımların birden fazla olması nedeniyle de Şeker’in “zincirleme suç” işlediği savunuldu.
Şeker’in hakkında “Tayyipler Alemi” karikatürünü paylaştığı için Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın duruşması, 18 Kasım tarihinde görülecek. İkinci iddianame ise Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildikten sonra görevsizlik kararıyla Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianamenin mahkemece kabulüyle birlikte Şeker’in yedi yıl önceki paylaşımları gerekçesiyle yargılanmasına da başlanacak.