Yurtdışında yayın yapan televizyon kanalları için haber takibi yaptıkları, tartışma ve kültür programları hazırlayıp sundukları gerekçesiyle yargılanan 19 gazetecinin davası görüldü. Mahkeme, gazeteciler hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamına karar verdi. Duruşmada Mahkeme Başkanı, sanıkları tanımadığını söyleyen tanığa “Sen hiç düşünmeden hayır diyorsun. Düşünüyormuş gibi yap bari” dedi.
Diyarbakır’da faaliyet gösteren Pel Yapım, Piya Yapım ve Arî Yapım prodüksiyon şirketlerine 2022’de yapılan polis operasyonunda gözaltına alınan 19 gazeteci ve basın çalışanının “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 8. duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya gazeteciler Ömer Çelik, Elif Zilan Öngör ve Neşe Toprak ile avukatları katıldı. Savunmasını MLSA’nın üstlendiği Aziz Oruç ve avukatı Hazal Sürmeli ise İstanbul’dan SEGBİS ile bağlandı. Duruşmayı DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek ve bazı gazeteciler izledi.
Aziz Oruç, birleşen dosyaya karşı yaptığı savunmada iddianamede adının geçtiği kişiyi tanımadığını belirterek, “Suçlamaların kabul edilecek bir yanı yok. İddianamede gazeteciliğin görev tanımı yapılmış. Ben 14 yıldır gazetecilik yapıyorum. Aynı iddialar nedeniyle 11 ay tutuklu kaldım ve beraat ettim. Biz gazeteciyiz, kamu yararı gözeterek haber yapıyoruz. İddianamedeki suçlamalar üzücü” dedi. Oruç ayrıca yurtdışı yasağı nedeniyle haber takibi yapamadığını belirterek yasağın kaldırılmasını istedi.
Elif Güngör ve Neşe Toprak, şimdilik ek bir beyanları olmadığını söyledi. Gazeteci Ömer Çelik ise “Gazeteciyiz, uzun süredir yurtdışına çıkış yasağı devam ediyor. Bunun göz önüne alınmasını istiyorum” dedi.
Tanık Helin Kolpar, dosya hakkında bilgisinin olmadığını, daha önce verdiği ifadeyi hatırlamadığını belirtti. Sanıkları tanımadığını ve söz konusu ajansları duymadığını söyledi. Mahkeme Başkanı ise tanığa “Sen hiç düşünmeden hayır diyorsun. Düşünüyormuş gibi yap bari” diyerek tepki gösterdi. Avukatlar, tanığın dosyayla doğrudan ilgisi olmadığını kaydetti.
Tanık Keje Kuday da ajanslar ve gazeteciler hakkında bilgisinin olmadığını belirtti. Kırşehir S Tipi Cezaevi’nde bulunan tanık Özgür Baran ifade vermeyi reddetti. Aynı cezaevinden SEGBİS ile bağlanan tanık İbrahim Coşkun ise gazetecileri ve kurumlarını bilmediğini, isimlerini ilk kez duyduğunu söyledi.
Avukat Hazal Sürmeli, müvekkilinin beyanlarını desteklediğini ve aleyhe olan hususları kabul etmediğini ifade etti. Avukat Resul Temur ise duruşmada dinlenen tanıkların dosyayla ilgisi olmadığını belirterek dinlenmelerinden vazgeçilmesini istedi. Ayrıca gazetecilerin el konulan dijital materyallerinin iadesini ve yurtdışı yasağının kaldırılmasını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmesine, el konulan dijital materyallerin iadesi için emniyete yazı yazılmasına, ancak yurtdışına çıkış yasağı kararının devamına hükmetti. Dava 20 Ocak 2026’ya ertelendi.
>