Duruşma Haberleri

Diyarbakır Barosu yöneticileri hakkında 24 Nisan anması nadeniyle açılan dava görüldü

Diyarbakır Barosu yöneticileri hakkında 24 Nisan anması nadeniyle açılan dava görüldü

 

 

 

DENİZ TEKİN

Diyarbakır Barosu'nun bir önceki dönem başkanı ve yöneticileri, 2021’de Ermeni Soykırımı anması yaptıkları gerekçesiyle, TCK'nın 301. maddesi uyarınca suçlanarak yargılandıkları davada hâkim karşısına çıktı. Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren, "Bu davanın, geçmişle yüzleşme çabalarını engellemek amacıyla açıldığını düşünüyoruz. Hukukçular susarsa, ülke nefessiz kalır" dedi. 
'Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümü kabul edilen 24 Nisan'ın yıldönümüznde, 2021 yılında Baro’nun sosyal medya hesapları ve web sitesinde “Büyük Felaket’in Acısını Paylaşıyoruz” başlıklı açıklama yayınlayan bir önceki dönem Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ve Yönetim Kurulu üyesi avukatların TCK 301’inci madde suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tahir Elçi’nin ölüm yıldönümü olan 28 Kasım’da görülmesi kararlaştırılan duruşma, anma etkinlikleri nedeniyle bugüne ertelenmişti.
İzleyici, avukat ve sanık sayısının fazla olması nedeniyle duruşma, Diyarbakır Adliyesi’nin en büyük salonu olan 6. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda görüldü.
Duruşmaya, bu davada sanık olarak yargılanan Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren ve yönetim Kurulu üyesi avukatlar Zuhal Işık, Mehdi Özdemir,  Serdar Özer, Seyit Rıza Karakaş, Mehmet Erdem ile eski yöneticiler Ali İsmet Girgin, Diyar Rüknedin Çetedir, Öykü Çakmak, Hatice Demir ve Atilla Berk katıldı. Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, Türkiye Barolar Birliği Avukat Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi avukat Deniz Özbilgin ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Ayrıca Diyarbakır Barosu Baro Yönetim Kurulu üyeleri, İHD, TİHV, ÖHD Diyarbakır Şube yöneticileri yanı sıra çok sayıda avukat duruşmayı izledi.

 ‘Hukukçular susarsa ülke nefessiz kalır’
 
Duruşmada ilk sözü alan avukat Nahit Eren, davanın Tahir Elçi’nin ölüm yıldönümü olan 28 Kasım’da görülmeye karar verilmesinin kendileri için şaşırtıcı olduğunu söyledi. Tahir Elçi ile birlikte yargılandığını hatırlatan Eren, Elçi’nin “Diyarbakır Barosu olarak bizim yaptığımız her şey yargılama konusu yapılıyor” dediğini, şu anda yaşadıkları şeyin de bu olduğuna dikkat çekti. Anma ve yüzleşme amacıyla bu açıklamayı yaptıklarını ifade eden Eren, bu açıklama nedeniyle Diyarbakır Barosu’nun linç ve saldırılara maruz kaldığını, ardından haklarında soruşturma açıldığını ifade etti. Toplumda yaşanan bütün kötülüklere karşı durmak için geçmişle yüzleşmek zorunda olduklarını vurgulayan Eren, “Biz bu süreçlerle yüzleşmediğimiz sürece bu organize kötülüklere karşı duramayız”  dedi.
 
Diyarbakır Barosu, kurumsal olarak TCK 301’den en çok yargılanan baro olduğunu söyleyen Eren, “her seferinde beraat kararı verilmesine rağmen neden bu davalar açılıyor. Bu davanın geçmişle yüzleşme önündeki talepleri ve istekleri engellemek için açıldığını düşünüyoruz. Hukukçular susarsa ülke nefessiz kalır. Bu metinde hiçbir ülke ve ulus aşağılanmıyor. Farklı düşündüğümüz için yapılan bu yargılama ve soruşturma sürecini kabul etmiyoruz”  diye belirtti.

‘Bu açıklamayı bir daha aynı acılar yaşanmasın diye yaptık’

Avukat Diyar Rüknedin Çetedir, mahkemede salonunda olan herkesin 90’lı yıllarda yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, faali meçhul cinayetlere, köy yakmalara tanık olduğunu belirterek, “ Ermeni Soykırımını anlatmaktan vazgeçersek 90’lı yıllar ve öncesinde Kürtlere yönelik yapılan insan hakları ihlallerini de inkar etmiş oluruz. Biz bu açıklamayı bir daha aynı acılar yaşanmasın diye yaptık. Mahkemenin bu ağır insan haklarıyla ilgili bir araştırması yönünde bir karar vermesini istiyorum.” Av. Hatice Demir ise AHİM kararları, onlarca emsal yargı kararına rağmen ve her defasında beraatla sonuçlanacağı bilinmesine rağmen bu davanın açılmasındaki ısrarın kendilerini susturma amacı taşındığına dikkat çekti.  Demir, “Bugün alternatif tarihi yazımı olsa da mahkeme salonlarında hala egemenin yazdığı tarihe itiraz ettiğimiz için yargılanıyoruz!  Tarihin karanlığından kaçmakla bir yere varılamayacağının anlaşılmasını istiyoruz. Ermeni soykırımının ya da Ermeni hakikatinin bu toplumda bir karşılık bulmasını ve adaletin tesisine katkıda bulunmasını arzu ediyoruz.”

‘Bu dava gizlenmeyen, örtülemeyen tarihin davasıdır’

Av. Mehdi Özdemir ise “Baronun yapmış olduğu açıklamanın arkasındayım. Açıklamanın suç olmadığını düşünüyorum, mahkemeden bir talebim yoktur” dedi. Av. Mehmet Erdem: “1900’lü yıllarda Osmanlı’da 1 milyon 300 bin Ermeni yaşıyordu. Şimdi ise 80 bin Ermeni var.  Bu insanlara ne oldu? Bu insanların nasıl yok edildiğini, sürüldüğünü araştırmak lazım. Diyarbakır Barosu susmayacağız, hakikati anlatacağız.” Av. Öykü Çakmak, bu davanın siyasi saiklerle açıldığını belirterek, “Bize yönelik bu saldırılar hukuk mücadelemizi yükselten bir motivasyon kaynağına dönüşmüş durumda. Bu dava gizlenmeyen, örtülemeyen tarihin davasıdır.  Eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşamak bu ülkedeki hakikatlerle yüzleşmekten geçiyor. Bunu ifade etmek hiçbir şekilde suç teşkil etmiyor” diye kaydetti. Av. Serdar Özer ise 24 Nisan açıklamaları nedeniyle Diyarbakır Barosu yöneticileri ve üyelerinin sürekli tehdit edildiğini, baskılara maruz kaldığını ifade ederek, bu nedenle Tahir Elçi’nin kameralar önünde katledildiğine dikkat çekti. Özer, “Ödenen bedellerin yanında bugün sanık sandalyesinde bulunmanın ya da hakkında verilecek cezanın bir önemi bulunmamaktadır. Açıklamanın arkasındayım bu nedenle beraat talebim yoktur.”

Av. Ali İsmet Girgin, Atilla Berk, Seyit Rıza Karakaş, Zuhal Işık “suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Savunmaların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan İddia makamı, dava dosyasındaki eksiklerin giderildikten sonra dosyanın esas hakkındaki görüş için kendisine gönderilmesini istedi.  

‘Bu dava baroya karşı bir baskı unsuru olarak kullanılıyor’

Ardından avukatlar savunma yaptı. Avukat Barış Yavuz, Türkiye’deki devlet refleksinin Ermeni Soykırımı karşı kurulduğunu, bu konuda yapılan her açıklamanın dava ve soruşturmalarla sonuçlandığına dikkat çekti. Yavuz, “Bu ülkede Ermeni Soykırımı yapılmıştır demek suç değildir. Çünkü AİHM Perinçek kararı var” dedi.  Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç ise, baro yöneticilerinin geçmişle yüzleşme için yaptıkları açıklamadan dolayı sanık sandalyesinde olduklarını ifade ederek, “Hukuk örgütleri olarak resmi ideolojinin kabul ve ret ölçülerine göre düşünmek zorunda değiliz. Aksi olsaydı baro bir hukuk örgütü olmazdı. Diyarbakır Barosu sadece 1915 değil bu topraklarda yaşanan diğer hak ihlalleriyle ilgili açıklama yapıyor. Bu, gerçeğin ve hakikatin ortaya çıkarılması için yapılmış bir açıklamadır. Bu açıklama nedeniyle davanın açılması hukuki, yasal değildir. Bu dava baroya karşı bir baskı unsuru olarak kullanılıyor. Derhal beraat kararı verilmesini talep ediyorum.”

Avukat savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyanın iddia makamına gönderilmesine karar vererek, bir sonraki duruşmanın 27 Şubat 2025 tarihinde görülmesine karar verdi.

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.