Duruşma Haberleri

Gazeteci Sibel Hürtaş’ın yargılandığı davada müşteki polis çelişkili ifadeler verdi

Gazeteci Sibel Hürtaş’ın yargılandığı davada müşteki polis çelişkili ifadeler verdi
GÖZDE ÇAĞRI ÖZKÖSE*
2020 yılının Temmuz ayında baro başkanlarının Çoklu Baro Sistemini protesto etmek için TBMM önündeki eylemini takip ederken polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınan Sibel Hürtaş’ın kendisini gözaltına alan polislerin iddiaları ile “görevi yaptırmamak için direnmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın bugün görülen duruşmasında dinlenen bir müşteki polis çelişkili ifadeler verdi.  Gazeteci Sibel Hürtaş’ın “görevi yaptırmamak için direnmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın dördüncü duruşması Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Hürtaş, avukatı Sercan Aran ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatı Ülkü Şahin ile duruşma salonunda hazır bulundu Dosyada müşteki olarak yer alan ve hakkında daha önceki celsede zorla getirme emri çıkarılan polis memuru K. Y. de bugünkü duruşmaya katıldı. Bir önceki celse hakkında zorla getirme emri çıkartılan tanık polis S. Ç. bugünkü duruşmaya da katılmadı.  Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk olarak müşteki polis K. Y. dinlendi. Müşteki polisin soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadeler okundu. K.Y., olay günü güvenlik önlemleri kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde görevlendirildiğini belirtti. Müşteki polis, ismini hatırlamadığı bir amir tarafından “Bayan görevli gelsin” talimatı verilmesi üzerine Hürtaş'ın bulunduğu bölgeye gittiğini belirterek, gittiği bölgede arbede yaşandığı iddiasında bulundu. Müşteki polis ifadesine şöyle devam etti: “Polise karşı direniş gösteren bir kısım şahıslar vardı. Huzurdaki sanığı polise vermek istemiyorlardı. Şahsın araca alınması gerekiyordu, talimat o yöndeydi. Üç dört metre ileride bulunan araca kadar götürdük. Şahsı, ben ve ismini bilmediğim kadın polisi memuru götürdük. Bindirirken de direniş gösterdi. Araca binmek istemiyordu. Kalabalığın içinden geçiyorduk. Diğer taraftakiler araca tekme atıyordu. Sanık direndi, kendini geriye attı. Araç kapısına vardığımızda kapının alt ve üst taraflarına tutundu.” Bu sırada araya giren hakim müşteki polis memurunun beyanını “Araca binmemek için pasif direniş gösterdi” şeklinde tutanağa geçirdi.  Ardından hakim, müşteki polise Hürtaş’ın kendilerine saldırıp saldırmadığı sorusunu yöneltti. K.Y, “Bu aşamada fiili bir saldırı olmadı” yanıtını vererek, Hürtaş'ın polis aracının içinde kendilerine mukavemet gösterdiğini ifade etti. Müşteki polis ifadesine şöyle devam etti: “Sanığı araca zorla bindirdik. Polis merkezine götürülmesi gerekiyordu. Şahıs aracın arka tarafında oturuyordu. Arkada iki polis memuruyduk. Ben sağ tarafında oturuyordum. Diğer polis memuru sol tarafında oturuyordu. Önde sadece şoför vardı. Sonra araç hareket etti. O sırada aracın önüne atlayanlar oldu. Kapıyı açarak şahsı araçtan indirmek isteyenler oldu. Araca yumruklar atıldı, tekmeler atıldı. Ben şahsın sağ tarafındaydım, ama şoförün tam arkasındaydım ve benim olduğum taraftaki kapı açıldı. Araç hareket halindeyken kendisini içerden almak istediler. Ben de kapıyı kapatmaya çalıştım. Araç normal hızına geçmişken, şahıs belinin üzerinde yükseldi iki ayağını kaldırarak şoföre tekme attı. Şoför direksiyon hakimiyetini kaybetti, hatta bariyere çarpacaktı. Biz şahsa kelepçe takmamıştık. Rahat hareket edebiliyordu. Hareketlerini engellemek için kollarımızı ileriye doğru uzatarak hareket alanını daraltmak istedik. Ancak bu sırada el bileklerime, koluma yumruk attı. Sağ el bileğimde çizikler oluştu. Bu hastane raporunda da bellidir. Ayrıca bize tekme atmaya çalışıyordu.” Bu sırada Hürtaş’ın telefonla görüşme yaptığını söyleyen müşteki polis, görüşmede Hürtaş’ın kendilerinden “İşkenceci polisler” şeklinde bahsettiğini iddia etti. Yayla, Hürtaş'a yönelik zor kullanmadıklarını iddia ederek, “Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” dedi. Hakim, müşteki polisin emniyette vermiş olduğu ifadeleri okuyarak, beyanları arasında farklılıklar olduğuna dikkat çekti. Hakimin çelişkilere yönelik soru sorması üzerine K.Y, “Evet, siz söyleyince hatırladım. Önceki ifadelerim doğrudur. Medyada şahsın bunları doğrulayan kendi beyanları da söz konusu olmuştur” yanıtını verdi. 

Hürtaş: ‘Sen işkencecisin’ dediğim doğrudur

Müşteki polisin beyanlarına karşı söz alan gazeteci Sibel Hürtaş ise “Huzurdaki müştekinin vermiş olduğu ifadede doğru olan tek şey karşısına geçip ‘Sen işkencecisin!’ dediğimdir. Burada huzurunuzda bir kez daha tekrarlıyorum: Sen işkencecisin!”  Yayla'nın kendisinden daha cüsseli olduğunun altını çizen Hürtaş şöyle devam etti: “Aracın içinde beni darp etti. Ağzımı ve burnumu kapatarak nefesimi kesti. Araç içerisindeki darp,  Kavaklıdere Polis Karakolu’na kadar da sürdü. Buna ilişkin darp raporum da mevcuttur. Bu işkencecilerin ellerini kollarını sallayarak, gezmesinden utanç duyuyorum.”  Avukat Sercan Aran, müşteki polis memurunun çelişkili beyanlarına dikkat çekti. Müştekilerin ifadelerinin kopyala/ yapıştır olduğunu ve cümle yapılarının dahi aynı olduğunu ifade etti. Aran, “Müştekiler, araç içerisinde sol konumda oturduklarını beyan etmişler. Ancak bugün K.Y. sağ tarafta oturduğunu beyan etmiştir. İftira atma saiki söz konusudur. İfadeye itibar edilmez” şeklinde konuştu.  Bu sırada K.Y., yeniden söz alarak Aran’ın dile getirdiği çelişkiyle ilgili konuştu. Müşteki polis, çelişkili beyanlarını şu şekilde savundu: “O gün orada olan polis arkadaşlarla ifadelerimizin benzer olmasının nedeni aynı olaya maruz kalmış olmamızdır. Bu nedenle farklı söz kuramadık.” Daha sonra söz alan iddia makamı, beyanlara karşı söyleyecek bir şeyi olmadığını belirterek eksik hususların giderilmesini talep etti. Ara vermeden kararını açıklayan hakim, duruşmaya katılmayan S. Ç. hakkında Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılarak, güvenlik şube müdürü olup olmadığının ve olay günü görevli olup olmadığının tespit edilmesinin istenmesine karar verdi. Hakim, tanık polis S. Ç.’nin olay günü görevli olduğunun tespit edilmesi durumunda bir sonraki celse dinlenmesi hazır edilmesine karar vererek davayı 26 Eylül’e erteledi.

Ne olmuştu? 

Birçok baro başkanının çoklu baro yasasını protesto etmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi bahçesinde gerçekleştirdiği oturma eylemini takip etmek isteyen gazeteci Hürtaş, polisler tarafından engellenmişti. Gazeteci olduğunu ve eylemi takip etmek istediğini belirten Hürtaş, polisler tarafından gözaltına alınmıştı.  Hürtaş, gözaltı aracında boğazı sıkılarak işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia etmiş ve akabinde iki gün iş göremez raporu almıştı. Hürtaş’ın kendisini darp eden polisler hakkında yaptığı suç duyurusu için ise savcılık takipsizlik kararı vermişti.  Hürtaş hakkında açılan davanın 12 Nisan 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmasında, mahkeme tebligata rağmen duruşmaya gelmeyen iki müşteki polis memuru hakkında yeniden zorla getirme emri düzenlenmesine, daha önce yazılan müzekkereye neden cevap verilmediğinin sorulmasına ve cevaba göre suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.  Davanın 27 Ekim 2022 tarihinde görülen üçüncü duruşmasında mahkeme, tebligata rağmen duruşmalara katılmayan bir müşteki polis ve müşteki polislerin tanıkları hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar vermişti. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.