HAYRİ DEMİR
Gazeteci Hasan Sivri, 6 Şubat depreminde memleketi Antakya’dan çektiği videoları sosyal medyadan paylaştığı için “dezenformasyon yasası” kapsamında yargılandığı davanın ilk celsesinde beraat etti.
Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Sivri ve avukatı Halil İbrahim Özgün hazır bulundu. Sivri, kimlik tespitinin ardından başlayan savunma yaptı.
‘Antakyalı bir gazeteci olarak gözlemlerimi paylaştım’
AKP ve MHP oylarıyla 2022 yılının Ekim ayında Meclis’ten geçen ve hükümetin “dezenformasyon yasası” ismiyle adlandırıldığı, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlamasıyla yargılanan Sivri, Antakyalı olduğunu ve depremin hemen ardından bölgeye gittiğini anlattı. Sivri, “Antakya’nın merkezi mahallerine vardığımda büyük bir yıkımla karşı karşıya kalındığını gördüm. Bu mahalleler, aynı zamanda ailemin ve yakınlarımın yaşadığı mahallelerdi. Ben de hem bir Antakyalı hem de bir gazeteci olarak depremin acı sonuçlarına dair gözlemlerimi aktardım” dedi.
‘Bir gazetecinin çaresizlik ifadesinin dışında kullanabileceği ifade yoktu’
Sivri, iddianamede suçlama konusu yapılan, “Halkın yalnızlığını ve çaresizliğini gösteren ilk 2 gün çektiğim videolardan bazılarını sıralıyorum; onlar not etsin tabii, bunlar da bizim delilleriyle not ettiklerimiz” paylaşımının suç olmadığını belirtti.
Paylaşımdaki “yalnızlık” ve “çaresizlik” ifadelerinin suçlamaya gerekçe yapıldığını anımsatan Sivri, “Aslında tablo çaresizlikten daha büyük bir tabloydu. Ben tweet serisinde 15 ayrı video paylaştım. Bu videolarda birçok yerde müdahale edilemeyen enkaz başlarında bekleyen insanların çaresizliği net şekilde görülmektedir. Bir gazetecinin bu tablo karşısında çaresizlik ve yalnızlık ifadesinin dışında kullanabileceği başka bir ifade yoktu” diye konuştu.
‘Depremin üzerinden 10 ay geçti, insanlar hala çaresiz’
Sivri, savunmasına şöyle devam etti: “Depremin üzerinden 10 ayı aşkın sürenin geçtiği ancak depremin etkilediği kentlerdeki yalnızlık ve çaresizlik hala devam ediyor. Ben, o kenttin bir çocuğu olarak aynı zamanda da bir gazeteci olarak gözlemlerimi aktardım.”
Savunmasının sonunda atılı suçlamayı kabul etmeyen Sivri, beraatini talep etti.
‘Halkı yanıltıcı bilgi suçlamasında, bilginin gerçeğe aykırı olması gerekiyor’
Daha sonra söz alan Sivri’nin avukatı Halil İbrahim Özgün de atılı suçlamanın unsurlarının oluşmadığını belirtti. Kendisinin de Antakyalı olduğunu anımsatan Özgün, “Depremin en büyük sancısını yaşayan il Hatay oldu. Ben de Hatay Barosu avukatıyım, depremi ben de yaşadım. Gerçekten yalnız ve çaresizdim. Bir gazetecinin insani bir tavırla, böyle bir paylaşım yapması kadar doğal bir şey olamaz. Öte yandan halkı yanıltıcı bilgi suçlamasında, bilginin gerçeğe aykırı olması gerekiyor. Suçun unsurlarının oluşması için de kamu düzenini, genel barışı bozmaya elverişli ve yakın tehlike şartlarının oluşması gerekiyor. İddianamede hangi yakın tehlikenin oluştuğu dahi belirtilmemiştir. İddia makamı, depremin sonuçlarına dair tabloyu biliyor olsaydı bu iddianameyi hazırlamayacaktı. Bu nedenle iddianamenin önünüze dahi gelmemesi gerekiyordu. Müvekkilin gazeteci kimliğiyle yaptığı paylaşım çok fazla etkileşim aldığı için bu dava açıldı” diye konuştu.
Paylaşımın tamamen gerçek bir bilgiyi içerdiğine dikkat çeken Özgün, “Bu paylaşım toplumcu bir paylaşımdır. Aynı zamanda, benzer durumlarda yeniden bu tabloyu yaşamamamız için kamu idaresinin sorumlu davranması için yapılan bir çağrıdır. Bu nedenle paylaşımda kamu yararı vardır. Bilginin gerçek olup olmadığı noktasında dahi bir araştırma yapılmamışken, açılan bu davada istinat edilen suç gerçekleşmemiştir” dedi.
Savunmaların ardından iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Sivri’nin beraatı talep edildi.
Ara verilmeden açıklanan kararda, “atılı suçlamanın unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle Sivri’nin beraatine karar verildi.
