MLSA İzmir'de 13 Şubat’ta evlere düzenlenen baskınla gözaltına alınan altı gazeteciden Mezopotamya Ajansı muhabiri(MA) Delal Akyüz’ün avukatları, gazetecinin gözaltına alınması ve haber materyallerine al konulmasının basın özgürlüğüne orantısız müdahale oluşturduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu.
Dört gün gözaltında tutulan gazeteciler 16 Şubat’ta bırakıldı. Mahkeme, Akyüz ve diğer üç gazeteci hakkında ev hapsi kararı verdi.
Aralarında MLSA Hukuk Biriminin de bulunduğu avukatların hazırladığı AYM başvurusunda, gazetecinin polisteki ifade işlemleri sırasında gazetecilik faaliyetlerinin sorulduğu hatırlatıldı.
Gazetecinin gözaltına alındığı soruşturmada gizlilik kararı verildiği ve bu nedenle yöneltilen suçlamalardan ancak emniyet sorgusu sırasında haberdar olduğu hatırlatılan başvuruda, Akyüz’e emniyette sorulan sorular ve istinat edilen suçlamalara bakıldığında basın özgürlüğü kapsamında yapmış olduğu gazetecilik faaliyetler, yazdığı 32 haber, haber takibi amacıyla izlediği toplantı ve gösteriler, çalıştığı haber ajansının suç delili olarak yer aldığı belirtildi.
‘Haber kaynağının açıklanması yönelik ağır ve caydırıcı bir etki yaratacak’
Başvuruda, Basın Kanunun 12. Maddesinde yer alan haber kaynağının gizliliği ilkesi gözetilmeden Akyüz ve diğer gazetecilerin kullandığı bilgisayar, telefon ve diğer haber araçlarına el konulma kararı verildiği; bunun basın özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale olduğu ifade edildi.
Gazetecinin haber kaynaklarının korunmasının basın özgürlüğünün temel taşlarından biri olduğu, bu koruma olmaksızın gazetecinin kamu bekçisi rolünü yerine getiremeyeceği vurgulanan başvuruda, gazetecinin haber kaynağının korunması durumunun, salt kaynağın açıklanmaya zorlanması olmadığı, basın kuruluşları veya gazetecilerin evlerinde yapılan arama ve el koyma işlemlerini de kapsadığı belirtildi. Akyüz’ün kullandığı bilgisayar, telefon ve diğer haber araçlarına el konulmasının haber kaynağının açıklanmasına yönelik ihtardan daha ciddi ve ağır bir uygulama olduğu ifade edildi. Başvurucu Akyüz’e yönelik bu müdahalenin gazetecilik faaliyetleri üzerinde caydırıcı etki yaratabileceğine işaret edildi.
‘Gazetecilik mesleğini yapması engellendi’
Başvurunun devamında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) gazetecinin rolü ve haber kaynağının korunmasına ilişkin verdiği emsal kararlara yer verildi. Başvurucu Akyüz’ün gazetecilik mesleğini yapmak için kullandığı haber materyallerine el konulmasının gazetecilik mesleğini gerektiği şekilde yapmasının engellendiği, bunun basın özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale olduğu vurgulandı. Demokratik toplumda gereklilik kriterini taşımayan müdahalelerle başvurucu Akyüz’ün basın hürriyeti ve halkın haber alma hakkının ihlal edildiği ifade edildi.
Açıklanan bu nedenlerle Akyüz’ün, Anayasa’nın 25. 26. ve 28. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. Maddesinde güvence altına alınan basın hürriyeti ve ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği kaydedildi.
‘Özel hayata saygı hakkı ihlal edildi’
Başvurunun devamında, Akyüz’ün evine yapılan baskında, evinde yapılan arama, dijital materyallerine el konulması ve kopyasının alınması kararının, başvurucunun özel hayatının gizliliği hakkında yönelik orantısız bir müdahale olduğu da vurgulandı. Bu nedenle Akyüz’ün, Anayasa’nın 20. Maddesi ile AİHS’nin 8. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve saygı hakkının ihlali edildiği belirtildi.
Akyüz’e yönelik müdahalelerin tespit edilerek, bunların giderilmesi için gerekli idare ve yargı organlarına müzekkereler yazılmasın talep edildi.
Kararın geçmişi
Akyüz, 13 Şubat tarihinde Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Tolga Güney, JINNEWS muhabiri Melike Aydın ve DEM Parti basın çalışanı Fatma Funda Akbulut ile birlikte gözaltına alındı. Gazeteciler, üç gün boyunca tutuldukları İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü’nden 16 Şubat’ta “Örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.
Hakimlik sorgusunun ardından altı gazeteci serbest bırakıldı. Ancak, Semra Turan ve Cihan Başakçıoğlu’na haftada iki gün karakolda imza verme şartı getiren hakimlik, Delal Akyüz, Tolga Güney, Melike Aydın ve Fatma Funda Akbulut’a elektronik kelepçe takılmasına karar verdi.