HAYRİ DEMİR
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (Mülkiye) 1930’lardan bu yana kutlanarak gelenek haline gelen “İnek Bayramı” tarihinde ikinci kez davalık oldu. Açılan davada, öğrencilerin okuduğu metinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ismi zikredilmediği halde savcı “Cumhurbaşkanı kastediliyor” diyerek, aralarında öğrenci ve mezunlarında olduğu 10 kişinin iki ayrı suçlamadan cezalandırılmasını talep etti.
Üniversitede yaklaşık 90 yıldır kutlanan ve gelenekselleştiği gibi fakülteyle de özdeşleşen bayram için 2022 yılında yapılan kutlamada, “İnek Duası” okuyan ve “temsili imam” olan öğrenci ve mezunlar ile metnin baskısını yapan matbaacının da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Duruşmaya izleyici alınmadı
Ankara 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün (21 Aralık 2023) görülen ilk duruşmada sanıklar Zehra Ceylan, Yaşar Doğan, Taha Dinler, Osman Özbakır, Mert Çakıroğlu, Hüseyin Yeşilpınar, Aleyna Bakır, Fatih Atay, Cansel Yılmazer, Ayyüce Kurtoğlu ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmayı, aralarında Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) akademisyenlik yapan Baskın Oran gibi akademisyenlerin de bulunduğu çok sayıda kişi izlemek istedi. Fakat duruşma salonunun küçük olması nedeniyle salona sadece sanıklar ve avukatları alındı. İzleyiciler ve sanıkların yakınları duruşma salonuna alınmadı. Avukatların ısrarlı talebi sonrasında sadece Baskın Oran, izleyici olarak salona alındı.
Gecikmeli başlayan duruşmada ilk olarak kimlik tespiti yapıldı. Öğrencilerin beyanlarına geçilmeden önce söz alan avukat Kerem Altıparmak iddianamede, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması yönünden bir fiilin ortaya konulmadığını belirterek, sağlıklı savunma yapabilmeleri için müvekkillere yöneltilen hangi fiil ve olgular yönünden “hakaret” suçunun yöneltildiğinin ortaya konulması gerektiğini söyledi.
Daha sonra öğrencilerin ve suçlama konusu yapılan etkinlikten sonra mezun olan isimlerin savunmalarına geçildi.
‘İmamla dalga geçilmiyor, aksine o gün Mülkiye’nin söz sahibi oluyor’
İlk olarak mizansen olarak yapılan etkinlikte “temsili imam” olup söz konusu metni okuyan Taha Dinler, savunma yaptı.
“Ben iddianamede kendi suçumu netliğe kavuşturmakta zorlandım” diyerek, savunmasına başlayan Dinler, etkinliğin onlarca yıldır süren bir etkinlik olduğunu ve bugüne kadar böylesi bir suçlamaya konu edilmediğine dikkat çekti. Davayla birlikte etkinlik sanki ilk kez yapılıyormuş gibi bir algı yaratıldığını ifade eden Dinler, “İmam tiplemesi, onlarca yıllık bir tiplemedir. Vicdanın sesi olarak lanse ediliyor. Sanki imamla dalga geçiliyor gibi bir algı yaratılmış ancak imam o gün mülkiyenin söz sahibi, vicdani sesidir. Herkes de bu nedenle imamın söylediklerine saygı duyar şekilde dinler” ifadelerini kullandı.
Dinler, etkinliğe dair kısa bir görüntünün sosyal medyada yaygınlaştırılması üzerine, üniversiteyle alakası olmayan kişilerce yapılan şikâyet üzerine soruşturmanın açıldığını söyledi.
Dinler, “Yıllardır kitlesel olarak kutlanan ‘İnek Bayramı’nın bugün dava konusu yapılması üzücüdür. Kaldı bu dava Gürsel Caddesi trafiğe kapatılarak yapılır; mahalle halkının da sahiplendiği bir bayramdı” diye konuştu.
Dinler’in savunmasından sonra mahkeme hâkimi, “İnek Bayramı ne için yapılıyor?” diye sordu. Dinler, İnek Bayramı’nın niçin ve nasıl kutlandığına dair anlatımlarda bulundu.
Sanıklardan Mert Çakıroğlu da şikâyetçilerin “İnek Bayramı”nı izlemeden şikâyette bulunduklarını ifade ederek, etkinliğin iki gün sürmesine rağmen sanki 10 dakika sürmüş gibi dilekçeye konu edildiğini söyledi.
Çakıroğlu, etkinlik sırasında okunan “inek duası” metinde, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlaması oluşturabilecek bir ifadenin olmadığını söyledi.
Matbaacı Osman Özbakır, kendisinin öğrenciler tarafından getirilen bir metni sadece bastığını, içeriğinden habersiz olduğunu ve suç unsuru olabileceği bir şey görmediğini söyledi.
‘SBF’den mezun olup ülke yönetiminde yer alanlar da katılmıştı’
Savunma yapan diğer sanıklar da “İnek Bayramı”nın üniversite ile özdeşleşmiş bir etkinlik olduğunu belirterek, hiciv amaçlı yapılan bu etkinlikte herhangi bir suç unsuru olmadığını söyledi. Öğrenciler, aynı şekilde yıldır yapılan etkinlikle ilgili ikinci kez bir davanın açıldığını belirterek, SBF’den mezun olup ülke yönetiminde yer almış kimi isimlerin dahi öğrencilik dönemlerinde bu etkinlikte yer aldığına dikkat çekti.
İddianame kapsamında, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasının söz konusu olamayacağını belirten öğrenciler, etkinlikte “dua” okuyan “temsili imamın” aksine yüceltildiğini ve saygı duyulması gereken bir önem atfedildiğini söyledi.
Atılı suçlamaları kabul etmeyen öğrenciler, beraatlarını talep etti. Sanıkların beyanlarının ardından avukatları söz aldı.
‘Onca yıllık etkinliğe ikinci kez daha açıldı’
Avukat Kerem Altıparmak kendisinin de aynı üniversitede akademisyenlik yaptığını anımsatarak, kendi dönemlerinde bu etkinliğin yoğun katılımla yapıldığını söyledi. Davanın sadece yargılanan öğrencilere açılan bir dava olmadığını belirten Altıparmak, “Bu dava, mülkiye geleneğinin tamamına açılan bir davadır. Onca yıllık bir etkinliğe ikinci kez bir dava açılmış durumda. Daha önce açılan davada verilen beraat kararlarını, soruşturma dosyasına sunmamıza rağmen iddianamede hiç bahsedilmeyerek bu dava açılmıştır” diye konuştu.
Davanın açılmasına gerekçe şikâyet dilekçelerinin benzerliğine dikkat çeken Altıparmak, dilekçelerde sadece isimlerin değiştiğini ve üniversite ile ilgili olmayıp etkinlikten bihaber kişilerce gönderildiğini söyledi.
‘Onca yıldır olmayan suçlama 2022 yılın da mı oldu?’
Altıparmak, geçmiş dönemlerdeki “temsili imamın” yer aldığı ve üniversite yönetimi başta olmak üzere kamuoyunca da tanınan isimlerin kutlamalarda bulunduğu fotoğrafları gösterdi.
“Onca yıldır olmayan suçlama, 2022 yılında da mı ‘suç’ olmaya başladı?” diye soran Altıparmak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın doğrudan hedef alınarak sarf edilen ifadelerin olmadığını ve bu nedenle atılı suçlamanın unsurlarının da oluşmadığını söyledi.
Dosyada müşteki konumunda yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları ise “Sayın Cumhurbaşkanımızın menfaatlerini korumak adına buradayız” diyerek katılma talebinde bulundu.
Beyanların ardından sanıkların savunmalarının yazılı döküm olarak hazırlanması için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verildi. Yurtdışında öğrenimlerine devam eden bazı öğrencilerin duruşmalardan veraste tutulması talebini kabul eden mahkeme, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı, 14 Mayıs 2024 günü, saat 13:30’a ertelendi.
‘İnek Bayramı’ nasıl kutlanır?
Davaya konu “İnek Bayramı”, Türkiye’nin en eski fakültelerinden biri olan ve “Mülkiye” ismiyle daha çok anılan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile özdeşleşen bir öğrenci şenliği olarak biliniyor.
Kutlama kapsamında ilk olarak fakülte bünyesindeki bölümlerden öğrencilerin oluşturduğu bir grup tarafından etkinlikte okunacak “İnek Duası” hazırlanıyor. Bu “dua”, bir başka deyişle fermanlardan oluşuyor ve fermanların içeriği de genellikle ülke gündemi başta olmak üzere o yıl yaşanan gelişmeler ve üniversite içerisinde yaşanan olaylarla ilgili eleştirileri içeriyor. Mizansen bir etkinlik olmasından ötürü de okulun tiyatro bölümünden seçilen bir öğrencinin temsili olarak imam cüppesi giymesiyle söz konusu ferman, “temsili imam” tarafından okumasıyla etkinliklerin startı veriliyorr. Etkinlikle iki gün boyunca sadece üniversite kampüsüyle sınırlı kalmayıp kampüs dışına da taşacak şekilde spor turnuvaları, konserlerle devam ediyor.
İlk kez 2016’da davalı oldu
Etkinlik onlarca yıldır süren bir gelenek olsa da sadece pandemi döneminde yapılamadı. Pandemi sonrasında 2022 yılında yeniden yapılan etkinlikte ise “İnek Bayramı” ile ilgili bu tarihe kadar açılan ikinci dava oldu. “İnek Bayramı”, ilk kez 2016 yılında davalık oldu. O dönem “İnek Bayram”ında “dua” okuyan ve “temsili imam” olan Mehmet Can Tan hakkında bir yıl sonra “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla dava açıldı. İki yıl süren dava sonunda Tan’ın beraatine karar verildi. Savcılık tarafından beraat kararına yapılan itiraz, 2022 yılında istinaf mahkemesi tarafından reddedildi. Böylece beraat kararı kesinleşti.