EYLEM SONBAHAR
Mücella Yapıcı ile kızı Cansu Yapıcı’yı çıplak aramaya maruz bırakan polislerin "işkenceden" yargılandığı davanın karar duruşmasında sanık polisin avukatı, "Kendilerine mağdur rolü çizerek hükümeti ve devleti cezalandırma çabasındalar" dedi.
Gezi Parkı eylemleri sırasında 8 Temmuz 2013 günü aralarında Taksim Dayanışması sözcülerinden mimar Mücella Yapıcı ve kızı Cansu Yapıcı’nın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmış ve dört gün boyunca İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tutulmuştu. Aramayı yapan iki polis ve bir nezarethane amiri hakkında "işkence" suçlamasıyla açılan davanın 10'uncu duruşması bugün İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
'Çok sayıda hak ihlali söz konusu'
Mücella Yapıcı ve Cansu Yapıcı’nın katılmadığı duruşmada avukat Gülyeter Aktepe hazır bulundu. Duruşmayı avukat Ömer Kavili ile Barış Yıldız da izledi. Duruşma salonunda ve önünde sivil polislerin olduğu davada avukat Aktepe, müvekkillerinin maruz kaldığı yakalama işlemi ve dört gün süren gözaltı sürecinde çok sayıda hak ihlali yaşandığını söyledi. Kapsamlı şikâyet dilekçelerinde belirttikleri hak ihlallerinin sadece bir kısmına yönelik hazırlanan iddianamenin de 7 yıl sonra düzenlendiğini ifade etti.
'Narkotikle ilgili şüphe yokken sadece kadınlar arandı'
Avukat Aktepe, "Çarpıcıdır ki nezarethaneye alındıkları ilk anda değil 50 kişinin kayıtları tamamlanıp nezarethanelerin ilgili bölümlerindeki hücreye yerleştirilmelerinin ardından iki saat geçtikten sonra ve sadece kadınlar olmak üzere çıplak arama söz konusu oluyor. Sanıklarca iddia edildiği gibi narkotik madde araması için müvekkiller çıplak aranmışsa dahi müvekkillere narkotikle ilgili arama yapılmasının gerekçesi nedir? Ortada bu yönde bir şüphe söz konusu değil. Diyelim ki böyle bir şüphe var neden sadece kadınlara uygulanmış?" diye sordu.
Sanık polislerin hukuka uygun şekilde arama yapmadıklarını bildiklerinin sabit olduğunu belirten Aktepe, görevi kötüye kullanmanın değil işkence suçunun söz konusu olduğunu söyledi.
'Dosya içeriği ceza verilmesi için yeterli'
Kovuşturma sırasında eksik bırakılan araştırmaların yapılması ve tanıkların dinlenmesi gerektiğini belirten avukat Aktepe konuşmasına şöyle devam etti: "Aksi halde maddi gerçekliğe ulaşılması mümkün değildir. Öncelikle talebimizin kabulünü, mahkeme aksi kanaatte ise dosya içeriği soruşturma aşamasından itibaren ve dilekçelerimizde anlattığımız üzere tüm fiiller yönünden cezalandırma için yeterli vaziyettedir. Bu neden mütalaaya katılmadığımızı belirtiyoruz. Şikâyetimizde isnat ettiğimiz suçlar yönünden tüm sanıkların cezalandırılmasını, lehe hükümlerin uygulanmamasını ve hükümle beraber tutuklama kararı verilmesini talep ederiz."
Polisin avukatı: Müvekkillerimiz kurban edilmek isteniyor
Polislerden S.K.'nın avukatı, "Mağdur edebiyatı yapabilmek adına çıplak arama iddiasını ortaya atmaktadırlar. Müvekkillerimizin burada kurban edilmek istendiği ortadadır. İşkence amacıyla herhangi bir gruba karşı kötü niyet olmadığı ortadadır, cezalandırma için somut ve kesin bir delil de dosyada bulunmamaktadır. Mağdur rolü çizerek hükümete, devlete karşı cezalandırma ve öç alma çabasından ibaret bir durum söz konusu. Müvekkillerimizin beraatine karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.
"İşkenceden" değil, "görevi kötüye kullanmaktan" ceza
Mahkeme, "işkence yapmak" suçlamasıyla dava açılmışsa da sanık polisler S.K. ve C.B'nin eyleminin "görevi kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu ve atılı suçu işlediklerinin sabit olduğunu belirterek Mücella Yapıcı ve Cansu Yapıcı'yı çıplak aramaya maruz bırakan iki polisin ayrı ayrı 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
O dönem nezarethane amiri olan polislerden L.M. hakkında ise "görevi kötüye kullanma" suçunu işlediğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat karar verildi.