İBRAHİM NACAR
Emine Şenyaşar bugün Urfa’da biri “hakaret” diğeri “devleti aşağılamak” iddiasıyla görülen iki ayrı davada kendini savundu. Suruç’ta eşi ve iki oğlunun ölümünden sorumlu tutulan AKP eski vekili Yıldız’ın şikâyetiyle açılan davada Şenyaşar, “Adalet istiyorum” deyince hâkim tarafından bağırdığı gerekçesiyle uyarıldı.
Emine Şenyaşar, biri Suruç’ta 2018’de eşi ve iki oğlunun ölümünden sorumlu tutulan AK Parti eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın şikâyetiyle açılan “hakaret” davası, diğeri ise Urfa Adliyesi önünde sürdürdüğü Adalet Nöbeti’nde yaptığı açıklamada “hükûmeti, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama” iddiasıyla açılan dava olmak üzere iki ayrı davada bugün yargılandı. Yıldız’a “hakaret ettiği” iddiası ile açılan dava Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, devlet organlarını aşağıladığı iddiasıyla açılan dava Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemelere Emine Şenyaşar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Milletvekili Ferit Şenyaşar ile avukatları Ahmet Taş, Ali Arslan Hidayet Enmek, Ahmet Atış ve Dicle Aksu katıldı.
“Adalet istiyorum”
Sabah saat dokuzda başlaması gereken ilk duruşma, savcının geç kalması sebebiyle kırk dakika geç başladı. Eski AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’a hakaret ettiği iddiası ile açılan davanın duruşması, 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme sırasında tercüman aracılığı ile sorulan sorulara Emine Şenyaşar ağlayarak cevap verdi. Sürekli olarak “adalet istiyorum” diyen Şenyaşar, yüksek sesle “beni değil, çocuklarımın katillerini yargılayın” ifadelerini kullandı. Hâkim yüksek sesle konuşması halinde dışarı çıkarılacağını söylemesi üzerine, avukatlar Emine Şenyaşar’ı sakinleştirdi.
Devam eden duruşmada Emine Şenyaşar kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme mütalaanın hazırlanması ve eksiklerin giderilmesi için duruşması 27 Haziran 2024 tarihine erteledi.
Duruşma bittikten sonra yakın bir tarihte ameliyat olan ve yürüme güçlüğü çeken Emine Şenyaşar ile oğlu Ferit Şenyaşar, üçüncü kattan ikinci katta inmek için asansörleri kullanmak istedi. Bindikleri asansör arıza yapınca ikinci katta durmadı. Aşağı inmeye devam eden asansör zemin kata sert bir iniş yaptı ve Emine Şenyaşar yere düştü. Emine Şenyaşar’ı avukatları, buldukları tekerlekli sandalye ile farklı bir asansörden diğer mahkemenin görüleceği salona ulaştırdı.
“Beş çocuğumuz ikisini öldürdüler, bir cezaevinde”
5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde saat 9:30 başlaması gereken duruşma ise bir önceki duruşmanın geç başlaması ve yaşanan asansör arızası sebebiyle saat 11.25’te başlatıldı. Duruşmada kimlik tespiti sırasında Emine Şenyaşar’a “kaç çocuğun var” diye soruldu. Emine Şenyaşar soruya “5 çocuğum vardı, ikisini öldürdüler, birini ceza evine attılar, biri de buradadır, bilmiyorum gerisini siz hesaplayın” diyerek cevap verdi.
Savunma için ilk sözü alan avukatlardan Hidayet Enmek, müvekkilinin iki oğlunun ve eşinin canice öldürüldüğünü, yargılama ilişkin adımlar atılmadığı için Şanlıurfa Adliyesi önünde eylem yaptığını, eylem süresince adli mercilerle görüşme taleplerinin reddedildiğini söyledi. Müvekkilinin devleti veya organlarını aşağılamak gibi bir niyeti olmadığını dile getiren Enmek, “İddia makamının yönelttiği suçlamaları kabul etmiyoruz” dedi.
“Kolluk kuvvetleri nöbeti sabote etmek istiyorlardı”
İddialara karşı söz alan savunma avukatlarından Ali Arslan “Emine Şenyaşar’ın adliye önündeki eylemi sırasında kolluk kuvvetleri müvekkilimin ağzından çıkan her şeyi kayıt altına alıyorlardı. Konuşmalarında suç unsuru arayarak ve bunları bu tür davalara dönüşmesi için savcılıklara ileterek eylemi sabote etmeye çalıştılar. Müvekkilimin sözleri ifade özgürlüğü kapsamındadır, herhangi bir aşağılama suçu içermemektedir.
“301 için şartlar oluşmamıştır”
Savunma için söz alan avukatlardan Ahmet Taş, “Müvekkilim sıradan bir kişi değildir, eşi ve iki çocuğunu kaybetmiş acılı insandır. TCK 301. maddede belirtilen suç kapsamında bir ifadesi olmamıştır. Davaya konu olan sözleri eylem sırasında oğlunun gözaltına alınması ile gelişen süreçte sarf etmiştir. Bu sözler Kürtçe’de beddua niteliğindedir.”
Diğer avukatlar Ahmet Atış ve Dicle Aksu’da söz alarak meslektaşlarına katıldıklarını ve müvekkillerine beraat verilmesi gerektiğini söyledi.
Mahkeme davayla ilgili eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 22 Şubat 2024 tarihine erteledi.
