MLSA - Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), savunmanlığını üstlendiği gazeteci Erdoğan Alayumat’ın dijital materyallerine Eskişehir'de yürütülen bir soruşturma kapsamında hukuka aykırı bir şekilde el konulduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, Anayasa’nın 20. maddesiyle güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve korunması hakkının ve 28. maddesiyle garanti altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiği vurgulandı.
Gazeteci Alayumat 26 Kasım 2024 tarihinde “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla gözaltına alınmış ve dijital materyallerine el konulmuştu. Eskişehir 3. Sulh Ceza Hakimliği, 12 Eylül 2023’te dijital materyallere el konulması ve inceleme yapılması yönünde karar verdi. Alayumat 29 Kasım 2024 tarihinde savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı Eskişehir 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce yurtdışına çıkış yasağı şartıyla bırakıldı.
MLSA bu sütçete gözaltı kararının gerekçesiz ve keyfi olduğunu belirterek, hem sulh ceza hakimliklerine hem de üst yargı organlarına itirazda bulundu. Ancak tüm itirazlar reddedildi.
Kişisel mahremiyet, haber kaynaklarının korunması
Başvuruda, dijital materyallere el konulmasının özel hayatın gizliliği ile haber kaynaklarının korunması ilkesini ihlal ettiği belirtildi. Özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı, Anayasa’nın 20. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesiyle güvence altına alınmış durumda. Buna ek olarak, dijital materyallerin incelenmesi ve bu yolla haber kaynaklarının deşifre edilmesi, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilen Anayasa’nın 28. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine aykırılık teşkil ediyor.
Başvuruda, gazetecilerin haber kaynaklarını koruma hakkının, özgür ve bağımsız bir basının temel şartı olduğu vurgulanarak, “Erdoğan Alayumat’ın dijital materyallerine el konulması, hem gazetecilik mesleğini icra etmesini engellemiş hem de toplumu bilgilendirme hakkını sekteye uğratmıştır” ifadelerine yer verildi.
Başvurud ayrıca, Anayasa’nın 36. maddesi ve AİHS 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiği de belirtildi. Dosyaya getirilen kısıtlama kararının savunma hakkını kısıtladığı ve yargılamanın şeffaflığını zedelediği ifade edildi. Ayrıca, Anayasa’nın 35. maddesi ve AİHS’in Ek 1 Numaralı Protokolü’nün 1. maddesine atıfta bulunularak, dijital materyallere el konulmasının mülkiyet hakkını ihlal ettiği vurgulandı.
