Haberler

Gazeteci Boğatekin hakkında Yargıtay’dan 16 yıl sonra önemli karar

Gazeteci Boğatekin hakkında Yargıtay’dan 16 yıl sonra önemli karar

AZİZ ORUÇ

16 yıl süren yargılama süreci sonrasında önemli bir karara imza atan Yargıtay, Hacı Boğatekin hakkında verilen hapis cezası kararını bozarak, dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi.

Gazeteci Hacı Boğatekin’in 16 yıl süren hukuk mücadelesi, “FETÖ ve Apo” başlık yazısının Gerger Fırat gazetesinde 4 Ocak 2008’de yayımlanmasıyla başladı. Yıllar süren yargılamanın ardından Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi, kararı bozdu. Böylece Hacı Boğatekin’in yeniden yargılanıp, beraat etme imkanı oluştu.

Yazdığı yazı sonrasında hakkında dava açılan, gözaltına alınıp tutuklanan Boğatekin, hukuk mücadelesinin ardından 16 yıldır süren yargılamanın akabinde Yargıtay’ın verdiği karar sonrasında bir kez daha 4 Nisan’da Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.

Karar emsal olacak

Yargıtay’ın kararına ilişkin Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) konuşan avukat Hüseyin Boğatekin şunları söyledi:

“Feto-Apo kararı basın ve ifade özgürlüğü açısından çok kıymetli bir sonuçtur. Yargıtay gazeteci Boğatekin hakkındaki 1 yıllık hapis cezasını onayınca hem AYM hem de olağanüstü kanun yoluna başvurulmuştu. Önce AYM sonra da Yüksek Ceza Genel Kurulu (YCGK) tarafından basın ve ifade özgürlüğü ihlal tespiti yapıldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu (CGK) kararını onlarca daire başkanı ve üyesinin görüşü ile verdi. Kararda kendi tespitlerinin yanı sıra AYM’nin ihlal kararına vurgu yapması da güncel durum açısından çarpıcıdır. Bu karar Boğatekin davası için mutlak bağlayıcı. Yine özellikle Sayın Öcalan için söz söyleyen ifade özgürlüğünü kullanan binlerce yurttaşın yargılandığı ‘suçu ve suçluyu övme’ yargılamaları açısından da milat sayılabilir. Keza Boğatekin’in mahkumiyetini onayan Yargıtay dairesinin kararı dayanak gösterilerek yüzlerce iddianame hazırlandı. 4 Nisanda duruşma gerçekleşecek ve Boğatekin yüksek muhtemele beraat edecek.”

Yargıtay’ın düşünce özgürlüğü vurgusu

Kararda düşünce özgürlüğüne dikkat çekilirken şu görüşlere yer verildi:

“Doğal haklardan kabul edilen ifade hürriyeti, çoğulcu demokrasilerde, vazgeçilemez ve devredilemez bir niteliğe sahiptir. Öğretide değişik tanımlara rastlanmakla birlikte, genel bir kabulle ifade/düşünce hürriyeti, insanın özgürce fikirler edinebilme, edindiği fikir ve kanaatlerinden dolayı kınanmama, bunları meşru yöntemlerle dışa vurabilme imkân ve özgürlüğüdür. Demokrasinin olmazsa olmaz şartı olan ifade hürriyeti, birçok hak ve özgürlüğün temeli, kişisel ve toplumsal gelişmenin de kaynağıdır. İşte bu özelliğinden dolayı ifade hürriyeti, temel hak ve hürriyetler kapsamında değerlendirilerek, birçok uluslararası belgeye konu olmuş, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da ayrıntılı düzenlemelere tabi tutulmuştur.

Suça konu yazıda sanığın PKK terör örgütü için; ‘Abdullah’ın Yurtseverleri’ ve ‘Kürt Özgürlük Hareketi’ şeklinde toplumun önemli bir bölümü için rahatsız edici nitelikte olan ifadeler kullandığı anlaşılmakta ise de yazı içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; PKK tarafından gerçekleştirilen terör eylemlerini destekleme, tasvip etme veya terör suçlarını işlemeye teşvik etme anlamına gelebilecek herhangi bir anlatımın bulunmaması, bu anlamda işlenmiş olan bir suçun veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişinin övülmesinin söz konusu olmaması, anılan yazının yayımlanması nedeniyle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığının dosyaya yansımaması, yazının esas itibarıyla, güvenlik güçlerince PKK terör örgütüne yönelik olarak yapılan operasyonların eleştirilmesi için değil sanık tarafından o tarihte "FETO" olarak adlandırılan, örgüt olduğu ve rejim için tehlike oluşturduğu vurgulanan FETÖ/PDY örgütü ile mücadele edilmesinin sağlanması amacıyla eleştirel bir Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır. Dille kaleme alınmış olması hususları ile suça konu yazıya ilişkin olarak sanığa verilen hapis cezası nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine yönelik Anayasa Mahkemesi'nin 19.10.2022 tarihli ve 2020/3630 sayılı kararı göz önüne alındığında sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir."

Ne olmuştu?

Anayasa Mahkemesi (AYM), gazeteci Hacı Boğatekin’in “FETÖ ve Apo” başlıklı yazısında “suçu ve suçluyu övdüğü” gerekçesiyle 1 yıl ceza almasını Anyasaya aykırı buldu. 14 yıl süren yargılama sürecine nokta koyan yüksek mahkeme kararında, “ifade ve basın özgürlüğünün demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemde olduğuna” vurgu yapılarak, cezalandırmanın Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinin ihlali olduğuna yer verildi.

Gazeteci Hacı Boğatekin, “FETÖ ve Apo” başlık yazısının Gerger Fırat gazetesinde 4 Ocak 2008’de yayımlamasının ardından yıllardır yargılama süreci yaşıyor. Köşe yazısındaki ifadeleri nedeniyle Boğatekin hakkında Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. “Terör örgütü propagandası” yapmakla suçlanan Boğatekin, 25 Haziran 2008’de 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, cezanın “suçu ve suçluyu övme” gerekçesiyle verilmesini isteyerek yerel mahkemenin kararını bozdu. Bunun üzerine yerel mahkeme, 27 Haziran 2012’de Boğatekin’i “suçu ve suçluyu övme” suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırarak kovuşturmanın ertelenmesine hükmetti.

Hacı Boğatekin yerel mahkemenin kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı ancak mahkeme 23 Mayıs 2018’de “İç hukuk yolları tüketilmediği” gerekçesiyle başvurunun kabul edilemez olduğuna hükmetti. Ancak 4 Haziran 2015’te Boğatekin hakkında açılan bir “hakaret” davasında ceza çıkması üzerine ertelenen kovuşturma, Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama yeniden başladı ve Boğatekin 6 Şubat 2018’de beraat etti.

Yerel mahkeme kararında direnmedi

Bozma sonrası yargılamayı yapan Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi 5 Mart 2019’da bozma kararı doğrultusunda Boğatekin’i suçu ve suçluyu övme suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırdı. Karar 24 Ekim 2010’da Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nce oy çokluğu ile onandı.

AYM’den karar

Bu karar sonrasında Boğatekin, 27 Ocak 2020’de ikinci kez AYM’ye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren Mahkeme, Boğatekin’in gazeteci olduğunu hatırlattığı kararında, “Söz konusu köşe yazısında yer alan konunun toplumsal meselelere ilişkin olduğunun ve başvurucunun bir gazeteci olarak bu konuya ilişkin değerlendirmeler yaptığının eldeki başvuruda göz önüne alınması gerektiğine” yer verdi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.