Savunmanlığını MLSA Hukuk Birimi’nin üstlendiği gazeteci İrfan Uçar hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Uçar’ın gazetecilik faaliyeti kapsamında yaptığı görüşmeler, çalışmalar, kütüphanesindeki kitaplar, isminin notlarda geçmesi iddianamede suçlama konusu yapıldı. Davanın ilk duruşması 9 Ocak 2025’te görülecek
Gaziantep’teki evine 6 Aralık 2023 tarihinde yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan ve yurtdışına çıkış yasağı adli kontrol kararıyla serbest bırakılan gazeteci İrfan Uçar hakkındaki soruşturma tamamlandı. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı Uçar hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.
Gazetecinin hazırladığı notlarda Uçar’ın isminin geçmesi suç delili sayıldı
İddianamede, Uçar hakkında başlatılan soruşturma dosyasının yetkisizlik kararıyla Gaziantep’e gönderilmesi üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı belirtildi. İddianamede, gazeteci ve yazar Cengiz Kapmaz’ın 2011 yılında İstanbul’da evine yapılan baskında el konulan dijital materyallerdeki yazılarda Uçar’ın isminin geçmesi suç delili olarak gösterildi. Aynı aramada el konulan ajanda da ROJ TV'nin yayın akışı ve bu akışında yer alan programların içeriklerine ait bilgilerde Uçar’ın isminin geçtiği ileri sürülerek, suç unsuru gösterildi.
Tanıklar ifadelerinde Uçar’ın gazeteci olduğunu söyledi
Songül Satıcı isimli bir itirafçının iddianamede yer alan ifadesinde, 2003 yılında Kuzey Irak’ta yapılan bir toplantıya Uçar’ın Avrupa’da katıldığına dair iddiasına yer verildi. Bahar mahlaslı gizli tanık ise ifadesinde Uçar’ın 2005-2006 yıllarında Özgür Gündem gazetesinde yönetici olarak faaliyet yürüttüğünü, sonrasında ise gazeteden ayrıldığını ve örgütün basın alanında faaliyet yürüttüğünü öne sürdü.
Gazeteci ile haber konuşmak suç olarak gösterildi
Uçar’ın gazetecilik faaliyetle ilgili telefonla görüştüğü ve ismi iddianamede yer verilmeyen kişi için “örgüt yanlısı bir yayın organında çalışan kişi” ifadesi kullanıldı. Uçar’ın bu kişiyi arayarak cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin yapılacak canlı yayınla ilgili bilgi verdiğini, canlı yayın linkini kendi haber sitesinde veya sosyal medya hesaplarında paylaşarak daha çok kişiye ulaşmayı amaçlayarak “örgüt propagandası” yaptığı savunuldu.
JİTEM tarafından katledilen Musa Anter’le ilgili röportaj yapmakla suçlandı
Yine Uçar’ın, JİTEM tarafından katledilen Özgür Gündem Gazetesi yazarı Musa Anter (Apê Musa) ile Özgür Gündem dağıtımcısı Adnan Işık ile ilgili Roj Tv’de yayınlanmak üzere röportajlar hazırladığı veya hazırlattığı öne sürülen iddianamede, bunun el konulan dokümanlarda tespit edildiği iddia edildi.
Dağ manzaralı fotoğrafa el konuldu
İddianamenin devamında Uçar’ın evinde yapılan aramada el konulan 7 kitap hakkında el koyma, toplatma, satış ve dağıtım yasağı kararı bulunduğu belirterek, bunlara el konulduğu belirtildi. Uçar’ın evinde bulunan ve ön yüzünde dağlık alan bulunan fotoğrafı herhangi bir suç unsuru bulunmadığını ancak buna el konularak, adli emanete alındığı ifade edildi.
Sosyalizmin Alfabesi, Mehmen Eymür, Çengiz Çandar’ın kitaplarına el konuldu
İddianamede, Uçar’ın kütüphanesinde bulunan ve haklarında satış, toplatma ve dağıtım yasağı bulunmayan 19 kitaba suç delili olarak konulduğu belirtildi. Bu kitaplar arasında Haluk Gerger’in Canavarın Ağzında, Cengiz Çandar’ın Mezopotamya Ekspresi, Ülkü Doğanay’ın Demokratik Usuller Üzerine Yeniden Düşünmek, Zana Farqinî’nin Kurdıya Nujen (Modern Kürtçe), Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün Analiz, Fatih Yaşlı’nın Kinimiz Dinimizdir ve Leo Huberman’ın Sosyalizmin Alfabesi kitapları da yer alıyor. Yine Uçar’ın evinde bulunan ve içinde askerler fotoğraflarının yer aldığı film şeritlerinde herhangi bir örgütsel içerik, suç ya da suç unsuruna rastlanılmadığının ancak bunlara el konularak emanete alındığı belirtildi.
Uçar, hakkındaki suçlamaları reddetti
İddianamede, Uçar’ın soruşturma kapsamında savcıya verdiği ifadeye yer verildi. Uçar, 1988 yılından beri gazetecilik yaptığını belirtilerek, hiçbir örgütün basın alanında faaliyet yürütmediğini söyledi. Osman Kavala, Hasan Cemal, Sidar Basut, Hüseyin Bardakçı ve Zülfikar Ali Aydın ile gazeteci olmaları veya görüş alışverişinde bulunmak amacıyla telefonla görüştüğünü ifade etti. Kendisi hakkında beyanda bulunan tanıkların ifadelerinin asılsız olduğunu söyledi. Uçar, gazeteci Cengiz Kapmaz ile birlikte bir süre beraber çalıştığını, tuttuğu notlarla ilgili bir bilgisinin ve herhangi bir örgütsel bir bağının olmadığını dile getirdi. Roj Tv’nin yayın programını katılmadığını, program içeriklerini düzenlemediğini belirtti. Evinde bulunan kitapların seçilerek el konulduğunu, kitapları örgütsel amaçla evinde bulundurmadığını vurgulayan Uçar, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Davanın ilk duruşması 2025 yılında görülecek
İddianamenin sonuç ve kanaat bölümünde dosyada yer alan deliller birlikte değerlendirildiğinde Uçar’ın PKK ve KCK örgütlerinin fikir, eylem ve ideolojisini benimsediği, “örgüt üyesi” konumunda bulunduğu iddia edildi. Uçar’ın TCK’nin 314/2 maddesinde düzenlenen “örgüt üyesi olmak” suçundan cezalandırılması talep edildi.
İddianameyi kabul eden Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Uçar hakkında verilen yurtdışına çıkış yasağı kararının devamına karar verdi. Gizli ve açık tanıkların duruşma günü dinlenmesine karar veren mahkeme, davanın ilk duruşması olarak 9 Ocak 2025 tarihini belirledi.
MLSA Uçar verilen yurtdışı yasağı kararını AYM’ye taşımıştı
Uçar’ın savunmanlığını üstlenen MLSA Hukuk Birimi, gazeteci İrfan Uçar’ın hukuki ve meşru sebeplere dayanmayan arama kararıyla evine baskın yapıldığı, materyallerine el konulduğu ve adli kontrole tabi tutulduğu gerekçesiyle Maliye Hazinesi aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmıştı. MLSA ayrıca İrfan Uçar hakkında verilen yurtdışı çıkış yasağının hak ihlaline sebep olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunmuştu.
