Gazeteci Aziz Oruç’un eşi: Can güvenliği ve sağlığı için endişeliyim
İdris YILMAZ
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 11 Aralık günü gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Aziz Oruç’un yakınları, gazetecinin tutuklu bulunduğu Patnos Cezaevinde iletişim hakkının kısıtlandığını ve gazetecinin kötü muamele gördüğünü anlatıyor.
En son olarak hava sıcaklıklarının düşük olduğu bu günlerde ailesi tarafından gönderilen giysileri iki ay boyunca Oruç’a verilmedi. Oruç, ailesi aracılığı yaptığı telefon görüşmesinde ise psikolojik işkenceye maruz kaldığını aktardı. Patnos Kapalı İnfaz Kurumu ise, konuyla ilgili soruları ısrarlı aramalara rağmen kimsenin cevaplandırmadığı bir telefon hattına yönlendiriyor.
Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle Türkiye’de çok sayıda dava ile karşılaştığı için üç yıldır Irak’ta Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşayan gazeteci Oruç, 2019 Aralık ayında Avrupa'ya gitmek için İran üzerinden geçtiği Ermenistan sınır kapısında gözaltına alındı. Gözaltında iken Ermenistan polisinin şiddetine maruz kalan Oruç, daha sonra İran askerlerine teslim edildi. Oruç, buradan hukuksuz bir şekilde Türkiye sınırında bulunan tel örgülerden ülkeye girmeye zorlandı.
İran’dan Türkiye’ye geçtiği sırada tel örgülere takılarak giysileri yırtılan Oruç, üzerindeki yırtık giysiler değiştirilmeden ve yalın ayakla mahkemeye çıkarıldı. Gazetecinin eşi Hülya Oruç, gönderdiği giysi ve mektupların Oruç’a verilmediğini ifade ederek “Eşimin üzerinde doğru dürüst giysisi ve ayakkabısı yoktu. Gönderdiğim giysiler aylarca kendisine verilmedi. Bilinçli olarak kendisine psikolojik işkence yapıldı. Yaptığım telefon görüşmelerinde sesi çok kötü geliyor. Eşimin sağlık durumundan ve can güvenliğinden endişeliyim” dedi.
Gazeteci Oruç’un tutuklanması ardından Eşi Hülya Oruç tarafından 22 Aralık tarihinde PTT kargo ile gönderilen giysiler aradan geçen iki aya rağmen verilmedi. Aynı zamanda gazeteci arkadaşı İdris Yılmaz’ın Oruç’a verilmek üzere 22 Ocak 2020 tarihinde cezaevi memuruna teslim ettiği giysilerin de verilmediği öğrenildi. Oruç’un görüşçüsü olarak kontenjan listesine eklediği Yılmaz’ın keyfi gerekçelerle cezaevi idaresi tarafından onaylanmadı. Oruç’un eşine ve arkadaşlarına gönderdiği aynı zamanda kendisine gelen mektuplar hiçbir gerekçe sunulmaksızın iki ay bekletildi. Cezaevi Yönetimi giysi ve mektup iletiminde yaşanan gecikmeler için bir gerekçe sunmadı.
Oruç’un eşi cezaevi koşullarına dair kaygılarını şu ifadelerle dile getirdi:
“İran'da da iki gün boyunca işkenceye uğrayan eşim, 10 Aralık'ı 11 Aralık'a bağlayan gece ayakları çıplak ve üstü başı yırtılmış halde tel örgülerin arasından Türkiye tarafına geçmeye zorlandı. Türkiye’nin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan eşim, yapılan gözaltı işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Eşimin üzerinde giysileri yoktu. Üstü başı yırtık ve kanlar içindeydi. Bu haberi avukattan alır almaz apar topar kargo ile eşime giysi ve onu sıcak tutacak bir şeyler gönderdim. Aylarca eşime gönderdiğim giysilerini vermediler, üzerinde doğru dürüst giyeceği bir şeyi yoktu. Hava soğuk ve eşim üşüyordu. Buna rağmen gönderdiğim giysilerin kendisine verilmemesini bir türlü anlayamıyordum.”