Haberler

Düğünlerde halay çekenlerin tutuklanmasına tepki: Hukukta yeri yok

Düğünlerde halay çekenlerin tutuklanmasına tepki: Hukukta yeri yok

 

Kürtçe şarkılarla halay çeken elliye yakın kişinin tutuklanmasına ve Van’da Kürtçe trafik uyarılarının Valilik kararlarıyla silinmesine tepki gösteren hukukçu, sanatçı ve siyasetçiler “Yaşananlar hukuki değil, siyasidir.” dedi.

AZİZ ORUÇ

Sosyal medyada bazı trol hesapların Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekenleri hedef göstermesi üzerine birçok kentte onlarca kişi gözaltına alınıp, tutuklandı. Mersin, Ağrı, İstanbul, Siirt, Batman ve Hakkari başta olmak üzere gözaltına alınan 50’ye yakın kişi "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla tutuklandı.

Tutuklananlar arasında, Aydın’da "askerlik eğlencesinde" Kürtçe şarkıya eşlik eden ve halay çeken B.S. adlı asker, düğün sanatçıları da bunuyor. 

Öte yandan Van'da 26 Temmuz’da Kürtçe “Pêşî Peya (Önce Yaya)" trafik uyarı yazılarını karalayarak “Türkiye Türktür, Türk kalacak” yazılaması yapıldıktan sonra birçok kentte Kürtçe yazılan yazılar silindi. Diyarbakır, Batman ve Mardin’de valilikler kararıyla Karayolları Genel Müdürlüğü'ne (KGM) bağlı ekipler, polis kontrolünde yazıları sildi.

Kürtçe müzikle halay çekenlerin tutuklanmasına ve Kürtçe trafik uyarılarının silinmesine birçok kesim tepki gösterdi.

İstanbul’da katıldıkları düğünde halay çektikleri ve slogan attıkları gerekçesiyle gözaltına alınanların emniyetteki ifade işlemlerine giren avukatlardan biri olan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Ferat Boğatekin, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçısı Engin Cengiz ve DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) konuştu. 

adalet-kaya.png

Adalet Kaya: 8 yıldır ikili devlet rejimi içinde yaşıyoruz

Kaya, “Faşizm geri döndü demeyeceğim, faşizm bitmiş, sonlanmış bir şey değildi. Son 8 yıldır adım adım yeniden inşa edildi AKP/MHP ittifakı ile. 90’lardan farkı var yaşananların; çeyrek asırlık AKP iktidarında siyaset belli veçhelerden geçti. Geldiğimiz noktada zaten yeterince güçlü olmayan hukuk devleti ilkesi, kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kalktı. 2016 darbe girişimi ve AKP/MHP’nin bunu fırsat bilerek önce kuvvetler arasındaki sınırları silmesi ve ardından yeni rejimi inşası hızlandı. Ve 8 yıldır ikili devlet rejimi içinde yaşıyoruz. İkili devlet rejimi nedir? derseniz iki ayrı hukuk düzeninin olduğu, tüm muhaliflerin, Kürtlerin, Alevilerin ve tüm diğerlerinin sesini kısmak, sindirmek ve baskılamak için oluşturulmuş tamamen siyasi icaplara ve keyfi kararlara dayanan bir yönetim. Diğer yandan ‘devletin bekası’nı savunduğunu ve toplumsal düzeni korumayı amaçladığını söyledikleri ve yaptıkları yasalar ile ‘kitabına uydurma’ çalışması yürüttükleri bir yönetim. Karmaşıklaştırmaya gerek yok. 8 yıllık bir diktatörlük inşasına tanıklık ettik ve bugün yasama ve yargı organının işlevi AKP/MHP’nin parti programı, keyfi siyasi kararlarından ibarettir. Veya daha net ifadeyle Erdoğan-Bahçeli rejimi ile yönetiliyor devlet” dedi. 

Adaleti çıkarırsan devlet büyük bir çeteden başka nedir?

Kaya devamında şunları söyledi: “Hakkari’ye Kayyım atanmasında Erdoğan şöyle dedi. ‘Bu atamanın bir kanuna dayanmadığını ve r hukuk uygulandığını’ ifade etti neydi bu hukuk Erdoğan hukuku. Augustinus’un sözünü hatırlayalım. ‘Adaleti çıkarırsan devlet büyük bir çeteden başka nedir?’ Bugün halay çekenlerin slogan atanların operasyonlarla alınması da aynı şekilde Erdoğan-Bahçeli rejiminin geldiği son noktadır. 90’larda durum çok başkaydı daha sert ve daha doğrudan yapılan tüm yasaklamalar ve şiddet biçimleri hayata geçirilmişti. Bugün inşa edilmiş bir diktatörlüğün ve kendi içindeki krizin yansımalarının sonucunda siyasi kararlarla bu çete tarafından bir Kürt avı hayata geçiriliyor. 

Bir düğmeye basıldı evet bunu hızlandıran 31 Mart seçimleri sonucunda yaşadıkları yenilgi ve bu yenilgiyi kabullenemeyişleri. Ve yine hızla Kürtlerin kazanımlarına haklarına, değerlerine dönük saldırılar ve Kürdistan’ın dört bir yanında yükselttikleri savaş ile faşizmi tahkim etmeye çalışıyorlar. 

‘Faşizmin hayata geçirilmesine izin vermeyeceğiz’

DEM Parti olarak mücadeleyi yükselteceklerini belirten Kaya, “Bu ırkçı faşizmle mücadele edeceğiz. Yapılan operasyonlar şu açıdan da önemli. Bir trol grubunun insanların sosyal medya hesaplarını izleyerek seçmesi, hedef göstermesi üzerinden gerçekleşiyor bu operasyonlar. Yani yaşamın doğal akışı içinde gerçekleşmiyor ayrıca. İzleniyorsunuz ve bu izlenme için oluşturulmuş trol muhafızlar ordusu var. Kürt halkı oldukça tepkili haklı olarak. Parti olarak bu faşist yöntemlerin hayata geçirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu coğrafyada yaşayan tüm halkların kendi dilleri, inançları, yaşam tarzları, kültürel değerlerini korumak, geliştirmek ve yaşamsallaştırmak için mücadelemizi sürecek. Çünkü tüm bunlar halkların en temel hakkıdır ve mücadele ile kazanılmıştır” diye ifade etti.

ferat-bogatekin.png

Boğatekin: Düğünler suç teşkil etmiyor 

Son günlerde adeta bir yerden düğmeye basılmış gibi sosyal medya üzerinden Kürtlerin düğünlerinde söylenen şarkılar bahane edilerek, bu şarkılar eşliğinde oynanan geleneksel halaylar yasaklanmaya ve kriminalize edilmeye çalışıldığını dile getiren Ferat Boğatekin, “Düğün gibi politik bir amaç taşımayan tamamen gelenek ve göreneklere uygun yapılan eğlencelere politik bir biçim verilmeye çalışılarak örgütün propagandası yapılıyor gerekçesiyle gençler gözaltına alınıyor. Bu durumun yoğun olarak sosyal medyada paylaşılması ile sadece düğün salonlarında değil, asker uğurlamasında söylenen halay müzikleri de bahane edilerek insanlar gözaltına alınıyor. Yine yıllardan beri düğünlerde sanatını icra eden ve düğün şarkıları söyleyen Kürt müzisyenler de gözaltına alınarak, Kürt kültür ve müziğinin bir parçası olan ve bu kültürün günümüze kadar yaşatılmasını sağlayan sanatçılar da gözaltına alınıp tutuklanıyor. Böylesi suç teşkil etmeyen eylemler suçmuş gibi gösterilerek özellikle Kürtlere müzik ve kültürlerinize sahip çıkmayın ve müzik ve halaylarınızın yasak olduğunu bilerek hareket edin mesajı içermektedir” dedi. 

‘Bu tür yasakların hukukta yeri yok’

Boğatekin devamında şunları söyledi: “Bu tür yasakların hukukta yeri yoktur. Suça konu olan eylemin suç teşkil etmesi için kanunda açık yazılı olması lazım. Kanunda yazılı olmayan bir eylem nedeniyle insanlara ceza verilemez. Bu hukukta Kanunilik İlkesi olarak bilinen kanunda cezalandırılmayan eylem kıyas yapılarak ya da keyfi bir şekilde cezalandırılamaz. Hukuk Devleti ilkesi bunu gerektiriyor. Son dönemlerde şarkılar eşliğinde söylenen halaylara eşlik etmek ve bu şarkıların içeriğinde ‘örgüt üyelerini övücü’ sözler olduğu iddiasıyla ‘Örgüt Propagandası’ suçu kapsamında haklarına işlem yapılmaktadır. Oysaki ‘Örgüt Propagandası’ suçunun işlenebilmesi için örgütün cebir tehdit içeren faaliyetlerini meşru gösterme ya da birilerine bir düşünceyi benimsetme amacı olmalıdır. 

Düğünde söylenen şarkılar Örgüt propagandası’ suçu oluşturmaz 

Düğünlerde söylenen şarkıların söylendiği ortam ve bir eğlence ortamı olması ve insanları şiddete teşvik etmemesi tamamen barışçıl bir eylem olması sebebiyle ‘Örgüt Propagandası’ suçunu oluşturmaz. Bu tür yasaklar ile suç yaratılmaya çalışıyor. Kürt kültür ve diline yönelik daha evvelce uygulanan yasakların bir değişik versiyonu uygulanmaktadır. Bir dönemler Kürtçe ıslık için ceza isteyen zihniyet bugün de Kürtçe halay için aynı şekilde davranmaktadır. Daha evvelce ‘Sayın Öcalan’ diyenleri cezalandıran zihniyet bugün ‘Bijî Serok Apo-Yaşasın başkan Apo’  söylemini cezalandırıyor. Bu durumun hukuki bir zemini olmadığı gibi bu eylemler nedeniyle tutuklanan kişilerin de haksız şekilde özgürlükleri kısıtlanıyor.” 

Türkiye’de yasak ve baskı sistemi yıllardır devam ediyor

Türkiye'de yasak ve baskı sistemi yıllardan beri devam ettiğini dile getiren Boğatekin, yasak ve baskı ile daha evvelce tiyatro ve konserlerin yasaklandığını söyledi. Boğatekin, “Kürt kültür ve müziğine katkı sunan kurumlar kapatıldı, yüzlerce sanatçı konserlerde söyledikleri şarkılardan dolayı yargılandı, Kürtçe tiyatrolara salon verilmeyerek ya da genel kamu güvenliği bahanesiyle yasaklar getirildi. Bu yasaklamalar yetmezmiş gibi şimdi de Kürtlere ancak düğün salonlarında eğlenme imkanı veren şarkılar ve halaylar yasaklanmaya çalışıyor. Farklı illerde Kürtçe halay sebebiyle yapılan gözaltı ve tutuklamalar bunun göstergesidir. Bu durumun tamamen siyasi saiklerle ortaya çıkarıldığı ve hukuk alet edilerek bir suç yaratılmaya çalışıldığı ortadadır. 

Hukuk siyaset aracı olarak kullanılıyor 

Hukukun siyaset aracı olarak kullanılması elbette bu yasakları doğurmaktadır anlaşıldığı kadarıyla bir süre daha bu durum devam edecek ve Kürtçe müzik söyleyen sanatçılardan tutun Kürtçe halaylara eşlik eden toplumun tüm kesimlerine bir yasaklama üzerinden sansür uygulanacaktır. Kürtler bu yasak ve baskılar nedeniyle düğünlerinde istedikleri halay müziklerini çalamayacak ve Kürtçe müzik yapan sanatçılar da yıllardan beri düğünlerde söyledikleri müzik parçalarını repertuvarlarından çıkaracaktır Bu durum da uzun vadede bir kültürün kaybolmasına ve bir dilin yok olmasına sebebiyet verecektir” dedi.

Emniyette düğün soruları

Gözaltına alınan bireylerin çoğunun yakın akrabalarının düğünü olması sebebiyle orada bulunduklarını söylemelerine rağmen kolluk daha çok bu tür düğünlerin “kim” ve “kimler” tarafından organize edildiğini, “örgütsel bağı”nın olup olmadığını ve bu “düğün salonu sahiplerini tanıyıp tanımadıkları”nı sorarak yapılan düğünlerin birileri tarafından organize edildiği fikrinde olduğunu belirten Boğatekin, “Kolluğun gözaltında sorduğu sorulardan anlaşıldığı kadarıyla son dönemlerde örgüt tarafından böyle bir karar alındığı ve bu düğünlerin örgüt üyeleri tarafından organize edildiği deli saçması bir yaklaşım mevcuttur. Oysaki yapılan düğünler yıllardan beri aynı biçimde halaylı müzikli yapılmaktadır. Emniyetin sorduğu sorulardan ‘örgütün propagandası’nın bilinçli bir şekilde yapıldığı ve bu durumun halka benimsetilerek bir sempati yaratılmaya çalışıldığı iddiasıdır. Bu sebeple düğüne katılan genç kadın çocuk tüm kesimler örgütün propagandasını yaptıkları varsayımıyla tutuklanıyorlar” diye ifade etti.

Halay eylemlerinin suç olmadığını göstere yüzlerce karar mevcut

Boğatekin son olarak şunları söyledi: “Daha evvel de katıldığımız yargılamalarda özellikle konserlerde ve açık alanlarda söylenen şarkıların ‘Örgüt propagandası’ suçu kapsamında değerlendirilmeyeceği gerekçesiyle beraat kararları verilmiştir. Yine müzisyenlerin sanatını icra eden ve örgütsel bağı olmayan yaşamını buradan elde ettiği paralarla kazanan kişiler olması ve ‘Örgütün faaliyetlerini meşru gösterme çabası’ olmadığı gerekçesiyle haklarında beraat verilmiştir. Bu sebeple son halay eylemlerinin suç olmadığını ortaya koyan yüzlerce karar mevcuttur.”

engin-cengiz.png

Engin Cengiz: Amaç yasak ve yıldırmadır

Bir kez daha şu çok net Kürt halkına moral motivasyon olabilecek her etkinlik sistem tarafından yasaklı listesinde olduğunu dile getiren Engin Cengiz şunları belirtti: “Nerde ne zaman ne yaptığımız önemli değil, yeter ki moral verecek bir olay olsun, yasak ve yıldırma her yerde olabilir. Aslında sistem kendi kodlarına yani özüne dönüyor. Mücadele ile elde edilen kazanımları yok etmek ezmek istiyor. Sistemin özü Kürt düşmanlığı her alanda ve her yerde bulunuyor. Elbette sistematik bir yönelim var. Hele politik bir tutumda bu çok daha yoğun yaşanıyor. Uçuk yasaklar tabiri doğru bu şuursuzluğun da işaretidir. 90’larda kazanamadılar gene kazanamayacaklar. Biz halksız ve haklıyız.”

Mesele halay değil…

Aslında tek meselenin çekilen halayın olmadığını dile getiren Cengiz, “Çekilme biçimi ve atılan sloganlar onları çıldırtıyor. ‘Bu kadar baskıya rağmen hala pes etmediler’ diyor ve her türlü zorbalığını sergiliyorlar. Bu bir politika o yüzden de sistematik Çöktürme Planı’nın devamı 100 yıllık Kürt nefretinin sonucudur. Halkımız direnişi geliştirmeli yoksa baskıların daha fazla arttığını göreceğiz. MKM’nin yapması gereken kültüre sahip çıkmak ve bu saldırılara karşı koymaktır. Nefret ettikleri şeyleri daha toplumsal bir şekilde politik bir tutumla ortaya koymak gerek, bir bütünen toplum yaratılan tüm değerlere sahip çıkmalıdır. Hem kültür ve sanat kurumları hem de halk daha güçlü kültür ve sanata sahip çıkmalıdır” dedi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.