Gazeteci Ahmet Kanbal’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şikayeti üzerine “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması, 10 Mart’ta Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, Kanbal'ın "suç işleme kastıyla hareket ettiğinin sabit olmadığı" gerekçesiyle beraatine hükmetti.Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Ahmet Kanbal hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 12 Nisan'da istifa ettiğini duyurmasının ardından sosyal medyada yaptığı “Batacak gemiyi ilk önce fareler terk eder… Evrensel bir sözdür… Fareler gidince gemi de batar…” paylaşımı nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Kanbal ve avukatı Erdal Kuzu hazır bulundu. Şikayetçi taraftan kimsenin katılmadığı duruşmaya İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi adına Eş Başkan Avukat Fevzi Adsız da katıldı. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada mahkeme, suçlamanın basit yargılama usulüne tabi olduğu gerekçesi ile yapılan basit yargılamada Kanbal hakkında daha önce beraat kararı verildiğini tutanağa geçirdi. Mahkeme, Soylu’nun avukatlarının itirazının üst mahkeme tarafından kabul edilmesi üzerine yargılamanın yeniden başladığını belirterek savunması için Kanbal’a söz verdi. Kanbal savunmasında, basit yargılama sürecinde verilen beraat kararına katıldığını belirterek, “Kullandığım söz, evrensel bir söz olmakla beraber bir atasözüdür. İçişleri Bakanı olan şahsın burada ne bir resmi ne ismi ne de onun istifasına dair bir haber bağlantısı yoktur. Sadece istifa ettiği gün bu paylaşımı yapmış olmamdan dolayı bu sonuç çıkarılmıştır. Soylu’nun istifasına ithafen bu paylaşımı yapmış olsam da şahsına hakaret amaçlı yaptığım bir paylaşım değildir. Burada Soylu’ya hakaret olarak değerlendirilen kelime ‘fare’ kelimesidir. Kendisine fare dediğim varsayımı yapanlar aslında suç işlemiştir. Paylaşımda bir suç unsuru bulunmamaktadır. Mardin’de gazetecilik yapan biriyim. Bölgede yapmış olduğum gazetecilik faaliyetlerinden rahatsız olunduğunu, kamuoyu bilmektedir. Gazetecilik mesleğimi sokakta engellemeye çalışanlar, bunu yapamadıkları için bu tür yollara başvurmaktadır. Bu soruşturma da gazetecilik mesleğimden dolayı Emniyet Müdürlüğü polislerinin keyfi ve şahsımı hedef alarak savcılığa bildirmesi sonucu başlatılmış saçma sapan bir soruşturmadır. Beraatıma karar verilmesini istiyorum” dedi. Kanbal’ın savunmasının ardından avukat Erdal Kuzu, savunmaya katıldıklarını belirterek, Bakan düzeyinde bir siyasetçinin istifa etmesi ve gerekçelerinin kamuoyuna açıklanmamasının dünyanın her yerinde tartışılacak bir konu olduğunu söyledi. Paylaşılanın sadece bir atasözünden ibaret olduğunu ifade eden Kuzu, o günün siyasi durumuna ilişkin yapıldığını belirttiği paylaşımın kişiyi hedef almadığını söyledi. Hakaret kastının olmadığını ifade eden Kuzu, “Suçun unsurlarının oluşmadığı düşüncesindeyiz. Müvekkilimiz, bölgede iktidarı eleştirel mahiyette tarafsız habercilik yaptığından dolayı sürekli soruşturma ve kovuşturmaların konusu haline gelmiştir. Bu soruşturma da bu gerekçeyle açılmış bir soruşturma olup, suç oluşmadığından beraatine karar verilmesini isteriz” dedi. Av. Kuzu’dan sonra söz alan İHD Şube Başkanı Avukat Fevzi Atsız da, savunmalara katıldığını belirterek, beraat talebinde bulundu. Savunmaların ardından mütalaasını sunan iddia makamı, “Her ne kadar sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suç isnadıyla yargılamaya başlanılmışsa da; sanığın tüm aşamalarda inkara dair savunmaları, ayrıca açık kaynak araştırması içinde görülen tweetin müştekiye dair herhangi bir yorum ya da haber paylaşımının altında olmadığı, ayrıca söylenilen ‘fare’ kelimesinin doğrudan doğruya müştekiye hakaret kastıyla yazıldığına dair dosyada başka delil bulunmadığı” gerekçesiyle beraat talebinde bulundu. Mütalaaya karşı savunmaların alınmasının ardından kararını açıklayan mahkeme, Kanbal hakkında beraat kararı verdi. Mahkeme kararın gerekçesini “Her ne kadar sanık hakkında katılana yönelik olarak hakaret suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın katılana yönelik suç işleme kastı ile hareket ettiği sabit olmadığından CMK 223/2-c-e maddesi gereğince beraatine” olarak açıkladı.
Ne olmuştu?
Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 12 Nisan 2020’de istifa etmesi üzerine sosyal medya hesabından "Batacak gemiyi ilk önce fareler terk eder… Evrensel bir sözdür… Fareler gidince gemi de batar…” paylaşımı yaptı. Paylaşımda Soylu’nun ismi, fotoğrafı veya istifaya dair bir bağlantı olmamasına rağmen Kanbal hakkında paylaşımı Soylu’nun istifa ettiği gün yaptığı gerekçesi ile soruşturma başlatıldı. Uzlaşma kapsamında yargılamanın “Basit Yargılama Usulüne” tabi olması nedeniyle yargılama, dosya üzerinden yapıldı. Basit Yargılama Usulünde Kanbal hakkında beraat kararı verildi. Ancak Soylu’nun avukatları, karara üst mahkemede itiraz etti. Üst mahkemenin itirazı kabul etmesi üzerine Kanbal hakkında açılan dava duruşmalı olarak yeniden görülmeye başlandı. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.