Gazeteci Zilan Azad’ı darp eden kolluk görevlileri hakkında suç duyurusu
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Hukuk Birimi, haber yapmak için takip ettiği Kadıköy’deki 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliğinde gazeteci Zilan Azad’ı darp eden ve sözlü olarak cinsel tacizde bulunan polis memurları hakkında “kasten yaralama”, “işkence”, “eziyet”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, “görevi kötüye kullanma” ve “cinsel taciz” suçlarından suç duyurusunda bulundu.
Gazeteci Zilan Azad; İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında gerçekleştirilen “Savaş Kaybettirir, Barış Kazandırır” etkinliğinin haber takibini yapmak için gittiği Kadıköy İskele Meydanı'nda polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınmıştı.
Gazeteci olduğunu belirtmesine rağmen kolluk kuvvetleri tarafından bel ve kollarına vurulup saçı çekilen Azad, ters kelepçe ile gözaltına alınarak çevik kuvvet otobüsüne bindirilmiş ve burada da bir polis memurunun şiddeti devam etmişti.
MLSA Hukuk Birimi, Azad’ın araç içerisinde kimliği tespit edilemeyen bir kolluk görevlisinin sözlü cinsel tacizine ve fiziksel şiddete maruz bırakıldığını ve bunların olay sonrası Azad tarafından alınan darp raporuyla sabit olduğunu belirterek ilgili kolluk görevlileri ile kolluk amirlerinin kimliklerinin tespit edilmesi ve görevliler hakkında “kasten yaralama”, “işkence”, “eziyet”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, “görevi kötüye kullanma” ve “cinsel taciz” suçlarından soruşturulma başlatılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Azad’ın, kolluk kuvvetleri tarafından taciz, işkence ve hakaretlere maruz kaldığı belirtilen suç duyurusunda, “Müvekkilin, olay günü yapılan protestolar ve yürüyüşler hakkında gazeteci olarak görevini yapmak üzere haber takibi ve fotoğraf çekmek için gösteri yerinde hazır bulunduğu tartışmasızdır. Bunun kolluk kuvvetlerince fark edilmemesi ise imkânsızdır. Nitekim müvekkil en baştan gazeteci olduğunu söylemiştir ve ayrıca olay anında müvekkilin boynunda profesyonel kamera asılı bulunmaktadır. Müvekkilin kimliğinin ve gazeteci olduğunun bilindiği ve müdahalenin de bu kasta yönelik yapıldığı açıktır. Müvekkil, polisin gazeteci olduğunu bile bile kendisini ters kelepçeleyerek keyfi bir şekilde hürriyetinden mahrum bıraktığını, tekmelenmek ve yumruklanmak suretiyle darp edildiğini, gazeteci olduğu bilindiği halde kolluk kuvvetlerinin doğrudan şahsi kasıt ile hareket ederek işkenceye, kötü muameleye ve cinsel tacize maruz bırakıldığını belirtmektedir. Zira darp nedeniyle vücudunda çıplak gözle görülecek şekilde yaralanmalar meydana gelmiş, kollarında ve bileklerinde kızarıklıklar ve ağrılar oluşmuştur. Müvekkil polis aracına kadar neredeyse sürüklenerek götürülmüştür. Müvekkil güç kullanımını gerektirecek bir davranışta bulunmamış olmasına rağmen işkence ve kötü muamele yasağına aykırı olarak güç kullanımına maruz kalmıştır” ifadeleri yer aldı.